|
Sabrımızı zorlamayın!..

İnebahtı Deniz Savaşı’ndan sonra Sokullu Mehmet Paşa’nın: “Siz bizim sadece sakalımızı kestiniz, biz ise Kıbrıs’ı almakla sizin kolunuzu kestik. Sakal daha gür bir şekilde tekrar büyür, fakat kesilen kol tekrar gelmez” sözüyle yazıya başlarsak Trabzonspor’un; Fenerbahçe’den 4, Galatasaray’dan 4 ve rövanşı oynanmayan Beşiktaş’tan 3 puan aldığı sezonda mutlu son için gün sayması doğal bir hadise.

İşin asıl düşündürücü tarafı sadece iki mağlubiyet alması ama bunları İstanbul’un büyük takımları karşısında değil Antalyaspor ile Çaykur Rizespor karşısında alması.

Yani Sokullu Mehmet Paşa’nın dediği gibi, bu iki mağlubiyet sakal traşı gibi oldu.

Rizespor maçının üzerinden zaman geçti ama karşılaşmada yaşananlar halen daha konuşuluyor. “Kardeşlikti, değildi. Taraftardı, değildi. Rizeliydi, değildi” diye boş lakırdı yapıldıkça arkası kesilmiyor.

Arkadaşlar, kabul etseniz de etmeseniz de Trabzon ile Rize, et ile tırnak gibidir.

Kardeştir, akrabadır, hısımdır ama hasım değildir.

Rakibi olmayan Trabzonspor’a onca hakaret onca aşağılama ifadesi sadece Çaykur Rizespor taraftarı olanlara has bir ifade değildi. Haftalardır yazıyorum, söylüyorum. Uçaklar tıka basa, toplu taşıma araçları hak getire, toplu mitingler, düğünler ve törenler her kesime açık. Peki bu misafir takım tribünlerinin halen daha açılmamasının bir açıklaması yok mu?

Kendi tuttuğu takımı izlemek için yaşadığı o şehrin takımının Passolig kartını alıp sadece kendi takımını değil, tuttuğu takımın rakibini kaybetmesi için o ilin takım taraftarı olarak stada gelindiği aşikar.

Bakın arkadaşlar…

Pandemi süreci ve ardından son Çaykur Rizespor maçı olmak üzere toplam 33 deplasman maçını tribünde izleyen biri olarak diyorum ki açın bu tribünleri.

Ateşle barutu ayırarak daha sonraki haftalarda önüne geçemeyeceğiniz olayları engelleyin.

Ha böyle iyi gidiyor, zaten önümüzdeki 5 maçın üçü rakiplerinden önce oynayacağı için şampiyonluk coşkusunu kendi maçında yaşamayacak olan bir topluluktan söz ediyorsanız etmeyin.

Kutlamaların şeklini ve coşkusunu önlemeye çalışırken bu toplumun sabrıyla oynamayın.

Trabzonspor, oynamak istediği oyuna izin vermeyen saha zeminiyle üçüncü maçını oynadı. Bakın rakibin değil, zeminin izin vermediğini ifade ediyorum.

Antalya’da bir gün öncesinde ve maç saatine kadar yağan yağmur, Sivas’ta ikinci yarı yağan kar ve son Çaykur Rizespor maçı.

Artık o zeminlerde geride kaldığına göre geçmişi belki sorgulayabilirsiniz.

Mesela kuzeyin en uç noktasından gelen Cornelius’u artı sıcaklıkta oynatırken, Rize’de oynatmamanın nedenini sorabilirsiniz. Ya da rekor kırmak adına son dakikalarda aile boyu hücuma çıkmanın nedenini de sorgulayabilirsiniz. Ama işin gereği ve gerçeği Trabzonspor’un şampiyonluk adına her hafta üzerine koyarak yoluna devam etmesi.

Konuyu sadece Teknik Direktör Abdullah Avcı üzerinden yorumlayarak tek merkezde toplamanın ve bu yapıyı sadece Avcı üzerinden eleştirmenin yanlışlığını belirtirken gerçeklerle yüzleşmemiz gerekir.

Geçen sezondan günümüze yapılanmanın en derin olgusundan yola çıkarsak taraftarı ile birlikte oynayan ve o oyunu senkronize eden bir takımdan bahsediyoruz.

Kimse alınmasın, aldanmasın ve aldatılmasın.

Son beş yılın planlamasını yapan Başkan Ahmet Ağaoğlu, öylesine direndi ki Onur, Burak ve Olcay’ın kadro dışı bırakılmasında en önemli adımı attı ama geri adım atmadı.

Nereden nereye derseniz tabi ki bu üç sezon yaşananlar ve çekilen sıkıntıları hatır gönül maça girip yönetici localarında maç izleyenlere anlatmak zor.

Şimdi milli ara var.

Bir haftalık izinden sonra önce bahar gelecek, sonra çiçekler açacak, ardından bilmem kaçıncı cemre düşecek ve şampiyonluk şarkıları söylenecek.

İşte o gün bizimde geçmişe ve bugüne dair söyleyeceklerimiz olacak…

Bugün işin keyfini sürün insanların sabrını zorlamayın.

Dip not: Haftalardır dediğim gibi hiçbir şampiyonluk insan canından daha değerli değildir…
#Sokullu Mehmet Paşa
#Kıbrıs
#Trabzon
#Rize
2 yıl önce
Sabrımızı zorlamayın!..
Orta yol doğru istikameti gerektirir
Korksak mı?!
Londra izlenimlerim, beklentiler ve riskler
Türkiye’nin enerjisi
Komprador entelektüel ve siyasi işlevi