|
Binlerce pozcu var!

Foto muhabirliği bir zamanlar en gözde mesleklerden biriydi. Makinen ile katkı sağladığın için kuruma, bir yerde sermaye koymuş oluyordun. Bu nedenle bazı gazetelerde foto muhabirleri, muhabirlerden çok daha fazla ücret alırdı...

Yıllar önce muhabirlik ile foto-muhabirliğini birlikte yürütüyordum. O dönemde fotoğraf haber popülerdi. Örneğin Fenerbahçe-Galatasaray maçı mı var, hemen gider futbolcuları toplardık. Bindirirdik bir buldozerin üzerine on topçuyu. “Galatasaray''ı buldozer gibi ezeceğiz” diye başlıklar atardık fotoğrafın altına...

Hiç unutmuyorum yıllar önce bir Galatasaray-Fenerbahçe basketbol maçı vardı. Şampiyonluk karşılaşmasıydı. Son müsabakada dananın kuyruğu kopacaktı...

Dananın kuyruğu... Önemli bir görüntü. Gittik Fenerbahçe ve Galatasaray''ın antrenörlerine çağrı yaptık. Bir haber yapacağız diye... Türkiye''nin konuştuğu iki takımın en üstündeki iki adam “Nerede buluşacağız” diye sordu. Söyleyemedik. Çünkü açıklasak gelmezlerdi belki de... Zira onları ahıra sokacaktık...

İstanbul''da uzun süre ahır aradık. İçinde dana olan bir ahır... En sonunda Çağlayan''da bulduk bir evin içinde ahırı... İki antrenörü Çağlayan''a davet ettik. Buluşma noktamızda nereye gideceğimizi söylemedik. Evden içeri girip, ahıra soktuk ikisini de... Şaşırdılar. “Ne yapacağız burada” diyerek baktılar yüzüme bön bön... “Şu dananın kuyruğunu tutup asılın ikinizde” dedim. Hiç itiraz etmediler, ahır kokusu içinde dananın kuyruğunu birlikte elele tutup çektiler.

Şip-şak yayıp çektik görüntüyü... Ertesi gün tam sayfa fotoğrafla birlikte başlık çıktı gazetede “Dananın kuyruğu bugün kopuyor” diye...

Şimdi düşünüyorum da, koskoca iki takımın koskoca iki antrenörünü o ahıra nasıl sokup dananın kuyruğunu çektirdik bilemiyorum... İşin içinden çıkamıyorum. Bugün olsa o ahıra kimseyi sokamayız, dananın kuyruğunu koparttıramayız...

Ama dedik ya... O günler konsept böyleydi...

Geçenlerde gazeteci bir dostumla sohbetteydik. O da yıllar önce Haftasonu gazetesinde çalışmış. O dönemde gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç''miş... Bu yönünü hiç bilmiyordum Çetin Emeç''in... Meğer magazin kökenliymiş...

“Çetin Emeç''ten o dönemde gündemde olan Eurovision şarkı yarışması temsilcimiz Semiha Yankı''nın fotoğraflarını çekme talebi geldi” diye anlattı gazeteci dostum. Ancak mayolu fotoğrafları isteniyormuş. Aramışlar Semiha Yankı''yı... Şarkıcımız “Mayolu poz formam” diye diretmiş. Bastırmışlar, ısrar etmişler, sonunda “Mayom yok” karşılığı gelmiş. “Mayonu biz alacağız” deyince kaçış kapısı kalmamış.

Gidip Vakko''dan en pahalısından mayo, alıp çekmişler Semiha Yankı''yı... Sevinçle koşa koşa gazeteye geldiklerinde Çetin Emeç azarlamış onları... “Mayoyu niye siz satın aldınız” diye... Parasını ödetmemiş gazeteye...

“Çetin Emeç titizdi, ondan habersiz bir şey yapılırsa affetmezdi” diyor gazeteci arkadaşım... Semiha Yankı''nın poz vermek için giydiği pahalı mayonun ücreti cebinden çıkmış... Hala alamamış...

Arka sayfa güzelleri gazeteciliği pahalıya patlıyormuş eskiden...

Şimdilerde bu işler kolaylaştı... Neredeyse çıplak poz vermek için üzerine para verecek çok insanımız mevcut...

Binlerce pozcu var...

17 yıl önce
Binlerce pozcu var!
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli