Pazar günü sandıkların açılmasıyla birlikte, seçim sonuçlarını tartışacağız.

30 Mart yerel seçim olmanın ötesinde anlamlar ifade ettiği için, geniş bir kazananlar-kaybedenler listesi çıkaracağız.

Seçim sonuçları ortaya çıktıktan sonra yapılacak değerlendirmeler elbette ki önemli olacak. Ancak asıl önemli olan seçim sonuçları ortaya çıkmadan önce, sonuçları isabetli olarak tahmin edebilmekte.

Maalesef ki, bizde bırakın sandıklar açılmadan isabetli tahminde bulunmayı, memleketten kaçacak dedikleri kişi açık ara farkla birinci çıksa dahi, onlar gazeteciliklerini sürdürecekler.

Hastalarına koyduğu her teşhis yanlış çıkan hekim bir süre sonra meslekten ihraç edilir ama meslek hayatları boyunca siyasi öngörülerinin tümü yanlış çıkanlar bizim meslekte kıdem alıyor, meydanda ordinaryüs profesör edalarıyla dolaşıyorlar.

Beyaz Türklerin gazeteciliğinde siyasi öngörüleri doğru çıkan değil, yanlış çıkan, sağduyulu değerlendirmeleri olan değil, CHP"nin sesi olan makbuldür.

Şundan emin olun. Seçim öncesinde AK Parti"yi ve Erdoğan"ı gayri meşru ilan edenler, AK Parti"nin başarısız olacağını, CHP"nin ve Sarıgül"ün kazanacağını temenni edip, bunu şehvetli satırlarına yansıtanlar 30 Mart"ta bir kez daha hezimete uğrayacaklar. Hiçbir öngörüleri çıkmayacak. Baktığı partiyle ilgili değerlendirmeleri yanlış çıkan muhabirleri hemen o partiyi izleme görevinden alırız. Çünkü mesleki deformasyon başlamıştır. Gazeteci ile parti arasında bir yakınlaşma söz konusu olmuştur. Yani muhabir tarafsız gazeteci özelliğini yitirmiştir. Ama yazarlara, anlı şanlı gazete yöneticilerine gelince bu kural tersine işlemeye başlar. Şimdiye kadar hiçbir siyasi öngörüsü çıkmadığı halde bu mesleğin duayeni olarak ortada gezenlere bakılırsa, hiçbir şey yokmuş gibi kara propagandalarına devam edecekler.

Tüm bu riskleri göze alma pahasına, diyorum ki bu yazımı kesin saklayın. Pazartesi günü gelip, seçim sonuçları ortaya çıkınca arşivinizden çıkarın sonuçlar ışığında masaya yatırın. Çünkü ben de öyle yapacağım. Yanlışlarım için özeleştiride bulunacağım. Doğru tespitleri ise görevimin gereği olarak değerlendirip, daha büyük bir titizlikle mesleğimi sürdürmeye çalışacağım.

Bu seçimden iktidarı ve muhalefetiyle Meclis"te temsil edilen partiler başarılı çıkacak. Seçimlerde tek bir parti kaybedecek o da; Pensilvanya Partisi (PP) olacak. Siyasi hayatları boyunca, ANAP"tan DYP"ye, DSP"den AK Parti"ye uzanan yelpazede her zaman iktidar partilerini destekleyen ve bu arada siyasi güçlerini olduğundan daha fazla göstermeyi başaran Cemaat Partisi ilk kez muhalefette yer aldı. Böylece tartıya çıktılar, ağırlıkları belli olacak.

Türkiye bir süredir turpun büyüğü heybede diye türlü çeşit kara propaganda unsurlarıyla meşgul edildi. Asıl turpun büyüğü sandıkta. 30 Mart günü sandıklar açıldığında Pensilvanya Partisi"nin hezimetiyle karşılaşacağız.

Seçimlerde alacağı oy oranı üzerine en fazla tartışma yapılan parti doğal olarak AK Parti. Türkiye"de siyasi istikrarın devamı ve Cumhurbaşkanlığı seçimi açısından da AK Parti"nin alacağı oy oranı önem taşıyor. Ayrıca paralel yapının gerçekleştirdiği 17 Aralık darbesinin rövanşı olması açısından da sandıktan AK Parti"ye çıkacak sonuç önemli olacak. AK parti hakkında kapatma davası açtırmak için kolları sıvayanlara da en iyi cevap sandıkta verilecek.

Bir de AK Parti"ye karşı kara propaganda yürütenler açısından sonuçlar önemli olacak. Onlara kalsa Başbakan seçimden önce kaçacaktı. Onlara göre AK Parti yüzde 30"u bile aşamayacak. İçlerinde geçmişte ağzı yananlar var. Lütfedip yüzde 35"e kadar şans tanıyorlar.

Seçim yasakları nedeniyle anket sonuçları yayınlanamıyor. Ama kişisel öngörülerde bulunmanın önünde bir engel yok. Şimdi sıkı durun gözlemlerim, meydanlarda edindiğim izlenimler ışığında bazı öngörülerde bulunmak istiyorum. Mesleki açıdan benim için riskli olacak. Ayrıca seçim yasakları var. Ama fotoğraf çekmekte yarar var.

AK Parti bu seçimlerde, genel seçimde aldığı oya yakın oy alacak. Seçim startı verildiğinde AK Parti o oranda değildi. Cemaatin ihaneti, AK Parti"nin oylarını yükseltti.

Bu sonuçlar hem cemaatin abartıldığı oranda bir gücünün olmadığını ortaya koyacak hem de Cumhurbaşkanlığı seçimine ışık tutacak.

Bu sonuç aynı zamanda Başbakan Erdoğan"ın ilk turda Cumhurbaşkanı seçileceğinin göstergesi olacak.

CHP de yerel seçimde genel seçimdeki oyunu alacak. Böylece Kılıçdaroğlu, ana muhalefet lideri olarak kendisini garantiye almış olacak.

MHP ise genel seçimle, yerel seçimde aldığı oy oranının tam ortasına ulaşacak. Ayrıca kalelerini koruyacak.

BDP ise çözüm sürecinin olumlu etkisini görecek. Silahlı değil siyasi mücadele ile başarılı olunacağını gösteren bir oran yakalayacak.

Yerel seçimin ikinci hezimetini ise Sarıgül yaşayacak. Bırakın CHP genel başkanı olmayı, Kılıçdaroğlu"nun İstanbul"da elde ettiği başarıyı bile yakalayamayacak. İstanbul yine Kadir Topbaş diyecek. Hem de ezici bir çoğunlukla.

Ankara"da ise Melih Gökçek yesin içsin Recep Tayyip Erdoğan"a şükretsin. Belediye başkanlığı dönemlerinde sadece cemaate yatırım yapıp, diğer kesimleri küstüren Gökçek, paralel ihaneti yaşadı ama bir ders çıkarır mı oradan emin değilim. Erdoğan sayesinde sırat köprüsünden geçip seçimi kazanacak.

Tekrar ediyorum. Seçim yasakları nedeniyle oran veremedim ama tablo bu. Kesin saklayın bu yazıyı. Pazartesi görüşmek üzere.