Çevre kirliliği, küresel ısınma ve iklim değişikliği canlılığı tehdit eden unsurların başında geliyor; dünyada neredeyse terör ve iç savaşlar kadar büyük bir tehdit olarak görülüyor. Yeşiller, demokrasi, özgürlükler ilerlemeci yaklaşımların yanı sıra en çok vahşi kapitalizmin yok etmek üzere olduğu insanlığa, doğaya sahip çıkışlarıyla prim yapıyorlar…
Peki ülkemizde yeşil hareketi neden gelişmiyor acaba?
Daha da ötesi nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde neden ön plana geçemiyor?.. Oysa İslam’ın, fıtratı gereği Yeşiller’in çizgisine en yakın dünya görüşünü içermesi gerekmiyor mu?
Söylenemezse, bunun sebebini AK Parti’nin fıtratında değil, siyasi iletişim stratejisindeki önceliklendirmelerinde aramak gerekir… Cumhurbaşkanı “En büyük çevreci biziz!” diyorsa bu söylemin alt kadrolarca tüm teşkilata ve ülke çapına yayılması, bu doğrultudaki projelerin yaygın bir şekilde iletişiminin yapılması gerekmez mi?
Mesela şu ekolojik köprü meselesi… Muhteşem bir proje… Tesadüfen karşılaştım. Gözlerime inanamadım. Dünyanın acaba hangi ülkesinde benzeri var?.. Bilmiyorum. Bizimkiler yapmış işte… Ancak kimsenin haberi yok… Anlatalım…
Amaç hem yaban hayvanların telef olmasını hem de onlara çarparak kaza yapılmasını engellemek… Otobanların, duble yolların çeşitli yerlerine inşa edilen geniş köprüler bunlar. Üzerlerinde çevredekinin devamı olan doğal bitki örtüsü var. Yollarla bölünen doğal hayatın devamını sağlamak da diğer bir amaç…
Bu sadece bir örnek… Bunun gibi pek çoğu var.
Ülkelerin gelişmişliğinin göstergeleri arasında, üretime katılımı olmayan unsurlara o ülkenin ne denli önem verdiğinin yattığı söylenir; mesela çocuklara, yaşlılara, üretime katılamayan engellilere vb… Hatta halka açık yerlerdeki genel tuvaletlerin de göstergelerden biri olduğu ifade edilir. Bizce buna bir de doğaya saygının eklenmesi gerekir.
İşte bu çerçevede atılan adımların iletişimini önceliklendirmek ve yoğunlaştırmak, önümüzdeki dönemde siyasi iletişimin kritik başarı faktörlerinden biri olacaktır…