|
AGİT Zirvesi ve karmaşık duygular

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) devlet ve hükümet başkanları zirvesi ülkemizde toplanıyor. Böyle bir olay, hangi ülke olsa, onu dünya gündemine taşımaya yeter. Çünkü dünyanın en etkili devlet adamları yanında, yüzlerce-binlerce medya mensubunun, sivil toplum kuruluşu (NGO - hükümet dışı kuruluşlar) temsilcisinin, bağımsız gözlemcinin de ülkenize akması demek bu. Nitekim henüz NGO''ların toplanmaya başladığı geçen haftadan bu yana Türkiye böyle bir uluslar arası ilgiye mazhar.

Ama galiba biraz tedirginiz, biraz karmaşık duygular içindeyiz.

Bu uluslararası toplantının ilgilendiği alanlar itibariyle ayıplı yanları bulunup da bunun görülmesinden tedirgin olan insanların hali var üzerimizde.

Şu sıralar böyle bir toplantının tedirgin edeceği bir başka ülke kuşkusuz Rusya Federasyonu olurdu. Çünkü Rusya, Çeçenistan''da, sivilleri de doğrayan, yüz binlerce insanı evinden yurdundan eden bir savaşı sürdürüyor. AGİT''in, Avrupa''da silah indirimini de öngören tüm ölçülerini Kafkaslar''da yok saymış, ezip geçmiş... Zirveye gelirken elinden Çeçen kanı damlıyor. O utanmasın da kim utansın... Nitekim Rusya, NGO toplantılarından başlamak üzere "Çeçen ayıbı" görülmesin diye yapmadık şaklabanlık bırakmıyor. Rus diplomatlar, üzerlerine bulaşmış Çeçen kanını bir türlü silemediler.

Biz ne durumdayız?

Elbet ne ellerimizde, ne de üzerimizde, öyle Çeçen kanını andırır bir kan lekesi yok. Ama çok da rahat olduğumuz söylenemez.

İyi ki ülkemizde Müşerref"ler iktidarı yok, ama 28 Şubat ikliminin sıkıntılarından kurtulmuş değiliz.

AGİT''in ilgi alanına giren "insan hakları" konusunda sıkıntılıyız.

Birileri cezaevlerini görsün istemiyoruz. Sakinlerini ancak üç vardiyada istirahat ettirebildiğimiz ceza evlerimizi...

Birileri işkenceden bahsederken, Türkiye''nin de isminin zikredilmesinden ödümüz kopuyor. Keşke karakollarımızın, nezarethanelerimizin yüzünü ağartmak mümkün olsaydı böyle bir zirveye gelmeden önce...

Ya şu, üniversitelerde okuyamayan, görevlerinden uzaklaştırılan, ceza üstüne ceza alan, memleketlerini bırakıp başka ülkelerde okuma imkanı arayan başörtülü öğrenciler-kamu görevlileri bir eylem yapar da, bir başka ayıbımızı ortaya dökerlerse...

Ya şu, "Cumartesi Anneleri" denen kadınlar...

Doğu ve Güneydoğu bizi ürküten bir başka netameli konu... "Kürt meselesi" artık alerji yapıyor... Amerika''nın belalı insan hakları savunucusu Harold Koch kalkacak ve ellerini bu bölgeye çevirip, "Neler oluyor orada? Neden rahat değilsiniz?" diye soracak... Askeri çözümden sonrası için neler planladınız? Neden farklı bir adım atıp bölge insanını sıkıntıdan kurtarmıyorsunuz? Kendi ülkemizin insanlarını bizden daha çok düşünüyor, savunuyor, onlara insan hakları, kültürel açılımlar istiyor olacak...

İnsanların düşüncelerinden dolayı ceza almaları, ömür boyu siyasi yasaklı hale gelmeleri, parti kapatmalar...

Daha iki yıl önce bu ülkede Başbakanlık yapan bir siyasi lider idama kadar uzanan ceza talepleriyle yargılanıyor.

Dünya başkenti İstanbul"un kısa süre önceki Başkanı ömür boyu siyasi yasaklı...

28 Şubat sürecinde yaptığı konuşmalar sebebiyle bir eski Bakan, bir Başbakanlık müsteşarı, bir milletvekili, bir kültür adamı cezaevine girmeye hazırlanıyor.

Hem bu işleri yapalım, hem de bunlar böyle bir uluslar arası platformda gözlere görünmesin istiyoruz.

Zirveye katılanlardan bir heyet kalkıp, "Sayın Erbakan"ı, Erdoğan"ı ve Güzel"i ziyaret etmek istiyoruz" deselerdi, bu ülkemiz adına onur verici bir hadise mi olurdu?

Onun için sıkıntılıyız.

Hem böyle uluslararası bir organizasyona ev sahipliği yapacak kadar zengin bir jeo-politik, jeo stratejik konuma sahibiz, hem de ufak meseleleri çözememiş bir ülke manzarası sergiliyoruz

Bunları çözebilirdi Türkiye, kolayca çözebilirdi.

Bunları çözmüş olsaydı çok daha engin bir vizyonun sahibi olurdu.

Korkularını aşsaydı kendi insanına karşı, saplantılarını aşsaydı kendi kültür mirasına karşı, ayaklarına kendi elleriyle vurduğu prangalarını sökseydi...

Dünyaya büyük devlet gibi baksaydı biraz.

Büyük devlet küçücük kızların başörtüleri ile uğraşır mı Allah aşkına!

Türkiye kadar kendi işini zorlaştıran ikinci bir ülke daha gösterilemez. Kültürel bütünlüğü-çeşitliliği Türkiye kadar kolay sağlayacak, ama o alanda Türkiye kadar problemler üreten ikinci bir ülke gösterilemez. Tarihinde, yüzlerce asırlar içinde çözdüğü meselelerle boğuşan ikinci bir ülke Türkiye''den başka... varolduğunu sanmıyorum.

Türkiye Başbakanı, ABD Başkanı''na, Osmanlı''nın Balkanlar''a getirdiği özgürlük ve birlikte yaşama ortamını inşa eden bir padişah fermanı gönderiyor. Ve Türkiye''de başörtülü bir kız öğrenci okuma haklarından yoksun kalıyor...

Acaba Harold Koch da, mukabil olarak Türkiye''ye, fotokopi yapıp aynı padişah fermanını mı göndermeli? "Sayın Başbakan bu ferman en çok size lazım" gibisinden bir üst yazı ile...

Türkiye, bir dünya devleti, (Osmanlı"da buna Cihan devleti denirdi) olmalı. Bunun potansiyeline sahip. Bu gibi zirveler o zaman daha anlamlı olur. Ama her şeyden önce, "Özgürlüklere en çok benim insanım layık" demeniz gerekiyor. Çünkü bir ülke, ancak, her şeyden önce kendi insanına güvenmekle, onun büyük misyonlar taşıyabilecek nitelikte olduğuna inanmakla büyük düşünebilir. Çünkü o misyonu taşıyacak, o vizyonu hayata geçirebilecek irade, ancak büyük davaları yürütebilecek insan unsuru ile mümkün. Sizin özgürlüklerini kısıtladığınız, ufkunu daralttığınız insan toplulukları, nasıl büyük düşünebilir? Özgürce siyaset yapamayan, özgürce öğrenim göremeyen, özgürce düşünemeyen, düşündüklerini özgürce ifade edemeyen ve çok daha kötüsü, özgürce giyim-kuşamını belirleyemeyen insanların ülkesi... İşte bu, bizde varolduğu zımnen kabul edilen büyük ülke haysiyetiyle bağdaşmıyor. Şu AGİT sağ salim bitsin, çok fazla yüzümüz kızarmadan sona ersin, kolları sıvayalım ve özgürlüklere sonuna kadar açılan bir ülke inşa edelim.

AGİT"ten sonra Helsinki var... Ne garip... Şu Fazilet''in Anayasa değişikliği teklifi bir açılış olsun... Partiler kendi tekliflerini coşku içinde hazırlasın... Şerefi paylaşılsın Türkiye''yi özgürlükler ülkesi yapmanın... Geçen her saniye biraz daha geciktiriyor Türkiye''yi, büyük devlet olma yolunda...

24 yıl önce
AGİT Zirvesi ve karmaşık duygular
O barajın altında sen kalacaksın..
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…