|
Merhaba

Yeni Şafak gazetesi yazarları deyince aklıma ciddi ve önemli konular geliyor hep. Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu''ndan yazı teklifi alınca önce itiraz ettim, öyle cumhurbaşkanlığı seçimleri, irtica tartışmaları gibi mühim ve büyük meseleler beni fazla ilgilendirmiyor. Ancak genel yayın yönetmeni her türlü riski göze aldığını söyledi. Tamam benden söylemesi!

İlk yazıda ne yazılır bilmiyorum. Niyetim hayatın içinden, kıyısından hepimizin insan olduğunu hatırlatan konuları bu sütuna taşımak. Öyle romantik bir hümanizm değil kastettiğim. Konformist bir tutumla çoğu kez görmek istemediğimiz, görünce canımızı acıtan konuları kastediyorum. İnşaallah mahcup olmam.

Duvarların Arkasında ismiyle İslam coğrafyasındaki kadınların sorunlarını araştırdığımız belgeselin son ülkesi Türkiye. Rakamlara göre her şey güzel. Gelişiyoruz, değişiyoruz ama…

Bu değişim Anadolu''daki kadın için ne ifade ediyor sorusuna cevaplar her bölgeden farklı geliyor, en çarpıcıları ise Güneydoğu''dan…

Filmlerde kaldığını düşündüğümüz berdel, başlık parası, küçük yaşta evlilik hâlâ uygulama zemini bulabiliyor. Bölgede yapılan bütün kampanyalara rağmen kızlar hâlâ okula gitmek için ağır bedeller ödüyorlar.

Bu kızlardan birisi de Sibel. Hedefi edebiyat öğretmeni olmak. Öğretmenlik yaparken küçük kız kardeşlerini de okutacak, hasta olan annesine bakacak, hukuk fakültesine devam edecek.

Urfa''da kardelenlerden aldığı eğitim bursu ile liseye gidebilen Sibel''i gördüğümüzde “ne güzel, kızların okula gitmesinin önündeki yoksulluk engeli aşılıyor” diye sevinmiştik. Ta ki Sibel''in annesi ile tanışana kadar.

Sibel''in babası başka bir şehirde ve bir başka kadınla evli. Astım hastası olan annesi dört kız çocuğunun geçimini pamuk ve fıstık tarlalarında çalışarak sağlıyor. Annenin yıllık kazancı 600 milyon -evet yanlış okumadınız sadece 600 milyon- yıllık kira gideri ise 500 milyon. Kalan 100 milyon ve Sibel''in bir sömestr içinde aldığı 170 milyon burs ile aile bütün yıl geçiniyor. İki kız çocuk tarlada çalışmak yerine okula gidebiliyor. Şimdilik…

“Benim annem bir kahraman” diyor Sibel. Sabah beşte pamuk toplamaya Harran''a gitmiş,12 saat güneşin altında çalışmış olmasına rağmen derli toplu, belli ki becerikli bir hanım. Türkçesi kifayet etmese de yaşadıklarını anlamakta zorlanmıyoruz.

Kayınpederi ile paylaştığı avlunun tek bir göz odasında yaşıyor. “Kızlar okusun, benim gibi cahil olmasınlar” diyor. Ancak kızlarının okuması için riske attığı tek şey sağlığı değil. Baba, amcalar, dede ve ailedeki bilumum erkekler kızların okula gitmesine karşı çıkıyor. Karşı olmaları sadece sözle de kalmıyor, zaman zaman bu tepkiler şiddete de dönüşüyor. Kızlar babalarını ancak arada bir görseler de amcalar babanın yerine yeterince tehdit edici oluyorlar. Okula gidiyor “kötü yola düşecek” anlayışı ile atılan dayaklara rağmen anne-kız için önemli olan tek şey OKUMAK.

Mutluluğun onun için ne ifade ettiğini soruyorum.

“Ne bileyim ben mutluluğu, küçük yaştan beri bildiğim tek şey çalışmak.”

Ya kadın hakları diye bir şey var mı?

“Ne bileyim ki ben hiç avrat olmadım ki”

Sibel''in annesinin vakur duruşundan ve çocuklarının terbiyesinden çok etkilendik. Yoksul olmaktan utanmayan bunu vakarla taşıyan bir kadındı. Ne kadar güçlü görünürse görünsün takatinin bittiğini farkettik. “Okusunlar istiyorum ama tek başıma yapamıyorum, ya Sibel''i okul yerine işe göndermek zorunda kalırsam…” derken sanki ciğerinden bir parça kopuyor gibiydi. Kızlarını dayağa, yoksulluğa, törelere aldırmadan okula gönderen annelere daha fazla destek olmalıyız.

Urfa''da kadınlara soruyoruz “burada kadın hakları var mı”?

“Yohtir” diyorlar.

Aynı soruyu erkeklere soruyoruz.

“Cohtir”diyorlar.

Peki ya kadın-erkek eşit mi sizce?

“Değildir, nasıl olsun ki, erkekler her istediğini yapabilir, kadınlar değil.”

Tablo maalesef çok acı. 21. yüzyılda hâlâ feodal değerler ile mücadele ediyoruz. Görünen o ki, ya bununla gerçekten mücadele etmiyoruz ya da başka önemli (!) konulardan vakit bulamıyoruz.

Hoş bulduk…

18 yıl önce
Merhaba
Kara dinlilerle milletin savaşı
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…