|
"Bağlantı Ekonomisi" ve "Cömertlik, Sanat"

Çarşamba günü Turkcell Akademi Pazarlama Konferansı"nda bizim iş ve pazarlama dünyamızdan 1500 kişilik hatırı sayılır bir topluluk, Amerikan pazarlama dünyasının rağbet ettiği bir yazarı, Seth Godin"i dinlediler. Godin"in söyledikleri "yeni" sayılmasa da ilginç ve tezlerini temellendirdiği "Bağlantı Ekonomisi" yaklaşımı, Türkiye açısından özellikle "Yumuşak Konular" (Soft Issues) diye tabir ettiğimiz alanda ufuk açıcı tespitler içeriyor.

Yazar, konuşmasında endüstriyel ekonominin yerini "bağlantı ekonomisi"ne bıraktığı yolundaki tespitini anlatırken kuvvetli bir mekân duygusu farkındalığı oluşturmayı da ihmal etmeden İstanbul"un gerek coğrafi konumu, gerekse kültürel yapısı ile fiziksel "bağlantılar" üzerine kurulu bir kent olduğunu ifade ediyor. Godin, ayaklarını sağlam zemine bastığını hissettirircesine bir başka ortak alanın, internet ağının ekonomideki katmadeğerini anlatıyor. İnternet etkisiyle oluşan yeni dünyada, daha fazla insanın bağlantılar kurmak üzere ağa katıldığını söylüyor.

Buraya kadar herkesin konuştuğu, zaten iş ortamlarımızın belli başlı konuları olduğu için yeni bir fikre geçiş yapmış sayılmayız. Ancak içinde pırıltılar gördüğümüz önemli tespitler şunlar olabilir:

Seth Godin, "Bağlantı Ekonomisi"nde değer yaratabilmenin koşullarını dört ayak üzerine oturtuyor: Koordinasyon, güven, izin ve fikir alışverişi... Bu dörtlü ayak üzerindeki bağlantının dayandığı temeli ise bizce sıradan ve alıştığımız gurusal ifadelerle alâkası olmayacak kadar kıymetli iki kilometre taşını andıran şu kavramlarla ifade ediyor Godin: Cömertlik ve Sanat.

Zihnimiz bu noktada hemen pazarlama iletişiminden hızla siyasal iletişime kayıyor ister istemez. Godin"in vurguladığı "Cömertlik ve Sanat" temeli, bizim yıllardır ve sık sık tekrarladığımız, tam da bir üst yapı meselesi olan ve "Yumuşak Konular" (Soft Issues) alanıyla birebir aynı iklim koşullarına sahiptir. Türkiye"nin son 10 yılında alt yapı konularındaki (hard issues) büyük başarıları, yolları, havaalanlarını, fabrikaları vs. kimsenin inkar edemeyeceğini belirterek eksik olanın ne olduğuna işaret ediyoruz. Alt yapıdaki başarılar, ülkemizin en büyük gücü olan, Batı"nın kaybettiğini itiraf edinmekten çekinmediği "maneviyat" ve maneviyatın içinde nefes alıp verdiği kültürel meseleler, sanat, bilgelik, vicdan gibi bizi biz yapan değerlerle, kısaca üst yapıyla taçlandırılmalıdır, diyoruz.

Öyle görünüyor ki, Bağlantı Ekonomisi"nin, internet gibi bilişim teknolojilerinin akıl sır ermez büyük gücüyle ve uluslararası altyapılarla oluşturulmuş küresel ağın, artık Cömertlik ve Sanat"a, irfan ve sanatlı işlere, inovasyona olan ihtiyacını Batılı pazarlamacılar da artık bangır bangır bağırarak anlatıyorlar.

Sosyal medyanın hiçbir önemi yok, sosyalliğin var.

Bize kalırsa Turkcell Akademi Pazarlama Konferansı"nda konuşan Seth Godin"in özellikle konferans sonrasında Turkcell Blog"una verdiği röportaj, sosyal medyayı bulutların katına yücelten bazı arkadaşlarımız için de hayli öğretici... Adımız Corc ya da Maykıl olmadığı için biz söylediğimizde eleştiri oklarına maruz kalırız da, kanıyla canıyla baştanaşağı bir Amerikalı özde aynı fikri ifade edecek beyanlarda bulunursa, tadından yenmez olur.

Godin, Turkcell Blog"undaki videoda izleyebileceğiniz gibi "Sosyal medya başarılı bir pazarlama için yeterli midir?" sorusuna şu karşılığı veriyor:

"Sosyal medyanın hiçbir önemi yok. Sosyalliğin anlamı var. Sosyallik güvenildiğinizi gösterir. Sosyallik tanındığınızı gösterir. Sosyallik benimle konuşmak için size izin verdiğimi gösterir. Bunlar da 5 bin yıldır zaten olan şeyler.Yeni bir şey değil. Güvenilmek için Twitter"da, Facebook"da olmanıza gerek yok. Bunlar sadece birer araç. Ücretsiz bir reklam aracı olarak onları kullanıyorsanız başarısız olursunuz. Gerçek bağlantılar kurmak için kullanırsanız o zaman faydalarını görürsünüz."

Diğer yandan Godin"in genç girişimcilere tavsiyelerini sıralarken Türkiye"ye dair değerlendirmesini de es geçmeyelim:

"Bence dünya Türkiye"den çok fazla şey öğrendi. Türkiye"nin öğrettiği şeylerden biri de küçük işletmecilerin gücü oldu. Türkiye Ford Motor"un memleketi değil. Türkiye Kapalıçarşı"nın memleketi. Türkiye, öne çıkan bireylerin, "Bakın ben bunu yaptım" diyenlerin memleketi."

Görülüyor ki, Seth Godin bizim pek çok ecnebi aydınımızdan daha az ecnebi. Elbette Amerikalı yazarın söylediklerinin özüne bakarken ilk yazımızda altını çizdiğimiz "Bağlantı Ekonomisi" çerçevesinde "değer oluşturma" meselesine, (elbette katmadeğer"den söz ediyor) "Koordinasyon, Güven, İzin ve Fikir Alışverişi"ni mümkün kılan Cömertlik ve Sanat"ın üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Bizde mebzul miktarda var olup da değerlendirmesini bilemediğimiz cömertlik ve sanat...

10 yıl önce
"Bağlantı Ekonomisi" ve "Cömertlik, Sanat"
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli