|
Nasıl yani?

Bu soruyu çocuklar, gençler çok sorar. Genellikle de zor konulardan gelir üstelik bu soru. Biz büyüklerin hayatında açıklaması olan her şey küçüklerin dünyasında "nasıl yaniye" dönüşebilir. Benim gibi modern pedagojiye itibar etmeyenler konuyu "kısaca öyle işte" deyip kesitirip atsa da modern pedagojinin tutsağı arkadaşlarımın cevap verirken çok terlediğini bilirim.

"Nasıl Yani" sorusunu; savaş çığlıklarının atıldığı,(sezarlar ölümüne dövüş istiyor, seyircilerde galeyana gelip sezarın isteğini kendi istekleri imiş gibi haykırıyorlar) sanki savaş her işi çözecekmiş, iyi hesaplanmadan yapılan her adım daha çok daha acı neden olmayacakmış gibi (hemen şimdi öldür hezeyanı içinde) yapılan açıklamaları dinlerken ben de sormaya başladım.

Mesela Hüsamettin Cindoruk eski ve önemli bir politikacı ama görüşleri bugün için nasıl yani sorusunu hak ediyor. Mesela diyor ki " bir başbakan Amerikan Dışişleri Bakanı ile yaptığı konuşmadan söz edebilir mi, bu ne ciddiyetsizlik, bunlar gizli şeylerdir devlet sırırıdır söylenmez" ?... Nasıl yani şeffaf olmak halkı ile gelişmeleri paylaşmak (elbette söylenmeyen çok şey vardır) bir kusur olabilir mi? Ve tabii ki bir "buluş bil" proje adamı olarak hemen bir çıkış yolu buldum. Bir canlı tarih müzesi kurmayı öneriyorum. Konunun ilgilisini bilmem /Kültür Bakanlığı mı olur başkası mı/....

Bu canlı tarih müzesinde yaşayan ama tarihte kalmış fikir ve yaklaşımlara sahip insanları yaşayacak. Ve çocuklarımıza gazetelerden, kitaplarda anlatamadığmız yakın tarihimize ilişkin düşünceler konusunda bilgiler verecek. "Hatırla Sevgili" dizisinin etkisi ile yakın tarihimize ilgi duyan gençlik nasıl yani sorularının cevabının bizzat o günlerin tanıklarına, icracılarına, yaşayanlarına soracaklar.

İşte çocuğum geçmişte siyasetçiler halktan her şeyi gizlerlerdi" ...

"Nasıl yani?"

Örnek müze formatında... Küçüklerin tarih şuuru kazanması için iyi bir fırsat değil mi ne dersiniz?

.....

Bogaziçi Üniversitesi ile Açık Toplum Enstitüsü''nün işbirliği ile Prof. Hakan Altınay''ın başkanlığında yapılan Türkiye''de ki Orta Sınıf''ı Tanımlamak " başlıklı araştırma sonuçlarını bir gurup gazeteci ile birlikte ilgi ile dinledik. Projenin fikir babası Taha Akyol, soruların bir bölümü de ona ait. İdeolojik yaklaşımlar,din, eğitim ve gelir düzeyi dikkate alınarak yapılan araştırma Türk halkının resmini çok iyi ortaya koymuş.

Mesela artık halkımızı sağcı veya solcu olarak iki gurupta toplamak mümkün değil. Çünkü sağın içine sol solun içine sağa ait değerler yerleşmiş durumda.

Kendini sağcılara yakın tarif edenlerin oranı %34.9, solculara yakın tanımlayanların oranı % 14.9. İki tarafı da uzlaştıran merkeze yakın olanlar ise %24.1. Bu konularda hiç bir fikrim yok diyenlerin oranı ise % 16.1. Beni en çok etkileyen rakam bu oldu.

Darbeye karşı olanların oranı %81.9 ... Laikliği hiç değiştirmeden uygulamak isteyenler %44.9, yeniden yorumlamak isteyenler %12.3.

Her etnik gurubun Türk kimliğini eksiksiz kabul etmesini isteyenlerin oranı %42.0. Etnik gurupların kendi dil ve kültürlerinin tanınmasını isteyenler %13. 8.

Araştırma''da siyasal guruplara göre yeni sağ demokrasi ve batı yanlısı olarak tarif ediliyor ve yeni sağın oranı % 68.6. Statükoculuk, değişime karşı olmak sağın değerleri iken Türkiye de solun değeri haline gelmiş. Yeni bir dindarlık algısı ortaya çıkmış. Yeni sol ise henüz oluşmamış durumda. Modern Dindarların oranı ise % 65...

Prof. Hakan Yılmaz''ın ifadeleriyle ne dinci ne de aşırı laikçi değerler bu toplumda artık itibar görmüyor, prim yapmıyor ve satmıyor. Türk halkınnı din ile ilişkisi de bir esnaf ilişkisi gibi...

Araştırmanın en önemli sonucu Türkiye''de gerçek bir orta sınıfın oluştuğunu göstermesi. Türkiye''de kendimi ekonomik ve kültürel anlamda tam ortada görüyorum diyenlerin oranı %58.3. Türk halkının orta sınıf kriterleri ise öncelikle kazandığı para ( %55.3), oturduğu semt ve mahalle (%55.2). Bu arada Türk halkının çoğunluğu kendini 1200-2400 ytl arasında kazanınca kendini mutlu hissediyor ( % 34.9), 2400 YTL''nin üstndeki geliri ise en iyi düzey olarak tanımlıyor (%38.8)

Gelirlerini maaş ve ücret olarak devlet veya özel sektörden karşılayanların oranı ise % 78.9. Sanayi ve ticaret faaliyetinden gelir elde edenlerin oranı %7.8...

Türkiye''de ki yeni orta sınıfın değerlerini nereden aldığı, sağ ve sol değerler arasında ki uzlaşmanın olup olmadığı, orta sınıf değdiğimiz şeyin yoksa iki tarafın da değerlerinden bağımsız toplumun daha çok lümpenleşmesi ile alakalı olup olmadığı soruları ise başka bir çalışmayı gerektiriyor.Hayat Tarzı tartışmaları,kutuplaşmalar bu araştırmadan çıkmıyor.Rakamlara dilinden, Türk toplumunda uzlaşma var çatışma yok...

17 years ago
Nasıl yani?
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu