|
Kamudaki yönetim kurulu saltanatı sona erecek mi?

Kamu yönetimindeki reform söylemleri uzun yıllardır tartışılan konuların en önemlisidir. Geçen zaman içerisinde dün iyi niyetlerle oluşturulan birçok düzenleme geçen zaman içerisinde sistemde büyük sıkıntılar oluşturmuştur. Değişim ve dönüşüm her alanda olduğu gibi yönetim ve yönetim felsefesi de değişiyor ancak, KİT'lerdeki yönetim felsefesi maalesef değişmiyor ya da değiştirilmek istenmiyor. Yıllar önce KİT'ler için arpalık tabiri kullanılırdı. Yapılan yaygın özelleştirmeler neticesinde KİT'lerin arpalık olma özelliği büyük oranda sona ermiştir.



233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname KİT'lerin (Kamu iktisadi teşebbüsü; iktisadi devlet teşekkülü ile kamu iktisadi kuruluşunun ortak adıdır.) nasıl yönetileceğini, yönetim kurullarının nasıl teşekkül ettirileceğini ve bunların görevlerini düzenlemiştir. Buna göre KİT'ler yönetim kurulu başkanı olan genel müdürle birlikte 6 kişilik yönetim kurulları marifetiyle yönetiliyor.



Ancak, bu yönetim biçiminden şu ana kadar hiç kimse memnuniyetsizlik göstermiyor. Çünkü, yönetimde bulunan herkesin işine geliyor. Niçin gelmesin ki, genel müdür ve genel müdür yardımcıları 2 bin 500 TL'nin üzerinde net ilave yönetim kurulu ücreti alıyor, hazine her KİT'e bir üst düzey elemanını yönetim kurulu üyesi yapıyor, nihayetinde de ilgili bakanlık iki üst düzey görevlisini yönetim kurulu üyesi olarak atıyor ve bunlara yönetim kurulu ücreti ödeniyor. Alan razı veren razı olunca da kimse sistem üzerinde durmuyor.



KİT yönetim kurulu üyeliklerine kararnamesiz atama yapılabilir mi?


KİT yönetim kurulu üyeliklerine müşterek kararname ile atama yapılmaktadır. Ancak, özelleştirme kapsam ve programında olan KİT'lerin yönetim kurulu üyeliklerine yapılan atamalar kararnamesizdir. Dolayısıyla buralara kimlerin atandığı resmi gazetede yayınlanmadığı için gözlerden kaçmakla birlikte buralara da üst düzey bürokratların atandığı görülmektedir.



Yönetim kurulu üyeliklerine atanan kişiler incelendiğinde genel olarak kamudaki üst düzey bürokratların ön plana çıktığı ve fiilen bu görevleri etkin olarak yapmak için gerekli zamanı ayıracak kişiler olmadığı görülmektedir.



İlgili veya ilgisiz herkesin üzerinde mutabakata varacağı yegâne unsur ise KİT'lerin genel müdürler tarafından yönetildiğidir. Yine, genel müdür yardımcıları dışındaki diğer üyelerin atanma gerekçeleri ise bu kurumlara katkı sağlamasından ziyade ilave ücretten yararlanmalarının sağlanmasıdır. Bu kadar aleni bir gerçek karşısında sistemin 30 yıldır değişmeden devam etmesi ise üzerinde düşünülmesi gereken bir gerçektir.



KİT'ler, yeni Türk Ticaret Kanununu niçin örnek almaz?


6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu, anonim şirket yönetim kurulunun yapısına ve işlevlerine yönelik birçok köklü değişiklik ve yenilik getirmiştir. Özellikle tek kişilik yönetim kuruluna imkân sağlanması KİT'lere örnek oluşturacak nitelikte bir yeniliktir.



1984 tarihli 233 sayılı KHK ile KİT'lerin yönetilmeye çalışılması ve 6 kişilik yönetim kurulu üyelik yapısının korunmaya çalışılması doğrusu modern yönetim mantığıyla pek bağdaşmıyor. İşin daha da garip olanı ise Teşebbüs Yönetim Kurulu'nun teşkilini düzenleyen 6'ncı maddenin yaklaşık 30 yıldır değişikliğe uğramadan devam etmesidir. Birçok tabunun yıkıldığı günümüz dünyasında üst düzey bürokratlara yer bulmak ve ilave ücret ödemek için birilerinin bu yönetim kurulları ne iş yapar sorusunu sorması gerekiyor. Özetle birilerinin ilave 2 bin TL ücret alması için bu garipliklere devam edilmemeli diye düşünüyoruz.



Diğer bir gariplik de ödenen yönetim kurulu ücretinin net olarak ödenmesidir. Yani vergi dilimi ne kadar artarsa artsın ödenen ücret değişmeden net olarak ödenmektedir. Böyle bir sistemi düşünenleri ise tebrik etmek gerekiyor.



KİT Genel Müdürleri Başbakanlık Müsteşarından daha fazla ücret alıyor


KİT'lerde uygulanan ücret sistemi hiyerarşik unvanlar arasındaki maaşları da önemli oranda etkilemekte ve ortaya garip bir durum çıkarmaktadır. Yani bakanlıkların ilgili kurumu olan KİT'ler bakanlıklardaki müsteşar yardımcılarına bağlanarak iş ve işlemlerini yürütmektedir. 666 sayılı KHK sonrasında dahi bırakın müsteşar yardımcısını, Başbakanlık Müsteşarından daha yüksek ücret alan KİT genel müdürleri ortaya çıkmaktadır. Bu durum ise kamu kurumları arasındaki ücret dengesizliğini ortaya çıkarmaktadır.



Bu ücret dengesizliği ortaya müsteşar yardımcılarının veya müsteşarların genel müdürlerin yönetim kurulu başkanı oldukları KİT'lere yönetim kurulu üyesi olarak atanması gibi garip bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Bir müsteşar veya müsteşar yardımcısı, bir KİT genel müdürünün yönetim kurulu başkanı olduğu toplantıya katılabilir mi? Hukuki olsa dahi bu durum ne kadar etiktir? Ya da bu durumun normal bir mantıkla izahı mümkün müdür?



Örneklendirmek gerekirse bir bakanlıktaki müsteşar 2017 yılı Ocak verilerine göre 9.570 TL, müsteşar yardımcısı ise 8.316 TL ücret alırken müsteşar yardımcısına bağlı olarak görev yapan bir KİT genel müdürü 10.868 TL ve üzeri ücret alabilmektedir. Bu durumun adil veya rasyonel olduğunu izah etmek mümkün değildir diye düşünüyoruz. Başbakanlık müsteşarının 2017 yılının ilk 6 aylık net ücret ortalaması ise 10.101 TL'dir.



Sonuç olarak amacımızın birilerinin maaşını göz önüne getirmek olmadığı bilinmeli ve 233 sayılı KHK'nin mutlak surette elden geçirilerek bütün KİT'leri içine alan uygulanabilir, rasyonel ve adil bir kanun yapılarak gariplikler sona erdirilmelidir. Biz KİT'leri anlattık siz başka saltanat alanlarını da içine katın. Kim bilir belki de böyle bir çalışma vardır da bir köşede tozlanmaya bırakılmıştır. Ümit ederiz ki tozları üfleyen birileri çıkar.


#KİT
#KHK
#Kamu yönetimi
7 yıl önce
Kamudaki yönetim kurulu saltanatı sona erecek mi?
SGK’nın faaliyet raporu acı gerçekleri ortaya çıkardı
Şirinler"in ideolojisi
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?