|
2021 daha iyi olacak

“Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş” sözü bireysel ve toplumsal psikolojide izi sürülebilecek, ağırlığı olan bir ifadedir. Günlük dilde kullanırken çoğunlukla yakınımızdakileri teselli etmek için dile getirsek, ağırlığını fark etmesek de sorunlar karşısındaki çözüm yollarından birini işaret eder…

Bu bağlamda 2021 yılında çözüleceğini, bertaraf etmek için ciddi mesafeler kat edileceğini düşündüğümüz bazı konular
‘toplumsal sıkışmışlıkla’
gündeme geldi…

Kadına şiddet meselesi bu konuların başında... Her gün neredeyse üç kadın cinayete kurban gidiyor. Yıllara göre bilanço ortaya konulduğunda öldürülen kadınların sayısının gittikçe arttığı görülüyor.

2008’de
80
, 2009’da
109
, 2010’da
180
, 2011’de
121
, 2012’de
210
, 2013’te
237
, 2014’te
294
, 2015’te
303
, 2016’da
328
, 2017’de
409
, 2018’de
440
, 2019’da
474
olmak üzere son
12 yılda toplam 3185 kadın öldürülmüş…
Bu yıl 2019’un da üstünde bir cinayet raporuyla karşı karşıya kalacağız herhâlde…

Baskı, hakaret, dayak, tecavüz, taciz, ekonomik şiddet gibi başka ağır ve kötü muameleler de cabası… Toplumsal zeminde ise tüm bu olaylara karşı ciddi bir tepki var. Yasalar konusunda ileri bir noktada olduğumuz, bu sorunlar üzerine çalışmalar yürüten kadınlarca ifade ediliyor. Ancak meselenin kökünden, yani kadına yaklaşım konusunda bir zihniyet değişikliğiyle çözülebilmesinde belki de cezaların ağırlaştırılarak daha caydırıcı hâle getirilmesi etkili olabilir.

Kadına yönelmiş her türlü
‘kötü’
tavrın, sözlü şiddetin, vurulacak bir fiskenin ve ötesinin küçük-büyük demeden
‘şiddetle’
cezalandırılmasından yana olduğumuzun altını çizmek isteriz… 2021 bu konuda ilerleme sağlanacak bir yıl olacaktır…
Başka bir boyuttaki gelişmeler ise bize 2021’de ülkemizin uluslararası itibarının daha da yükseleceğini gösteriyor. Türkiye, her ne kadar
AB
ve
ABD
’nin çıkarları doğrultusunda her platformda sıkıştırılmak istense de sağlam duruşunu bozmuyor… Bir adım geri atmıyor… Müzakere kapılarını sürekli açık tutuyor ama uluslararası hukuktan doğan haklarından feragat da etmiyor…
Uluslararası çıkarlar ve rekabet söz konusu olduğunda ‘haklı’ olmak yetmez, ‘güçlü’ olmak da gerekir… Ülkemizin bu gücü ise sağlam
millî iradeden
ve millî savunmaya yaptığımız yatırımlardan geliyor.
Bu her zaman böyleydi…
Atatürk
,
Time
dergisine iki kez kapak oldu… Biri 1923, diğeri ise 1927 yılında… Batılıların takdiri anlamına gelen bu jest öyle kendiliğinden olmadı… “Boğaz’daki hasta adam” lakabı takılarak itibarsızlaştırılan ülkenin ve hakkında idam fermanı verilen
Mustafa Kemal Paşa
’nın haklı ve güçlü duruşunu korumasıyla, başka bir deyişle ülkemizin
millî bağımsızlığı
konusundaki tavrını muhafaza etmesiyle Batı ‘zor’ ile karşılaşınca Türkiye’nin tezlerini ve onun liderini kabullenmek zorunda kaldı… Yani haklı olmak yetmedi, güçlü olmak da gerekti…

Tabii bir de pek çok başka kapının kilidini açan ekonomi boyutu var… Bildiğiniz gibi atılan sağlam temeller ile bundan sonra alınacak ekonomik tedbirler ve kararlar, öte yandan enerji meselelerindeki ilerleyişimizin sonuçları ekonomi alanına da yansıyacaktır. 2021’de ortaya çıkacak olumlu tablo, 2022’de daha da parlayacaktır.

Bütün bu pozitif ekonomik sonuçların, emeklerin heba olmaması için çok titizlikle yaklaşılması gereken bir husus da
Sayın Cumhurbaşkanımız'ın
ve onun temsil ettiği
ülkemizin itibarının yönetilmesi…
Dış siyasetten dış ticarete ve turizme kadar pek çok alanı etkileyen ‘itibar’ konusunda yukarıda bahsettiklerimiz ışığında olumlu gelişmelerin beklentisi içerisindeyiz…
Yalnızca uluslararası alanda değil, ülkemizin içinde de bu itibarı yerle bir etmek için uğraşanlar olduğunu da biliyoruz. Yalan, iftira ve
kara propaganda
ile bizi aşağı çekmek isteyenlerle mücadele edilmeye elbette devam edilecek. Öte yandan bu noktada, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve Türkiye’nin itibarının, ülkemizin
‘marka değeri’
ile doğrudan ilgili olduğunun da altının çizilmesi gerekir.
Bu iki marka değerinin korunmasını ve savunulmasını
‘kritik başarı faktörü’
olarak tespit etmekte, ona göre davranmakta yarar var. Çünkü bu yolla ülkemizden çıkan markaların itibarı da savunulmuş; ekonomik ve siyasi düzlem ile bu ikisinin etkileriyle şekillenen hayatın tüm alanlardaki
refah
böylece sağlanmasına katkı değer getirilebilir…
#2021
3 yıl önce
2021 daha iyi olacak
Kurguyla gerçeklik arasında CHP
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü