Deniz Baykal, Perşembe günü Meclis"te bir toplantı yapıyor.
Rıza Türmen"in Pazar günü bir gazetede çıkan yazısı, bardağı taşıran son damla oluyor.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce"ye, Salı günkü grup toplantısında kapalı bir bölüm yapılmasını söylüyor ve orada konuşma yapacağını bildiriyor.
İnce, Kılıçdaroğlu"na gidiyor.
Kemal Bey, Salı günü o saatte önemli bir randevusunun olduğunu belirtip, "Salı günü olursa ben katılamam, haftaya olsun ya da Cuma günü toplanalım, orada konuşsun" diyor.
İnce bu kez Baykal"a dönüyor ama olumsuz bir yanıt alıyor. Baykal, "Grup toplantıları Salı günü yapılıyor. Kemal Bey çok arzu etmesine rağmen bulunamadı derim, çıkar konuşurum" karşılığını veriyor.
Baykal"ın, konuşacağı haberi pazartesi günü sızınca, Kılıçdaroğlu cephesini bir telaş aldı.
Bir süre sonra, "Kemal Bey de katılacak. Baykal muhtıra verirse, karşı muhtıra verecek" havasını yaymaya başladılar.
Kılıçdaroğlu"ndan, şapkasız Che Guevara çıkarmaya hevesli meslektaşlarımız, "Muhtıra veren, muhtıra yer" demeye başladılar.
Bu muhtıra işine inanmadım. Adetim olmadığı halde bahse girdiklerim bile oldu.
Ama Allah"ı var. Kemal Bey bu kez de beni yanıltmadı.
Baykal konuşurken salonda yoktu. Kürsüye çıktığında ise sanki az önce partinin eski genel başkanı konuşmamış gibi bu konulara hiç değinmedi.
Baykal"a cevap vereceği halde o Ayşe hanım teyzeye konuştu.
Baykal"ın kurmaylarıyla konuştum.
"Kemal Bey de bizim çizgimize geldi" dediler.
Daha önce de Birgül Ayman Güler aynı şeyleri söylemişti.
"Benim söylediklerimi söylüyor" demişti.
Daha önce de Hüseyin Aygün gibi konuşmuştu Kemal Bey.
Zaten sorun da bu.
Kemal Bey"in hangi konuda ne düşündüğü belli değil.
Böyle lider olur mu?
Bülent Ecevit anlatmıştı:
"12 Mart muhtırasına karşı çıkıp, genel sekreterlikten istifa ettiğim zaman, bazı ilerici aydınlar, ilerici bir darbeye nasıl karşı çıkıyorsun diye beni suçluyorlardı. Ankara"da sokağa çıkamaz hale gelmiştim.
Ankara"da uzaklaşmak istedim. Ege"ye gittim. Aydın Nazilli"de bir kahvehanede sandalyenin üzerine çıkıp konuştum. Dinleyen vatandaşlardan biri, "Karaoğlan güzel konuşuyorsun da, biz senin peşine düşsek sen İsmet Paşa"ya karşı durabilir misin" dedi. Ben de "dururum" dedim. "Hah o zaman seni dinleriz" dediler."
12 Mart"a karşı çıktı, ortanın solu dedi, İsmet Paşa"yla mücadele etti, milli şefi devirdi. Millet de Ecevit"in peşine düştü. Dağlara taşlara, "Karaoğlan"ın adını yazdı. Ulusalcılar istifa edip, Güven Partisi kurmalarına rağmen CHP 1973 seçiminde yüzde 33, 1977"de yüzde 42"ye çıktı.
Ben Deniz Baykal"ın Türklük ve Anayasa konusundaki görüşlerine katılmıyorum. Ama Baykal"ın bir fikri olduğunu biliyorum. Ama Kemal Bey"in ne düşündüğü belli değil.
Deniz Baykal"a gelenler.
1-Partide ciddi bir kırılma yaşanıyor. Parti bitiyor, müdahale edecekseniz edin.
2-CHP Genel Merkezi"nin her odasında Genel Başkan"ın arkasından konuşuluyor. Çünkü Genel Başkan güven vermiyor.
3-Kemal Bey hiçbir konuda tavır koymadığı için, CHP, kimliksiz bir parti konumuna düşüyor.
4-CHP"nin Adana toplantısında İşçi Partisi Gençlik Kolları Başkanı konuşturuluyor. Bu AK Parti toplantısında Ülkü Ocakları Genel Başkanı"nın konuşturulması anlamına gelir. Koskoca CHP, İşçi Partisi lokomotifinin vagonu haline getiriliyor.
Deniz Baykal konuştu, bazıları dedi ki, "Kılıçdaroğlu"na hayat öpücüğü kondurdunuz. Bıraksaydınız, bu kargaşa onu götürecekti."
Baykal, doğru yaptığına inanıyor. Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır"ın, "Sahalara mı döneceksiniz?" sorusuna verdiği cevap ilginç.
"Hazreti İsa"nın son yemeği."
Peki, Hazreti İsa"nın havarileriyle yemeğindeki, Judas kim?
Judas"ı bilmem ama bildiğim bir şey var.
Bu Kemal Bey"den lider çıkmaz.
Peki Genel Başkan olur mu?
Onda da zorlandığı kesin.
Daha çok, CHP Genel Müdürü gibi duruyor.
