|
Siyasetçi, bürokrat ve demokrasi
Türkiye'de siyaseti ve dolayısıyla siyasetçiyi küçümseme, siyasal kültürümüzde hayli kök salmış bir tutum. Üniversite yıllarımdan hatırlıyorum, sık sık siyasetin herşeye burnunu sokmaması, çeşitli alanların –eğitim gibi– siyasileştirilmemesi gerektiğinin söylendiğini işitir, kendimiz de zaman zaman bu tür sözleri bir hikmet yumurtluyormuş gibi kullanırdık. Bu kavrayış hala yaygın. Geçenlerde bazı koca adamların siyasetçileri siyaset yapmakla, siyasi konuşmakla suçlayan sözlerini bizzat işittim ve gülsem mi ağlasam mı bilemedim.


Bu siyaset ve siyasetçi karşıtı kültür, öyle söylemek gerekirse, kader yollarımı liberal düşüncenin sahillerine çıkartınca, yeni bir dayanak buldu. Okuduğum birçok yazar ve neredeyse tekrar tekrar hatmettiğim pek çok kitap, beni siyaseti ve siyasetçiyi iri devletin ana müsebbibi ve aktörü olarak görmeye itti. Siyasetçi başkalarının parasını başkaları için harcayan adamdı ve tabiatıyla hepsi değilse de çoğu kötülüğün kaynağıydı. Daha çok özgürlük ve refah için yapılması gereken en önemli şey siyasetçinin geriletilmesi ve engellenmesiydi.

Yaşım ilerleyip bilgi ve tecrübem arttıkça bu bakışın eksik, yanıltıcı ve indirgemeci olduğunun idrakine vardım. Sanırım ana yanılgı siyasetin tanımının yanlış yapılmasında ve siyasetin aktörlerinin eksik teşhis edilmesinde. Bu hem siyasetin olduğundan dar okunmasına hem de siyasi aktörlerin tümünün görülememesine yol açıyor. Şimdi, siyaset kamusal zorla destelkenmesi meşru ve gerekli kolektif kararların alınması ve uygulanmasıysa, hem tarihi bilgimizden daha geriye gitmekte hem de siyasetçi yanında bürokratı da aktör olarak bünyesinde barındırmakta. Başka bir şekilde söylersek, siyaset devleti önceliyor. Bürokratlar, en azından uzun vadede, siyasetin sahaya yansımasında politikacıdan daha önemli ve daha etkili bir rol oynuyor.

Koalisyon görüşmeleri topluma daha ziyade 'pazarlık' olarak yansıyor ve bu birçok insanı rahatsız ediyor. Kişiler, özellikle savunucusu olmadıkları partiyi, liderlerinden taraftarlarına kadar, ağır şekilde aşağılıyor. Bu çok yanlış. Siyasetçi her rejimin siyasi çoğulluk (yani farklı farklı siyasi ekiplerin var olması) ise demokrasinin olmazsa olmazı. Şu an TBMM'nde bulunan tüm partiler toplumun belli kesimlerini temsil ediyor. Ne toplum kesimlerinin ne de onların siyasi temsilcilerinin/ekiplerinin birbirine karşı üstünlüğü veya aşalığı söz konusu. Her parti saygıya layık. Siyasi partilere saygı göstermemek, onlara oy veren insanlara saygı göstermemek anlamına gelir.

Bunu söylerken siyasetçilerin melek gibi kusursuz olduğunu iddia etmiyorum, buna zaten ihtiyaç da yok. Bu satırların yazarı ve okurları ne kadar kusursuzsa, ortalama siyasetçi de o kadar kusursuz. Keza, her siyasetçiyi sevmek zorunda olduğumuzu da ima etmiyorum. Ancak, siyasetçinin kişiliği ile siyaset kurumunu birbirine karıştırmamalıyız. Yoksa, siyasetçiyi aşağılamak kolayca demokratik siyaset kurumunu tahrip etmeye yol açabilir.

Siyasetçi sınıfını ortadan kaldırsak veya alanını büyük ölçüde daraltsak bile siyaset ortadan kalkmaz. Sadece yeni olmaktan ve gözlemlenebilir, hesaba çekilebilir özneler tarafından icra edilmekten çıkar. Daha açık söyleyelim, siyaset alanı ve faaliyeti tamamen bürokratlara terk edilmiş olur. Bu istenecek bir durum mudur? Hiç sanmam. Türkiye'nin son zamanlarda yaşadığı ana problem de bu değil mi? Siyasal güç halktan ruhsat alan, kim olduğu ve hangi kurallara göre çalışacağı belli, yeri ve zamanı gelince toplum olarak hesaba çekebileceğimiz insanlar/ekipler tarafından mı kullanılmalı, yoksa mevkiini halka değil kendisine borçlu olan, kooptasyon sistemiyle kendisini yeniden üreten, kim olduğu ve hangi kurallara göre çalıştığı bilinmeyen, toplum olarak hesap soramayacağımız kişiler/ekipler tarafından mı kullanılmalı?

Herkesin aklında tutması gereken şey şu: Siyasetçiyi kötüleyip aşağılamak siyasette iplerin bürokrasinin eline geçmesine yol açar. Demokraside halk siyasetçi aracılığıyla patrondur, partilerin öldürüldüğü yerde ise halk adı konmamış siyasetçilere dönüşen bürokratların kölesidir.
#siyaset
#Siyasi partiler
#tbmm
9 yıl önce
Siyasetçi, bürokrat ve demokrasi
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık