|
Körfez’in sakin gücü Umman

Umman İslam dünyasında kadın sorunlarını araştırmaya başladığımız belgesel serimizin ilk durağıydı. Yıl 2005… Tevellüt gibi oldu… Türkiye’de Umman çok bilinen bir ülke değildi. Umman ile ilgili ilk belgeseli yapan kişi olarak 16 yıl sonra Muskat’a gitmek benim için çok heyecan verici oldu. Umman ne Körfez ülkeleri gibi ne de diğer Arap ülkeleri gibiydi.

Özgün, sakin, gelişmiş ve barışçıl iklimini her daim koruyan Umman bunu yaparken de istikrarlı bir modernleşme ve yenileşmeyi tüm ülkeye yaymayı başarabilmiş. Umman’ın başkenti Muskat dağlar ve deniz arasında temiz, düzenli ve kaostan uzak bir şehir… Dünya Çevrecilik Ödülü almış. Gelenek ve moderni birleştiren bir zarafet ve zevk her yerde görülüyor. Körfez ülkelerindeki şatafat burada yok, farklı bir zevkleri var. Binalardaki taş ve ahşap işçilikler görülmeye değer. Ne aşırı geleneksel ne de aşırı modern… Halk geleneksel giysilerini koruyor. Resmi dairelerde erkeklerin geleneksel kıyafetleri olan “dişdaşe” giymeleri ve başlarına “mazhar” sarmaları zorunlu.

On altı yıl öncesinden bugüne bakınca çok şey değişmiş. Şehre katılan yeni binalardan birisi de opera binası. Opera binası Umman kültürel zenginliğini sergileyen görkemli bir mekan olmuş. Ben oradayken Fındıkkıran balesinin temsili vardı. Meraktan gitmek isteyince, biletlerin bittiğini öğrendim… Muskat’ta elbette çok şey değişmiş, müzelerin, sanat galerilerinin, alışveriş merkezlerinin, sosyal mekanların, otellerin sayısı artmış, şehir daha da büyümüş. Ancak yine de sakinliği bozulmamış.

“Uyanış” her ziyaretçinin duyacağı bir kelime Umman’da… Bu 1970’de başa geçmiş olan Sultan Kabus bin Said’in dönemini referans ediyor. Bugün hayatta olmayan Sultan ülkesini modern dünyaya taşıyan bir lider olmuş. 1970’de Sultan Kabus’tan önce Umman’da sadece iki ilkokul, Amerikan misyonerleri tarafından yönetilen iki hastane ve 10 kilometrelik yol varmış. Geçen 50 yılda üniversiteleri, yolları, eğitimli nüfusuyla bambaşka bir ülke ortaya çıkmış. Bu değişime Ummanlılar “Uyanış” diyorlar.

Kadınının daha önce eğitim hakkı yokken Sultan Kabus ile birlikte eğitim alanları kadınlara açılmış. Askerlik ve polislik gibi sahalar da dahil olmak üzere… Kabinede 27 bakan var. Bunların üçü kadın. Yüksek Öğretim Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Çalışma Bakanlığı kadınlar tarafından yönetiliyor.

Umman siyasi olarak ismini çok duymasak da çok önemli bir ülke. Tarihi arka planı bugünkü rolü konusunda önemli ipuçları veriyor: Osmanlı İmparatorluğu döneminde Akdeniz’in bir Türk gölü haline gelmesinden sonra kadim ticaret yollarının Batılılara kapanması coğrafi keşiflerin motivasyonu olmuştu. Portekizlilerin Ümit Burnu yoluyla Afrika’ya ve Hint alt kıtasına ulaşırken etki altına almaya çalıştığı yerlerden birisi de Umman’dı. Daha sonra İngilizler, Portekizlilerin yerini aldı. 1798’de Napolyon’un Mısır’ı işgali İngilizler için Umman’ı daha da önemli hale getirdi. Tarihin ilk Anglo-Arap anlaşması burada imzalandı.

O yıllarda Umman’da Muskat ve iç bölgeler arasında birlik söz konusu değildi. İçeri bölgelerde imamlık, Muskat’da sultanlık vardı. İmamlık ve Sultanlık’ın birleşmesi ile ulus devlet ortaya çıkarken bugünkü Umman 1970’de babasından iktidarı alan genç Sultan Kabus tarafından inşa edildi…

BÖLGESEL ETKİSİ…

Umman bölgedeki sakin güç olması nedeniyle çok gündeme gelmese de jeopolitik bir güç olarak önemli arabuluculuk rolleri üstlendi. Bölgesel pek çok iniş çıkışa rağmen bu rolünü korudu. İran’da rejim değişikliğinden sonra da iyi ilişkilerini sürdürmeyi başardı. Obama döneminde İran nükleer müzakerelerinde arabuluculuk rolünde başarılı oldu. Yemen’de barış için çalışmaları devam ediyor.

YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ MUSKAT’TA OLMALI

Ummanlıların Türkiye’ye sevgi ve sempatileri çok büyük. Osmanlıların Portekiz işgalindeyken Ummanlılara destek olmak üzere Piri Reis kumandasında bir donanma göndermesine ilişkin tarihsel hafıza hâlâ canlı tutuluyor. Türkiye’nin bölgeye ilgisi ve verdiği önemin artmasıyla birlikte ticaret hacmimiz son dört yılda 500 milyon dolardan 1,5 milyar dolara çıkmış. Umman’dan Türkiye’ye turist olarak gelenlerin de sayısı çok artmış durumda.

Geleneksel çarşıları Matrah’ta “Türkiye’den geldik” lafını duyanlar hemen Türkçe dizileri soruyor. Umman’da Türkçe’ye yönelik ilginin büyüklüğüne çok şaşırdım. Sultan Kabus Üniversitesi’nde Türkçe dersleri veren hocalar dizilerin bu ilgiyi çok artırdığını, talebi karşılayamadıklarını söylüyorlar. Türkçe’ye ilginin büyüklüğüne rağmen burada Türkiye’nin kültür elçisi olan Yunus Emre Enstitüsü, TİKA gibi kurumlar yok. Goethe Enstitüsü’nün olduğu yerde Yunus Emre Enstitüsü’nün olmaması ise bir eksiklik. Umut ederim ki en kısa sürede bu eksiklik giderilir.

Umman’da Türk Büyükelçisi Ayşe Sözen’in kurduğu sıcak ve samimi ilişkilerin etkisi de gittiğimiz her yerde karşımıza çıkıyor. Ummanlılar tarafından sevilen bir büyükelçimiz var. Yıllar sonra Umman’dan yine çok pozitif duygularla, güzel, sakin, temiz bir ülke izlenimiyle ayrılıyorum.

#Umman
#Osmanlı
#Yunus Emre Enstitüsü
2 yıl önce
Körfez’in sakin gücü Umman
‘Mutlaka döneceğiz’ ya da Nekbe’dir yaramızın adı
O güne geri dönmek
‘İletişim aklı’
Bir sen bir ben bir de aile
Deprem gerçeği, ekonomi güvenliği ve TOBB Genel Kurulu’ndan yansıyanlar