|
Bu ateş sadece Bursa’yı yakmaz
Bu haberleri duyunca üzülenlerin olacağı hiç aklınıza gelir miydi? Benim gelmezdi… Ancak şimdilerde geliyor… Benim gibi, Türkiye ile ilgili olumlu haberlerin çıkmasına üzülenleri görüp de şaşıranların sayısı hiç de az değil. “Şu 8 Haziran'ı bir görsek de, melanet spazmından kurtulsa şu şeamet tellalları”, diye iç geçirenlere Allah sabır versin…

Bakın ne olmuş… Birleşmiş Milletler Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentileri 2015 Yarıyıl Raporu açıklanmış. Bu yıl için dünyadaki büyüme beklentisini yüzde 3,1'den yüzde 2,8'e revize etmişler… Bilindiği üzere IMF, Türkiye'ye ilişkin 2015 büyüme tahminini yüzde 3,4'ten yüzde 3,1'e indirirken (dünya ortalamasının üstünde bir rakama), 2016 büyüme beklentisini de yüzde 3,4'ten yüzde 3,6'ya çıkarmış.

Rapor ayrıca, Türkiye'nin düşük petrol fiyatları, rekabetçi döviz kuru ve para politikaları için daha fazla esnekliği olumlu yönde kullanarak bu yıl daha fazla büyüme sağlayıp dış ticaret açığının azaltılacağını da öngörüyormuş.

Gelişmiş ekonomilerde ise düşük büyüme beklentileri varmış. ABD için 2,8; 2016'da 2,7; Avrupa Birliği için ise bu yıl 1,9; gelecek yıl 2,1 büyüme bekleniyormuş.

Raporda ayrıca Türkiye'nin çevresindeki istikrarsızlık ve çatışmalara rağmen özellikle Avrupa ve Asya'ya ihracatıyla diğer ülkelerden ayrışacağı ve büyümesini sürdüreceği vurgulanmış.

Bu tabloları görüp, “Eyvah işler yine iyiye gidiyor; AK Parti'den kurtuluş olmayacak galiba” diye karabasanlar görenlerin tek umudu toplumsal ve siyasi istikrarsızlık… Çünkü düstur şu: “Ne olursa olsun, şu AK Parti gitsin yeter ki!..”

Bursa'daki eylemler bu şuura hizmet etmiyorsa nereye ediyor acaba?.. Olayı tam olarak hatırlamayanlar için kısaca özetleyelim: Bir süre önce Tofaş, Renault, Mako ve Özcanlar'ı kapsayan bir “Toplu İş Sözleşmesi” imzalanıyor. Kiminle kim arasında? Bu firmaları temsilen Mess ile işçileri temsil eden sendikalar arasında… Anlaşma Ağustos 2017'ye kadar geçerli… Sosyal batış tavan yapmış, herkes kendi işini yaparken bundan iki ay kadar önce Bosch işçileriyle bir anlaşma yapıyor ve yukarıda adı geçen şirketlerin işçilerine verdiği saat ücretinden 1 TL fazla veriyor…

Aradan iki ay geçiyor. Birden işçiler -söylenen o ki sosyal medya aracılığıyla örgütlenip- işi bırakıyor. Bosch'a verilenin aynısını istiyorlar; sonradan aralarına katılan Ford ile birlikte işi bırakıyorlar…

Bu arada o kadar kendiliğinden gelişiyor ki olay, kendilerini düzgün bir şekilde ifade edecek bir sistemi inşa edemiyorlar… Genel algı ne? İşçiler yasal olmayan bir eylemi, tam da seçim öncesi başlatıyorlar… Durum nazik olduğu için de kimse sesini çıkaramıyor…

Bu arada Türkiye İhracatçılar Meclisi, 2014 yılı ihracat şampiyonlarını açıklamış. Bakın ilk 10'da kimler var: 1. Tüpraş, 2. Ford, 3. Renault, 4. Vestel, 5. Kibar, 6. Arçelik, 7. Tofaş, 8. Toyota, 9. Habaş, 10. Bosch… Yani Türkiye'nin belkemiğini oluşturan ihracatın ilk 10'un içinde 5 tane otomotiv şirketi var… Dolayısıyla bunlardaki bir kriz, sadece Türkiye'yi değil, pek çok dünya ülkesini etkileyecektir…

Şimdi yukarıda ortaya koyduğumuz parçaları birleştirin; bakın hangi sonuç ortaya çıkacak…

Bu durumdan çıkışın üç yolu var:

1. İşçiler mutlaka açık iletişime geçerek kendilerini ifade edecek bir yol, bir temsiliyet aracı bulmalılar… Madem sendikaların kendilerini temsilinden memnun değiller, o zaman kendilerini temsil edecek, iletişim ve diyalog kanallarını açık tutacak bir çözüm bulmalılar…

2. İşverenler de iletişim kanallarını açmalılar. Özellikle de muhatap olan fabrikalar ve işletmeler.

3. Hükümet burada hakemlik görevini üstlenmeli ve o da iletişimin bir parçası olmaya çalışmalı. Soma'da olduğu gibi, çelişkinin merkezine oturmadan…

Yoksa yukarıdaki tablo seçim falan bir yana, Türkiye için hayırlı bir ufuk çizmiyor…
#Tofaş
#Renault
#Mako
#Birleşmiş Milletler Dünya Ekonomik Durumu
9 yıl önce
Bu ateş sadece Bursa’yı yakmaz
Turizm uğruna
Mermer atıklarının muhteşem geri dönüşümü
Tasarruf sandığı
ABD-Çin rekabetinde popülizm, korumacılık ve ulusal güvenlik
‘Şişman Kadın’ kim?