|
Mesele Hakan Fidan değil, Türkiye

Türkiye ve İsrail arasındaki problemler -Türkiye aleyhinde olmak üzere- Amerikan medyası üzerinden yansıtılıyor. Amerika"daki İsrail lobisi, İsrail ile herhangi bir ülke arasındaki problemin ABD ile "hedef alınan ülke" arasında bir probleme dönüşmesini sağlamak ister. Şimdi hedef Türkiye. MİT Müsteşarı Hakan Fidan üzerinden yürütülen medya operasyonunun Türkiye"nin ABD ile "Suriye meselesi"nde ihtilaflı olduğu dönemde gerçekleşmesi kolaylaştırıcı bir faktör. "İsrail ile ihtilafa düşen bir ülkenin ABD ile ihtilafını derinleştir. Diğer ülkelerde de yap bunu". Türkçesi budur. Örnek: The Washington Post ve The Wall Steet Journal"da çıkan yazılar. Mesele "MİT" değil, Türkiye.

"Amerika"da gazeteciler, yayın yönetmenleri ve politikacılar İsraili eleştirmeden önce iki defa düşünmek durumundadırlar. (..)Baskı mekanizmasını çalıştırmakta Yahudi lobisinden daha iyisi yoktur". Bu sözler John J. Mearsheimer ve Stephen M. Walt"a ait. "Atlantic Monthly" dergisi 2002"de Mearsheimer ve Walt"tan İsrail Lobisi ve Amerikan dış politikası üzerindeki etkileri üzerine kapsamlı bir makale istemişti. Yazarlar 2005"de makaleyi gönderdiler ancak dergi malum sebeplerle yayımlayamadı. Makaleyi "London Review of Books" yayımladı. Wall Street Journal ile Washington Post gazeteleri hemen tırnaklarını gösterdiler. Tabii makale yazarları anında "Yahudi karşıtı" olmakla suçlandılar.

Walt ve Mearsheimer makaleyi genişleterek kitaplaştırdılar. Yazarlar, kitabın "Kamusal söylemi belirlemek" bölümünde "Lobi"nin "İsrail"i eleştiriden koruma" mekanizmalarına dikkat çektiler. Buna göre medya kendi başına bırakılmış olsaydı, bu kadar istikrarlı bir İsrail yanlısı yayın ve yorum politikası izleyemezdi. İngiliz gazetelerinde keskin şekilde İsrail"i eleştiren Robert Fisk ve Patrick Seale gibi yazarların benzerleri ABD"de bulunmuyor. Amerikan medyasını tarassut altında tutan İsrail Lobisi ise "Tel Aviv"den yönlendirilen yorumları yayımlatmakta zorlanmıyor. Şu sözler Mearsheimer ve Walt"a ait:

"Chicago Sun-Time, New York Sun ve Washington Times gibi önemli gazetelerin yanı sıra Wall Street Journal"de bazen öyle başmakaleler yayınlanıyor ki, bu yazıların İsrail Başbakanının basın bürosundan çıktığını sanırsınız."

2002 yılında Eric Alderman Ortadoğu konusunda medyadaki tartışmalara katılan uzmanların "İsrail"i eleştirmesi hayal bile edilemeyecek kişiler"den oluştuğunu yazmıştı. Alterman 56 köşe yazarı ve yorumcunun isimlerini veriyordu. Bu kategori dışında kalan sadece "5" uzman vardı. Alterman, Washington Post"taki bazı şahısların İsrail yanlısı olmanın ötesinde İsrail içinde aşırı sağcı "Likud Partisi"ne yakın olduklarını kaydediyordu. Mesela Wall Street Journal"ın eski genel yayın yönetmeni Robert Bartley, "Şamir, Şaron, Bibi: Bu adamlar ne istiyorlarsa hiç sorun değil" diyebiliyordu. New York Times"ın eski genel yayın yönetmeni Max Frankel ise İsrail"e olan sadakatını bakın nasıl dile getirmiş:

"İtiraf etmeye cesaret edemediğim kadar derinden İsrail"e bağlıydım. İsrail hakkındaki bilgim ve oradaki dostlarımdan aldığım güçle, gazetemizin Ortadoğu"yla alakalı başmakalelerini genellikle ben kaleme alıyordum. Yahudilerden daha çok Arap okuyucuların dikkatini çeken bu makaleler İsrail yanlısı bir perspektif taşıyordu."

Sonuç: Washington Post yazarı David İgnatius"un "Hakan Fidan" aleyhindeki yazısının amacını "İsrail Lobisi"ni paranteze almadan tartışmak boş bir tartışmadır. Adres açık değil mi?

11 yıl önce
Mesele Hakan Fidan değil, Türkiye
Bergusî’nin ve Filistin’in uzun, çileli hikâyesi
Kahire notları
Kara dinlilerle milletin savaşı
Kolonyalizm, oryantalizm ve Avrupa’nın taşralaştırılması
Derbiden notlar