Yenisafak.com olarak yakından takip ettiğimiz Bilişim Zirvesi'16 etkinliği sona erdi. Etkinlikte en çok dikkat çeken konu başlıklarından bir tanesi de Dijital İstanbul oldu. Bu konu başlığı altında dijitalleşen şehirlerin önemine ve dünya çapında bunu başaran şehirlere vurgu yapıldı.
- Dijital (akıllı) şehir nedir?
- Akıllı Kent tanımı dilimize İngilizce Smart Cities kavramından çevrilerek kazandırılmış bir tanımdır. Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığının Bilgi ve İletişim Teknolojileri Destekli Yenilikçi Çözümler Ekseni Mevcut Durum Raporu (Şubat 2013) belgesinde Akıllı Kent yapılanması şöyle tanımlanmaktadır. “Günümüzde kentlerin yasadıkları sorunları çözmeyi ve kentlerde yasayanların hayat kalitesini artırmayı amaçlayan “Akıllı Kent" çözümleri önem kazanmaktadır ve dünyadaki pek çok şehirde hızla uygulamaya geçirilmektedir.
- Akıllı Kent çözümleri temelde Kent Bilgi Sistemi (KBS) ve Coğrafya Bilgi Sistemi (CBS) gibi kentlerin bilgi teknolojileri altyapı sistemlerine bütünleşmiş ve gerçek-zamanlı bilgiye dayalı karar almayı mümkün kılacak şekilde hayata geçirilmektedir. Akıllı kent çözümleri enerji, su, ulaşım, kentsel hizmetler ve sağlık hizmetleri başlıkları altında incelenebilmektedir."
Etkinlikte Bilişim ve Strateji Uzmanı Levent Karadağ, Barselona örneğine dikkat çekti ve İstanbul'un da dijital şehir olması yönünde önemli adımlar atıldığından bahsetti:
- İspanya'nın büyük şehirlerinden Barselona'nın 2012'de akıllı şehir oluşumunu tamamladığını gördük. Stratejilerinin temelinde insan var. Hedef; daha verimli, daha sürdürülebilir ve daha yüksek hayat kalitesi oluşturmak. Şehirlerin farkını ve insanların geleceğini teknoloji belirliyor. Örneğin internet altyapısı… Fiber optik altyapı çok önemli. Konvansiyonel bağlantı hem verimi düşürüyor hem de siber saldırıya olanak sağlıyor. Bu yüzden 4.5G de verimli çalışmıyor.
- Türkiye'nin inşaat sektöründe çok iyi olduğunu biliyoruz. Bundan böyle evlerin akıllı ev sistemine göre dizayn edilmesi standart olmalı. 10 yıl içinde evlerde bin 500 adet sensör olacağı öngörülüyor. İstanbul'da da böyle olması için yapılan evlerin buna uygun inşa edilmesi gerekiyor.
Etkinlikte söz alan Webedia Türkiye sorumlusu Yalçın Parmaksız ise son dönemde popüler olan sanal gerçeklik gözlüklerine dikkat çekti:
- Sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik, dijital şehirlerde önemli bir yer kaplıyor. Avrupa'da İngiltere ve Fransa bunu çok iyi uyguluyor. Örneğin Google Arts and Culture uygulaması, Avrupa'da birçok müzeye ve sanat galerisine entegre edilmiş, oturduğunuz yerden buraları ziyaret edebiliyorsunuz. İstanbul maalesef bu konuda geride, üstelik diğerlerine karşı çok daha fazla kültürel zenginliğimiz olmasına rağmen…
- Google Cardboard ve benzeri cihazların önemini de unutmamak gerekiyor. Dijital şehirlerde bu cihazlara entegre uygulamalar geliştiriliyor ve şehrin tanıtımı yapılıyor. Aynı şekilde artırılmış gerçeklik uygulamaları da dijital şehrin tanıtımında önemli bir görev üstleniyor. Örneğin bu videoda olduğu gibi…
Devamında düzenlenen “2023'e Giderken Dijitalleşen İstanbul" panelinde ise neler yapıldığına ve neler yapılmasına dair önemli görüşler paylaşıldı. Toplum olarak sosyal medyayı iyi kullandığımız fakat faydalı kullanmadığımız vurgulandı.
Örneğin kimse kimsenin nerede, kiminle, ne zaman ve ne yediğini umursamıyor. Fakat Türk toplumu sosyal medyayı genellikle bunun gibi paylaşımlar için kullanıyor. Bunun yerine daha dikkat çekici, sorun çözmeye yönelik kullanılabilir.
Bunu en iyi uygulayan kurumlar arasında Kadıköy Belediyesi bulunuyor. Yukarıda da gördüğünüz üzere, hesaptan halkın dilinde, anlaşılır ve esprili paylaşımlar yapılıyor. Ayrıca sorun çözmeye odaklı bir çalışma sistemi var. Bu da dijital şehir çalışmalarına hız katıyor.
Tabii sadece bazı kurumların dijitalleşmesi de yeterli değil. Örneğin bir kişi belediyeye Twitter üzerinden bir ihbarda bulunuyor. Belediyenin sosyal medya hesabı bunu yine aynı kolaylıkla yetkili birimlere aktardıktan sonra muazzam bir iletişim sağlanıyor. Fakat belediye bu kanalı kullanırken, örneğin emniyet yetkililerinin bu konuda duyarsız kalması, iletişim kopukluğuna neden oluyor. Dijital şehirleşme için her kurumda her alanda bu faaliyetlerin hayata geçmesi gerekiyor.
Fakat henüz yolun başında olduğumuzun unutulmaması gerekiyor. Dijital bir şehre geçiş yapmamız için, hem kamuda hem özel sektörde herkesin elini taşın altına koyması ve bu alanda ciddi yatırımlar yapması gerekiyor. Böylece, dünyanın en güzel şehirlerinden biri olarak kabul edilen İstanbul'un, daha yaşanılır ve keyif verici bir kent olacağı görüşü hakim.
