|
Bu kriz bir "siyaset test"idir

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, 2006 yılının siyasi açıdan çok zorlu geçeceği konusunda bir kanaat oluşmuştu. Ama bunun "askere yönelik darbe" ya da "kriz mühendisliği" şeklinde formüle edilerek şimdiden sahneleneceğini tahmin etmek zordu. Türkiye''de siyaset, siyasal elitin reflekslerine uygun olarak yeniden sahneleniyor adeta. Kim neyi amaçlarsa amaçlansın ''iddianame krizi''nde ortaya çıkan siyaset tarzı, Türkiye''deki yapısal sorunun kökenlerini olduğu kadar siyasal elitin siyaset tarzını, ülkeyi yönetme biçimini ve en önemlisi siyaset ahlakını bir kez daha ''açık etti.'' Yaşanan krizin özelinde Türkiye''nin konumunu siyaset, medya ve uluslararası ilişkiler bakımından ele almadan olup biteni anlamak zor.

Siyaset ahlakı açısından görünür planda yansıması olan medya; bu ülkede yaşayan herkesi aşağılayan, en hafif tabiriyle ahmak yerine koyan bir siyaset tarzı yürüttü. Hem tahrik eden hem ilkesizlik sergileyen merkez medyadaki bu tutum muhalefetin kriz politikalarından güç alma refleksiyle örtüşerek kendini gösterdi. Asker siyaset ilişkisinin Türkiye''de çok hassas olması, medya açısından, ülkenin temel sorunlarını görmezlikten gelme hakkını vermez. Hele hele bazı yayın organlarının bir tür kışkırtıcı dili kullanması geleneksel tavırlarda bir değişmenin olmadığını gösteriyor. İddianame krizi hiç yaşanmamış olsa bile, Şemdinli olayları nedeniyle bir kez daha ortaya çıkan gerçekler karşısında adeta suskunluk krizine giren medyanın siyaseti kaşıyor olması ilkesel bir sorun. Temel sorunlarla ilgilenemeyen medya ilkel fakat çok iyi bildiği bir yönteme başvurarak doğrudan siyasete dahil olmayı tercih etti. Türkiye''deki siyaset mekanizmasının en hassas olduğu noktayı adeta kaşıyarak taraf olurken siyaseti salt araçsal bir mekanizma olarak algılayan elitin alışkanlıklarına denk düşen bir konumda kalmayı tercih etti.

Hükümet açısından karşılaştığı bu ilk meydan okumada ''kriz yönetim'' sınavı verecek olması önemli; kurulduğu günden itibaren iç ve uluslarası dengelerin desteğinde kolay bir iktidar dönemi yaşayan Ak Parti''nin en azından iç dengeler arası güç mücadelesine hazır olması gerekiyor. Bu zamana kadar pek çok temel konuda kararlılık gösteremeyen iktidarın küçük bir kriz anında kontrolü elinden kaybetmiş görüntüsü sergilemesi halinde iktidar için olduğu kadar ülkenin geleceği için de hayra alamet değil. Muhalefete ve medyaya yüklenmek hatta bu konuda haklı olmak krizi aşmak için yetmiyor. Türkiye''nin içinden geçtiği olağanüstü hal sebebiyle, iç politikadaki güç merkezlerinin medya, sermaye ve hatta asker desteğinin veya en azından muhalefet/sizliğinin verdiği güç yanılsaması krizi iyi yönetilmediği takdirde kaosa dönüşebilir. İktidarın uluslararası desteği arkasına alması, kendi gücü hakkında gerçek bir yanılsama nedeni olabilir ve bu tür krizlerde, iktidar gücüne dönüştürülmemiş hükümet yetkisi kriz üretir.

Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar geçecek sürede; iktidarın AB sürecinde aldığı rüzgar, Ortadoğu politikaları nedeniyle Amerika''nın verdiği destek ''uluslararası sistem''in Türkiye''deki asker-sivil ilişkisine ve Türkiye''ye bakışı hakkında pekçok çevre yanılgıya düşebilir. İddianame krizi vesilesiyle şu gerçeğin altını bir kez daha çizmekte yarar var: Türkiye gerek AB ilişkilerinde gerekse ABD ekseninde nasıl bir çizgiye oturursa otursun, geleneksel olarak Türk siyaseti, askerin yeri açısından, bazılarının sandığı gibi radikal bir değişime uğraması düşünülemez. Zira, Türk Batılılaşmasındaki ordunun öncü ve temsil gücü bir yana modernleşme karşıtı görülen unsurların bu ülkenin geleceğinde oynayacağı belirleyici rol göz önüne alındığında siyasetteki askerin özel yeri temelde değişmeyecektir. Siyasette askerin konumunun demokratik yönetimlerde olduğu yönde bir değişim beklentilerini AB sürecine bağlayanlar; Batı sisteminin, asker ağırlığı olmadan Türkiye''nin Batılı çizgide tutulamayacağı kanaatinde olduğunu fark etmeleri gerekir.

Son olaylar ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın, siyasette etkin aktörlerin yer değiştirip değiştirmediğinin, bu konuda kısa vadede bir değişimin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin işaretleri ortaya çıkacak.

18 yıl önce
Bu kriz bir "siyaset test"idir
İki yönetici bir yöneticiden daha doğru düşünür
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim