|
Haşim Kılıç"ın Rosa Luxemburg"u kimdi?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AK Parti''nin kapatılması hakkındaki davanın gerekçeli kararında yer alan karşı oy yazısında Rosa Luxemburg''tan, "Özgürlük yalnızca ve daima farklı düşünenlerindir" cümlesini alıntılamıştı.

Bu özlü sözün sahibi Rosa Luxemburg, Lenin''le polemiklere girecek kadar ünlü bir komünist liderdi sevgili okurlar.

Birinci Dünya Savaşı henüz bitmemişti.

Almanya''da Rosa Luxemburg ve arkadaşları "Spartakistler" diye bir komünist grup kurmuştu.

Roma İmparatorluğu''na karşı ayaklanan kölelerin lideri olan Spartaküst''ten esinlenmişti grup.

Savaş karşıtı bu grup, Alman Sosyal Demokrat Partisi''nden kopmuştu.

Almanya savaştan çekilmiş, imparator tahttan ayrılmış, Friedrich Ebert başkanlığında sosyal demokrat hükümet kurulmuştu.

Alman Komünist Partisi''ni kuran Spartakistlerin eylemleri hızla yayılıyordu. 1789 Fransız Devrimi''ni anımsatan gelişmeler yaşanıyordu, iktidar boşluğu doğmuştu.

"Halk Temsilciler Konseyi" kurulmuş, iki sosyal demokrat parti de bu konseyde yerlerini almıştı.

Rosa Luxemburg ve grubu eski sosyal demokrat yoldaşlarıyla kıran kırana bir mücadeleye girişmişti.

Savaştan artakalan dağınık ordunun generallerini Spartakistleri zorla bastırması için ikna eden Ebert idi.

Sosyal demokratların onayıyla kurulan faşist milisler, Spartakistlerin liderlerinden Rosa Luxemburg ve sevgilisi Karl Liebknecht''i gözaltına alarak infaz ettiler.

Ayaklanmalar kanla bastırılmıştı..

Sosyal-demokratlar''ın onayıyla başlayan kanlı kıyımlar yüzünden Alman komünistleri bir daha bellerini doğrultamayacaktı.

Friedrich Ebert ismini Alman Sosyal Demokrat Partisi''ne yakınlığıyla bilinen Friedrich Ebert Vakfı''ndan hatırlayacaksınız.

1925''de kurulan bu vakfın CHP''ye para yardımında bulunduğu iddia edilmişti hatırlarsanız.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da CHP hakkında inceleme başlatmıştı..

Haşim Kılıç, Rosa Luxemburg falan derken nerelere gittik değil mi arkadaşlar..

Tarih hiçbir şeyi unutturmuyor işte.

Sapıklığın eğitimle ilişkisi..

Ankara''da dehşet saçan kasklı sapığın operacı çıkması kimilerini şaşırtmış görünüyor. Sapıkların eğitimsiz çıkmaları "Eğitim şart şekerim" diyenler için vazgeçilmez bir replikti. Sapığımızın cehaleti, eğitimsizliği, yanı sıra aile içinde yaşadığı yoksunluklar ve mutsuzluklar üzerinden analizler döktürülürdü. Oysa sapıklığın eğitimle doğrudan ilişkisi yok arkadaşlar, apayrı bir ruh hali bu. Eğitim, kariyer, statü sadece sapıklarımızın aramızda rahatça dolaşabilmelerini sağlayan maskeler. Şimdiki eğitimli sapıklarımızın çoğu fakir ailelerden gelmiyorlar, mutsuz bir çocukluk geçirdiklerine ilişkin bilgiler de kıt.

Dr. Joseph Mengele''yi hatırlıyor musunuz? Hani Nazi toplama kamplarında bilimsel deneyler adına Yahudilere akla hayale gelmedik işkenceleri çektiren şu sadist adam! İnsanlık dışı deneyleri sırasında kendisine "bu ne kadar sürecek doktor" diyen yardımcısına sakin şekilde, tatlı tatlı gülümseyerek "daima dostum, daima" diye cevap verecek kadar kendinden geçmiş bir karakterdi.

Dr. Mengele, Nazi dönemi sona erince gider bir manastırda gizlenir. Günahlarının affedilmesi için manastıra sığınmış değildir. Manastır''ın koşulları yeni günahlar kazanmaya elverişli değildi o kadar. Binlerce insanın infazına karar veren Mengele, babasının cenaze törenine katılmak için yakalanmayı bile umursamayarak saklandığı evden çıkan merhametli bir oğuldu. Claudio Magris, "Tuna Boyunca" kitabında "Mengele''nin kurbanları bir trajedinin karakterleridir, halbuki Mengele üçüncü sınıf bir filmin karakteridir" derken kötücül şiddetin sıradanlığına dikkat çeker. Şurada burada yüzbinlerce masum sivilin ölümüne yol açan bombaları atanlar da, atılmasına karar verenler de daha mı az eğitimlidir?

Türk Spartakistler''in ilginç öyküsü..

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Almanya''daki "Spartakist" harekete katılan Türkler de vardı sevgili okurlar. Berlin''de, Münih''te, Heidelberg''te hatırı sayılır bir Türk öğrenci grubu bulunuyordu. Sultan İkinci Abdulhamit döneminde başlayan ve İttihat-Terakki Hükümeti döneminde hız kazanan bir öğrenci akımı sözkonusuydu Almanya''ya.

Prof. Mete Tunçay Berlin''deki "Spartakist Türkler"in sayısını 18 olarak verir. Ünlü ressam İsmail Namık da Berlin''de Spartakistlere katılan bir grup arkadaşıyla birlikte "Kurtuluş" diye bir dergi çıkarmışlardı. Hatta 1919''da Berlin''de Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkası''nı bile kurmuşlardı. Türkiye''ye dönen grup, Şefik Hüsnü Değmer''le birlikte fırkanın ismine "sosyalist" ekleyerek "Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası"nı hayata geçirmişlerdi.

Fırkanın kurucuları arasında Spartakistlerden Vedat Nedim Tör, Sadık Ahi, Nizamettin Ali Sav, İlhami Nafiz Pamir, Nurullah Esat Sümer, Nafi Atuf Kansu, Mehmet Vehbi Sarıdal da vardı.

Sosyal-demokratların kıyımlarından kaçan Türk spartakistlerin bir kısmı Türkiye''ye, bir kısmı da Ekim Devrimi''nin coşkusunu yaşayan Rusya''ya kaçmıştı. Mesela Atatürk''ün teyzesinin oğlu Reşat Fuat Baraner, Spartakistlerin ayaklanmaları sırasında Rusya''ya kaçarak canını kurtarmıştı. Baraner "Türkiye Komünist Partisi" üyesi olmaktan ötürü defalarca hapse girdi Türkiye''de. Milli Mücadele dönemi ve sonrasında Spartakistlerin bir kısmı Şefik Hüsnü ile yollarını ayırarak başka limanlara rotayı çevirdi. Mesela Nazım Hikmet''e komünizmi aşılayanlar arasında ismi zikredilen Spartakist Sadık Ahi''yi, CHP milletvekili "Mehmet Sadık Eti" olarak tanıyoruz. İlginç bir adamdı, Türk komünizminin köklerini ahilikte arıyordu, lakin yeni Cumhuriyet "Ahi Mesut" köyünü "Eti Mesgut" yaptığı gibi Sadık Ahi''yi de Sadık Eti yapıvermişti.

Prof. Nabi Atuf Kansu CHP Genel sekreteri, Mehmet Vehbi Sarıdal ise CHP milletvekili oldu. Nazım Hikmet, İktisat profesörü Vehbi Sarıdal''ın talebeleri arasındaydı. Vehbi Bey''e Moskova''dan şiir yazıp gönderecek kadar yakındı Nazım.

1934''de Mahmut Esat Bozkurt''un İktisat Vekilliği döneminde Karl Marx''ın Das Kapital''ini yarım kalan Türkçe''ye çevirme girişiminde "sosyalist Vehbi" diye anılan Vehbi Sarıdal''la birlikte eski Spartakistlerden Nizamettin Ali Sav da vardı. Sav ve Sarıdal, 1920 yılında Yunus Nadi''nin Ankara''da çıkardığı "Anadolu''da Yeni Gün" gazetesinin yazarları arasındaydı. İktisat doktoru olan Sav, İsmet Paşa''nın danışmanlığını da yapmıştı. 1950''lerde Demokrat Parti''den milletvekili seçilen Sav, Türk-Alman parlamentolar arası dostluk grubunun üyesiydi.

İlhami Nafiz Pamir Etibank''ın ilk genel müdürüdür. Nurulah Esat Sümer, Sümerbank Genel Müdürlüğü, Maliye Bakanlığı ve üç dönem CHP milletvekilliği yaptı. Sümer 1947''de Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası''nda Türkiye''yi temsil etti.

"TKP dönekleri" arasında sayılan Vedat Nedim Tör ise Atatürk döneminde Matbuat Umum Müdürlüğü, Turizm Müdürlüğü yaptı. Ankara Radyosu''nu kuran Tör''ü 1930''larda yayımlanan "Kadro" dergisinin kurucuları arasında buluyoruz.

İlginç değil mi?

16 yıl önce
Haşim Kılıç"ın Rosa Luxemburg"u kimdi?
Terör var, ama Sur’a yürümeyen Kürtler de var
Önüne bakmak yere de basmak
1 Mayıs"ın kanlı ya da yasaklı geçmesi şart mı?
Dolmabahçe saldırısı DHKP/C- PDY/PÖ ilişkisi algı operasyonu
Yeni kurulan partiler mahallesiz kaldı