|
Yetenek avcıları!

Başlığa bakıp da alışılagelmiş anlam çıkartmayalım. 

Genç yetenekleri bulup çıkartmak kadar, istikrarını sağlayıp üzerine koyarak değerli hale getirmek de bir meziyettir. 

Gelin görün ki bu çark son yıllarda ülkemizde tersine çalışıyor. 

Örneklemek gerekirse geçen sezonu şampiyon olarak tamamlayan Trabzonspor’da, buna paralel olarak futbolcuların değeri arttı ama Abdülkadir Ömür için bu şampiyon sezon tam bir kayıptı. 

Trabzonspor alt yapısından yetişip henüz 16 yaşındayken Sadi Tekelioğlu tarafından A takımda forma şansı bulan Abdülkadir Ömür, geniş alanda oynamasını seven, hızlı düşünen, hızlı karar verip geniş alanı top kontrolü yüksek oynayan önemli futbolculardan biriyken Visca’nın alternatifi olarak çizgiye çekilmesi yeteneklerini de sınırlı kullanmasına neden oldu. 

Birçok örnek verilebilir ama Ömür’ün geçen sezon Konya’da 2-2 biten maçın ilk yarısındaki görüntüsü gerçekten bir futbolcu için içler acısıydı. 

Visca döndü, ara hazırlık döneminde 10 numara pozisyonunda oynamaya başlayan Abdulkadir Ömür adeta ben bu bölgenin oyuncusuyum haykırışlarıyla son oynanan İstanbulspor maçında da karşılaşmaya damga vuran oyuncuydu. 

Son yıllarda yeteneği prangaya vuran oyun formasyonu ve anlayışı Abdülkadir Ömür ve onun gibileri imha etmeye programlanmış anlayıştan öte gitmez. 

Oyun disiplini tamam, oyun sistemine bağlı kalmaya da tamam ama futbolun bir de şiirsel dokusu ve sanatı var. Bırakın Abdulkadir Ömür ve onun gibiler şiir yazsın, resim çizsin futbolun sanatını ortaya koyup futbol severleri mutlu etsin. 

Bu Trabzonspor’da bu haldeyken diğer takımlarda farklı mı? 

Fenerbahçe’de Arda Güler ve Emre Mor, Galatasaray’da Kerem ile Yunus Akgün gibi oyuncuların durumu da Abdulkadir Ömür’ün geçiş dönemindeki hallerinden farklı değil. Takımlarının en zayıf halkası olarak gösterilen bunlar ve bunlar gibi genç oyunculara futbolun geleceği ve toplum barışı adına daha fazla şans ve özgürlük verilmeli. 

İddia ediyorum ki bugün taraflı tarafsız her futbolsever hangi takım taraftarı olursa olsun Arda Güler’i izlemek ister. 

Deplasmanlarda takım arkadaşları ıslıklanırken aynı tribünlerin Arda’ya sevgi göstermesinin başka bir izahı da toplumun futbolu sevmesi ve futbol temaşasını özlemesinden kaynaklanıyor. 

Başarılı olmak için oyun sistemi ve sisteme bağlılık bana göre olmasa da birilerine göre çok da önemli olsa da güzel futbolu ve heyecanını insanlardan esirgeyemezsiniz. 

Öldükten sonra bile eserleri değerlenen, yapıtları halen daha izlenen sanatçılara baktığımızda aynı gerçekleri yelpazenin her bir yaprağında görmemiz mümkün. 

Bir oyuncu vardır, şarkıcı vardır, ressam vardır, yazar vardır fakat bir de bunların arasından çıkıp adı sanatçı olanlar vardır. İşte bu nedenle diyorum ki futbolun sanatçılarına daha çok şans verin, futbolun sanatçılarını izlemekten toplumu mahrum etmeyin. Kitleleri bu güzelliklerden mahrum ederken futbolu geliştirip, uluslararası seviyeye nasıl ulaştıracaksınız? 

Futbol literatürü der ki; Futbol her ne kadar kolektif (kombine) bir oyunsa da sonuca futbolcuların bireysel yetenekleri ile gidilir…  

Ve ben de diyorum ki; Futbolun sanatçılarını bu oyundan dışlamayın aksine oyunun merkezine koyun. Çünkü bu uygulama ile sadece ülke futboluna katkı sağlamazsınız son yıllarda büyük gerilim yaşayan tribünlerin sinir kat sayısını da düşürerek futbolun güzellikleri ile futbol barışına katkı sağlayın. 

Üretmek adına yetenek avcısı olun, tüketim adına değil…

#Trabzonspor
#Abdülkadir Ömür
#Futbol
1 yıl önce
Yetenek avcıları!
Hayatın şartları
Ne yapmalı?
Necip Fazıl-Nihal Atsız ittifakı
İdeolocya Örgüsü"nün düşünsel karakteristiği
Türkiye sosyal devlet mi, yoksa kapitalist mi?