|
Etik Kurul, Teftiş Kurulu Başkanının eşine yapılan kıyağı affetmedi

Bu köşede Kamu Görevlileri Etik Kurulu ile ilgili çok sayıda yazı kaleme aldık. Bu kurulun görevini etkin bir şekilde yerine getirmesi halinde nelere kadir olduğunu ifade ettik. Özellikle kamu kesimindeki ahlaksızların bu kuruldan çok çekindiğini ifade etmek isteriz. Nitekim vermiş olduğu bazı kararlar neticesinde birçok kamu görevlisi görevinden gitmek zorunda kalmıştır. Bugünkü yazımızda da bu kurulun vermiş olduğu örnek ve bir o kadar da düşündürücü kararlardan bahsedeceğiz.



Etik Kuruldan daire başkanı atamalarında emsal karar

Kamu Görevlileri Etik Kurulu daire başkanı atamalarında örnek bir karara imza atarak boş daire başkanı kadrolarının birilerinin keyfini yerine getirme aracı olamayacağını adeta kafalara kazıdı.

Kurul 15.01.2018 tarihli ve 2018/6 sayılı kararında bir kamu kurumundaki teftiş kurulu başkanının hanımının daire başkanlığına atanma şeklini affetmedi. Kararda şu ifadelere yer verildiğini görüyoruz: Yazı İşleri Daire Başkanlığı’nın 09.05.2016 tarihli ve 2 sayılı karar ile kurulmasından hemen sonra aynı kurumda Teftiş Kurulu Başkanı olarak çalışan bir kamu görevlisinin eşinin bu pozisyona atanması ve yine bu atama sonrasında, bir aydan daha kısa bir süre içinde, söz konusu eşin Başkanlık Oluru ile Genel Müdürlük emrinde görevlendirilerek yerine Daire Başkanlığı’nın işlerini yürütmek üzere başka bir kişinin görevlendirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı ve üçüncü kişiler nezdinde şüpheli ve kamu yönetimine duyulan güveni zedeleyici nitelikteki olduğu değerlendirilen söz konusu davranışlar, Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “Görev ve yetkilerin menfaat sağlamak amacıyla kullanılmaması” başlıklı 14. maddesinde yer alan “Kamu görevlileri; görev, unvan ve yetkilerini kullanarak kendileri, yakınları ve üçüncü kişiler lehine menfaat sağlayamazlar.” hükmüne ve “Saygınlık ve güven” başlıklı 10. maddesinde yer alan “Kamu görevlileri, kamu yönetimine güveni sağlayacak şekilde davranırlar ve görevin gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını davranışlarıyla gösterirler. Halkın kamu hizmetine güven duygusunu zedeleyen, şüphe yaratan ve adalet ilkesine zarar veren davranışlarda bulunmaktan kaçınırlar” hükmüne aykırı olmuştur.

Daire başkanı atamaları 1999 tarihinden sonra iki yıllık okulu bitirenler arasından seçilmiş

Yukarıda açıklanan bütün daire başkanlığı atamalarında atanan personelin iki yıllık yükseköğrenimden 18.04.1999 tarihinden sonra mezun oldukları tespit edilmiş olup; 657 sayılı Kanunun 68/B maddesi çerçevesinde yapılan atamalarda kural olarak dört yıllık yüksekokuldan mezun olunması gerektiğinin hükme bağlandığı; aynı maddede yer alan “Dört yıldan az süreli yükseköğrenim görenler için aranan hizmet süresi şartına iki yıl ilave edilir” hükmünün, Kamu Kurum ve Kuruşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’in Geçici 3. maddesinin birinci fıkrası ile birlikte değerlendirilerek “2 yıllık bir yükseköğrenim mezuniyetinin 4 yıllık sayılmasının mezuniyetin Yönetmeliğin yayımı tarihi olan 18.04.1999 tarihinden önce olması” halinde mümkün olduğu, bu tarihten sonra mezun olunan 2 yıllık yüksekokulların 4 yıllık sayılmayacağı ve konu hakkındaki Danıştay kararlarının ve Devlet Personel Başkanlığı görüşünün de bu yönde olduğu anlaşıldığından somut olayda; daire başkanlıklarına atanan üç kişinin iki yıllık yüksekokuldan mezuniyetlerinin de bu tarihten sonra olması nedeniyle hukuka aykırı olduğu, netice itibariyle söz konusu uygulama, Yönetmeliğin 9. maddesinde yer alan “Kamu görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda hareket ederler.” hükmüne aykırı olduğundan; Hakkında inceleme yapılan kamu görevlisinin etik dışı davrandığına oybirliğiyle karar verilmiştir.

Yukarıdaki kararın acı ve bir o kadar da düşündürücü analizi

Teftiş Kurulu Başkanı olarak çalışan bir kamu görevlisinin eşinin daire başkanlığına atanması ve daire başkanı ücreti almasına rağmen daire başkanlığının görevlendirmeyle başka birisine yaptırılmasının ne kadar ahlaki olduğunu okuyucularımızın takdirine bırakıyoruz. Şayet bu Teftiş Kurulu Başkanı halen görevde ise derhal görevden alınması ve hakkında işlem yapılması gerekir. Kaldı ki bu durumda olan bir kişinin teftiş ve rehberlik işlemlerini nasıl yapacağını da merak ediyoruz. Birileri bu kişiye hanımının durumunu mutlaka hatırlatacaktır.

Etik Kurul bu işin yani bu atama sonrasında, bir aydan daha kısa bir süre içinde, söz konusu eşin Başkanlık Oluru ile Genel Müdürlük emrinde görevlendirilerek yerine Daire Başkanlığı’nın işlerini yürütmek üzere başka bir kişinin görevlendirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı ve üçüncü kişiler nezdinde şüpheli ve kamu yönetimine duyulan güveni zedeleyici nitelikteki olduğu değerlendirmesi de üzerinde durulması gereken bir konudur. Bu tür davranışlar sizin kurumunuzda da var mı yani size de tanıdık geliyor mu?

Genel müdürler kamu gücünü kendi çıkarları için kullanamaz

Kurul 15.01.2018 tarihli ve 2018/2 sayılı Kararında bir genel müdür hakkında yapmış olduğu inceleme neticesinde benden kaçamazsın dedi ve yapılan etik ihlalini affetmedi.

Özetle bu Kararda şu ifadelere yer verildiğini görüyoruz: Hakkında inceleme yapılan kamu görevlisine ait eserler, daha önceki yıllarda ayrı ayrı ve daha az sayıda sahnelenmekte iken adı geçen Genel Müdürlük görevine atandıktan sonra ayrıcalıklı olarak dört eserinin birden Genel Müdürlüğe bağlı il opera ve bale müdürlüklerinde birçok defa sahnelenmesinin ve bunun sonucunda toplam olarak yüksek miktarda telif ücreti almasının Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “Dürüstlük ve tarafsızlık” başlıklı 9. maddesinde yer alan “Kamu görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda hareket ederler, (…) fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalarda bulunamazlar.

Kamu görevlileri takdir hakkını keyfi kullanamaz

Kamu görevlileri, takdir yetkilerini, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda, her türlü keyfilikten uzak, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine uygun olarak kullanırlar” hükmüne ve “Görev ve yetkilerin menfaat sağlamak amacıyla kullanılmaması” başlıklı 14. maddesinde yer alan “Kamu görevlileri; görev, unvan ve yetkilerini kullanarak kendileri ve yakınları lehine menfaat sağlayamazlar” hükmüne; Bu tutum ve davranışların özellikle kendi camiasında şahsına özel menfaat sağladığı izlenimine neden olacak şekilde algılandığından dolayı Yönetmeliğin “Saygınlık ve güven” başlıklı 10. maddesinde yer alan “Kamu görevlileri, kamu yönetimine güveni sağlayacak şekilde davranırlar ve görevin gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını davranışlarıyla gösterirler. Halkın kamu hizmetine güven duygusunu zedeleyen, şüphe yaratan ve adalet ilkesine zarar veren davranışlarda bulunmaktan kaçınırlar” hükmüne; aykırı davrandığına karar verdi.

Bu kararla benzer iş ve işlem yapan kamu görevlilerinin daha dikkatli olması gerektiği yönünde önemli bir uyarı yaptı. Her ne kadar bu kararların ciddi bir yaptırımı yoksa da hakkında etik ihlali verilen kamu görevlilerinin ayakta kalma şansının olmadığını belirtmek isteriz.

Her ne kadar hakkında etik ihlali verilenlerden yükselen örnek (!) şahsiyetler istisnai olarak çıksa da genel olarak görevlerinde kalma şansları pek olmamaktadır.

#Etik Kurul
#Teftiş
#Kurum
6 years ago
Etik Kurul, Teftiş Kurulu Başkanının eşine yapılan kıyağı affetmedi
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi
Gölge oyunu...