|
Anadolu"da köy isimleri Hamidiye-Mecidiye-Aziziye

Şöyle şarktan garba seyreden bir trenle, Anadolu''yu baştan başa geçtiniz mi acaba? Issız bozkırlar, serin dağ tepeleri, korkunç yarlar!.. Geniş tabiat ortasında kendi inzivâsını yaşayan binlerce köyler, kasabalar, mezralar.

Şimdi artık trene ihtiyaç kalmadı belki de. Çok süratli otobüsler, dilediğiniz yerde mola verebildiğiniz taksiler kuşkusuz hayatı biraz daha kolaylaştırdı.

Anadolu''da köy adları

Bu seyahatleriniz sırasında, eski Oğuz boylarının adının nice köylerin ismine dönüştüğünü görmüşsünüzdür: Selçuklu hânedânının mensup olduğu Kınık köyleri, Osmanlı Devleti''nin kuruluşunda temel vazifesi gören Kayı köyleri hemen dikkatinizi çeker. Bunlarla da sınırlı değil, yollar boyunca serpilmiş Avşar, Dodurga, Beydilli, Karakeçili, Akkeçili, Sorkun, Horzum, Üçok, Bozok gibi köy isimlerine de tesadüf etmiş olmalısınız.

Geçtiğiniz yol kenarlarına dizilmiş, ya da anayoldan ayrılan tâli bir yolun köşesine yerleştirilmiş levhadan adını okuyabildiğiniz bazı köylerin adı daha farklıdır: Mevlütlü, Ahmetli, Hocalı, Ali Beyli, Ayşekadın, Danişmentli gibi isimlerdir bunlar. Burada dikkati çeken, varlığı artık tarihte kalan bir aşiret veya oymağın adı değil; belki doğrudan doğruya şahsına saygı duyulan bir beyin, âlimin, veya hatırı sayılan "mutahhara" bir kadının ismi olur. Eskiden kuşkusuz göçebe olan ve hayvancılıkla geçinen bir nüfus grubunun, toprağa yerleştikten sonra kendilerine alem olmak üzere seçtiği isimlerdir bunlar.

Her köy içine kapalı bir âlem

Eski yüzyılların kültürü böyle!.. Başlangıçta kurulmuş primitif, mevzi bir beyliğin adı nasıl bir şahsın adına indirgeniyorsa aynen öyle. Selçuklu devleti veya imparatorluğu kendisini, kurucusu Selçuk Beye indirgediği gibi; Menteşe, Osmanlı, İsfendiyar, Candaroğulları, Dulkadirli, Artukoğulları da, adlarını kurucularından alıyorlardı. İşte Anadolu köy isimleri eski yüzyıllarda, el yordamıyla baş vurulan bu tür geleneklerle belirleniyordu. Bu kolay yönteme rağmen, tarih boyunca kendi inzivasında yaşayan ve asırlar içerisinde her bir ailenin bir diğeriyle akraba haline geldiği bu köylerin hemen hepsinin kendine mahsûs bir dünyası, gelenek göreneği ve hayat uslûbu vardır. Dıştan bakınca kendi içlerine kapanmış duran bu hayatlar, insanda garip bir yeknesaklık duygusu uyandırmaktan da geri kalmazlar.

Tabiatın bol, seyahatlerin yok denecek kadar az ve zamanınsa alabildiğine geniş olduğu yüzyıllar içerisinde bu kırsal hayat birimleri; şimdiki zamanın aksine daha renkli ve daha özgün mahiyetlere sahipti.

Kafkasya ve Osman Paşa

Sonra sonra, özellikle Tanzimat öncesi yıllardan başlayarak, Anadolu''nun muhtelif yörelerine yeni iskân denemelerine girişildi. Özellikle Abdülhamid''in ilk tahta geçtiği yıla tesâdüf eden 93 Savaşı (1876)nın Balkanlar ve Kafkaslardaki acı sonuçları, Anadolu''da büyük nüfus hareketlerine yol açtı.

Özdemiroğlu Osman Paşa zamanında Osmanlı sınırları dahiline giren geniş Kafkas illeri, Azerîler dışında, bu derecede müslümanlıkla yüzyüze gelmemişlerdi daha. İşte, Gürcüler''in Acara kolları ile geniş Çerkes nüfusları bu yüzyıllarda kitleler halinde müslüman oluyorlardı. O büyük devlet adamı ve komutan Özdemiroğlu Osman Paşa ki, Habeşistan''ı Osmanlı sınırlarına katmış, daha durup dinlenmeye fırsat bulamadan devlet onu Kafkas illerinde görevlendirivermişti. Osmanlı''nın bu öncü s ınıfları fedakârlık nedir bilir, mürüvvetten anlar ve her gönüle âşina ehli dil insanlardı. Osman Paşa kısa sürede Kafkas kavimlerinin ruhuna inmeyi ve onların kalbini kazanmayı bilmişti. Sonuçta çerkeslerin tamama yakını ile gürcülerin ekseriyeti artık müslümandılar.

İşte 93 bozgununun akabinde, Rus saldırılarından bizâr düşen Kafkaslar''ın müslüman nüfusları, dalgalar halinde Anadolu''nun harîm-i ismetine sığınmak durumunda kalıyordu.

Aynı acı manzara Balkanlar''da da yaşandı. Balkanlar da fevç fevç Anadolu''ya akıyordu.

Devlet, bu yeni göçmen nüfusları Anadolu''da iskân etmek, onlara yer-yurt göstermek, arazi tahsis etmek için yıllarca çırpındı durdu.

Anadolu''da yol boylarında karşılaştığınız Mahmudiye, Mecidiye, Aziziye, Hamidiye, Reşadiye köyleri, Balkanlar''dan ve Kafkaslar''dan geri çekildiğimiz yılların hatırası olarak duruyor karşımızda.

Balkanlar''dan yeni göç dalgalarının beklendiği bu sıralarda, Türkiye''nin bu tarihî rolüne, anne kucağı rolüne bir hatırlatmada bulunmak istedim.

25 yıl önce
Anadolu"da köy isimleri Hamidiye-Mecidiye-Aziziye
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli