|
Hayır dua ile uğurlanmak...

Kader ve mukadderatın önüne hiç bir şey geçemezken "ölüm" de o kadar kötü bir şey değil diye düşünmüştüm, annemin rahatsızlığına tanık olunca. Mehmet Ali Birand"ın vefat haberini duyunca da çok üzülmekle birlikte ölümün de bir rahmet olduğunu bir kez daha hissettim. Birand sadece bir gazeteci değildi. Evimizdeki aşina bir ses, öncü bir gazeteci, bir gazetecilik okulu, bu mesleğin hakkını veren, hataları ile dalga geçebilme cesaretini gösteren, insan olduğunu her an hatırlayan ve hatırlatan birisiydi. Anlamaya çalışmaktan ve anlatmaktan bıkmayan bir sesti. Pek çok kez programına konuk oldum. Demokrat birisiydi. Bizim tarafı anlayamadığını düşündüğüm çok zaman olsa da çabasından ve iyi niyetinden hiç şüphe etmedim. 2007 seçimlerinin olduğu gün programına katılmıştım. Ak Parti zaferini "napalım" diyerek centilmenlikle karşılamıştı. 32. gün uzun süre Türkiye"nin derin hesaplaşmalarının konuşulmaya cesaret edildiği tek program oldu. Güzel işler yaptı, gazetecilikte bir ekol oldu, hep hayırla anılacağı güzel bir miras bıraktı. Allah rahmet etsin, kendisini hayırlı dualarla uğurluyoruz...

AH HIRANT...

Bugün Hırant cinayetinin 6. Yılı. "Hırant"ın Arkadaşları" kurduklar platformda katilleri yönlendirenlerin, ortamı hazırlayanların, tetiği çektirenlerin bulunması için mücadeleye devam ediyor.

6 yıl önce yine bir Cuma vakti bu yazıyı yazdığım vakitlerde ölümünü haber almıştık. O kaos Türkiyesi"nin kilidiydi. Sanki O"nun öldürülmesi o kilidi kırdı. Çok şükür ki o ve benzeri cinayeti planlayanlar başarıya ulaşamadı, o kapı asla ardına kadar açılmadı. Ancak katiller yakalansa da plancılar ile şeffaf bir yüzleşme ve hesaplaşma yapılmadı, yapılamadı... Hırant, merkezi çekirdekte olan derin akılların komplosuna kurban gitti. Merkeze, çekirdeğe inip cinayetlere sebep olan aklı bulup çıkarmak ise kolay değildi. Bunun yerine tahammül edilebilen sıcaklıktaki yüzeydekilerle yetinildi. Bugün geldiğimiz nokta ise çekirdeğe insek mi inmesek mi tartışmasıdır…

Hırant cinayeti sonrası, derin aklın soğukkanlı umursamazlığı ve kişiye (devlete) özel ütopyası ile yüzleştiğim günlerdir. Kanın sıçradığı ya da sıçrayabileceği yerleri gördüğüm günlerdir. İçimizdeki isyanı büyüten dönemlerdir. Kendimizi bir kuşatma altında çaresiz hissettiğimiz günlerdir. Bu tablo siyasi aklın derin aklı yeneceğine ikna olduğu anda değişmeye başladı. Bu değişim ne yazık ki çözümü yakınlaştırmadı. Kötülüğün tanımının bambaşka tanımlandığı derin akıl ile mücadele etmek yerine derin akıl olmaya talip olunmaya başlandığı an kendimizi de kandırmaya başladık. Siyasi akıl olarak sunulan her türlü alavere dalavere işine bir türlü aklım da gönlüm de yatmaz. Bu nedenle dipteki derin akılların yüzeydekilere "siz derinsiniz" dediği ve diğer tarafın da buna talip olduğu, benimsediği her anı ürkerek izliyorum. Umudum bu ülkede derin akıllara prim vermeden "oyun kurarız, oyun bozarız" iddialarına girmeden siyaset yapabilme becerisinin galip gelmesidir. Bu umudumu hiç yitirmedim. Bunları niye yazdım? Alev Alatlı"nın Beyaz Türkler isimli yeni çıkacak kitabında yer alan bazı kavramlar çağrıştırdı da…

TOBB VE BİR ÖZÜR

Şimdiye kadar başörtülü meslektaşını üye kabul etmemeyi, Gıda Mühendisleri Odası"nın değişen uygulamasını geçen hafta yazımda konu etmiştim. Bunu yazarken sehven odanın bağlı olduğu yeri TMMOB değil de TOBB olarak yazarak bu konuda tam tersi uygulamalarını yakından bildiğim bir kuruma da haksızlık etmiş oldum. Başta TOBB başkanı Rıfat Hisarcıkoğlu olmak üzere tüm temsilcilerden özür diliyorum. Bu vesile ile de Rifat Hisarcıklıoğlu"nun kurduğu TOBB Kadın Girişimciler Kurulu"nda her ilden birçok girişimci iş kadının yer aldığını, rol model teşkil ettiğini; Oda Borsa Meclislerine seçilen kadın üye sayısının 149, Yönetim Kurulu"nda 2, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığında 5, Meclis Başkan yardımcılığında da 5 kadın üyenin bulunduğunu; TOBB ETÜ Üniversitesinin de başörtüsü yasağını kaldıran ilk üniversiteler arasında yer aldığını söyleyelim. Bu notları paylaşırken TOBB"un daha çok kadın üye ile yönetilen bir birlik olma yolunda hepimize ümit verdiğini ve çıtayı daha yükseğe taşıyacağını inandığımızı ekleyelim.

11 yıl önce
Hayır dua ile uğurlanmak...
Bir rektör "prototipi" diyebilir miyiz?
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi