|
Trajik parçalanma ve hükümet-ordu

Bir aksilik olmazsa bugün, 28 Şubat''ın öncü ve asıl sorumlu paşalarını sollayarak onlara tekaddüm eden Çevik Bir Paşa, İsrail Ordusuna yakınlığıyla tanınan düşünce ve baskı grubu JİNSA''dan (Musevî Ulusal Güvenlik Örgütü) uluslararası liderlik ödül1ü alacak. Paşa aynı gün think-tang kuruluşu CSİS''te ve salı günü de Alan Makovsky adıyla ilişkili mûsevî kuruluşu Washington Enstitüsü''nde konuşmalar yapacak. Daha sonra musevi İnsan Hakları Örgütü ADL''ye de uğrayacak olan Çevik Bir''e, bu kuruluş tarafından da önemli bir liderlik plaketi verilecek. Haberi Washington''dan geçen Zaman muhabiri Ali Arslan''ın naklettiğine göre, Çevik Paşa''ya liderlik plaketi verilmesinin gerekçesi şu imiş:

"-Demokrasiye, güvenliğe, barışa ve özellikle de Türkiye-İsrail ilişkilerine yaptığı katkılardan dolayı!.." (Zaman, 24 Ekim 1999)

Ali Arslan aynı haberinde, Çevik Bir''in ABD gezisine katkıda bulunanların; Türkiye-İsrail stratejik ilişkilerinin geliştirilmesinde ve "İslâm fundamentalizmi" ile mücadele konusunda, Çevik Bir Paşa ile aynı hassasiyeti paylaşan musevi lobileri olduğunu kaydediyor.

Musevi ve ABD lobilerine sözcülük

Geçen ağustos öncesindeki ABD ziyaretinde de paşanın, aynı çevrelerin muâvenetini aradığı, fakat sonucun gene de değişmediğini iddia edenler az değildir. Neticeyi hep bi rlikte gördük sayılır. Bu sonucu herkes lûtfen iyi düşünmek durumunda. Bu bir!..

İkincisi de, bu tür kuruluşların Türkiye tezlerini, dilli düdük gibi ta oralardan üfleyip duranların teşkil ettikleri bir koroya, körü körüne abone olanların halini!.. Bu kesimlerin, ABD politikası nâmına tercüme ve şerh edip durdukları şeylerin, aslında ABD''li mûsevi ve İsrail tezlerinden başka birşey olmadığını da!.. Bunların bazıları, çift maaşlı gönüllüler zaten. Asıl önemlisi de Türkiye''yi, Kıbrıs ve Kuzey Irak konusunda tavize zorlayanların, içeride ve dışarıda bu mihraklarla ilintili olması. Türkiye direndikçe; Ecevit, hükümet veya genelkurmay direndikçe yüzleri mosmor olanlar da aynı çevreler.

Türkiye: Trajik parçalanma

Şu günkü günde Türkiye''yi bu konularda, yani millî tezleriyle bir yanda; demokratikleşme talepleriyle öbür yanda, bıçak gibi ikiye ayıranların duyduğu hazzı tahmin edemezsiniz. Bu görüntü, iki yakası bir araya getirilmek istenmeyen bir manzarasıdır. Türkiye bu hal, içinden geçtiğimiz süreçte, Türkiye adına tam bir trajik parçalanmadır. Bilerek veya bilmeyerek, hangi düşünce ve siyaset nâmına olursa olsun; bu parçalanmayı besleyen, tahrik eden ve bundan medet uman her yaklaşım; Hz. İbrahim''i yakmak üzere kotarılan ateşe odun taşımaktan daha başka bir anlama gelemez.

Burada bize düşen tarihî bir şuur adına konuşmak ve ülkemizin geleceği adına ihtiyacını duyduğumuz bir sağduyuyu yeniden inşâ etmek ve üretmek değil de nedir?

Ne garip bir talihsizliktir ki, bu ülkenin toplumu ekonomik darboğazlar ve en tabiî dinî hak talepleri içinde âdeta kıvranır bir halde!.. Ne olursa olsun der gibi, bütün pazarlık güçlerini de terkederek, elsiz ayaksız, yıllardan beri karşı çıktığı Avrupa Topluluğu''nun kucağına iltica arayışlarında.

Öbür yanda hükümeti ve ordusu, yeni dünya düzeni''nin bu aşamasında, ülkenin kolunu-kanadını kırdırmadan tarihî bir çıkışın peşinde. Bunca borca, ekonomik zorluğa ve uluslararası baskılara rağmen!..

Yani dinî haklarımız, demokratik ihtiyaçlarımız ve ekonomik taleplerimiz bir yanda; uluslararası baskılara direnen tarafımız öbür yanda!.. Tam bir sağırlar diyaloğu!.. Tarafların ikisi de birbirini duymuyor. Belki de duyuyor, fakat anlayışı karşısından bekliyor. İşte acı olan da burası!.. Duyuyorlar diyelim, ancak bir davranış da geliştiremiyorlar. İşte trajik parçalanma deyişimizin sebebi!..

Bukağıya yeniden düşmek

Neden olmuyor bu?

Bu gibi hallerde, birbirini karşılıklı suçlayarak gönül ferahlatanların konumuna ben şahsen gıbta etmiyorum. İşte Türkiye aydınlarının, çoğu zaman da siyaset yaptığını sanarak, bindiği dalı kesen politika liderlerinin, birkaç yıldır sergilediği tavır bundan ibaret.

İhtiyacını duyduğumuz böyle bir sağduyunun işaretini, zaman zaman da görmüyor değiliz. Ama unutmayalım ki, sürekli olan cinnet halinden başkası değil.

Dikkat edin lûtfen!.. Son Merve hadisesi karşısında Başbakan, cumhurbaşkanı, koalisyon liderleri ve adalet bakanı iç barışın sağlanması noktasında ciddi bir adım attılar. Bu tarihî bir adımdır. Bunun devamından korkan bir mihrak; Çevik Bir''in ödül alacağı ve Ehud Barak''ın ziyareti öncesinde, Türkiye''ye vurulan prangayı tazelemek ihtiyacını duydular.


25 yıl önce
Trajik parçalanma ve hükümet-ordu
2023 yılında kamu kurumlarına verilen açıktan atama izinlerinin şifreleri
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim