|
Yıldızların altında

Ana haber bülteni için toplantıdaydılar.

O gün biraz sıkıntı vardı.

Fazla malzeme yoktu ellerinde.

On kişi oturmuşlar…

Ting-tang yapıyorlardı.

Acaba ne yapsalardı, bültende neyi patlatsalardı.

Anchorman daralmıştı.

“Hadi bulun- haber bulun” diyordu.

Sinirleri gerilmişti.

Haber müdürlerinden biri Archimed edasıyla atıldı.

“Abi bir genç var” dedi.

Herkes heyecanla haber müdürüne döndü.

O devam etti konuşmasına;

“Bu genç yeni bir şarkıcı. İlk kasedi yeni çıktı piyasaya. Pek tanınmıyor. Araştırdım köyden, tarlalardan gelmiş, İstanbul sokaklarında şarkı söylerken, şimdi klibiyle Kral tv''de boy gösteriyor” dedi.

Eee yani idi…

Ne vardı bunda?

Memlekette buna benzer o kadar çok şarkıcı vardı ki…

Sıradandı…

Neresi haberdi bunun?

Toplantıda herkes hayal kırıklığına uğradı.

Bu duyguyu yaşattığı için kızgın gözlerle baktılar haber müdürüne.

Ama o hiç istifini bozmadı.

Devam etti konuşmaya..

“Beyler klibinde insanları ölüme çağırıyor. İntihara teşvik ediyor”..

Herkesin gözleri faltaşı gibi açıldı.

Nee intihara mı çağırıyordu?

Hemen o an karar verildi.

Canlı yayına çağırılacak, bunun hesabı sorulacaktı.

Nitekim paldır küldür davet yapıldı.

Yeni şarkıcı hayatında ilk kez aldığı canlı yayın teklifini kabul etti.

O gece ekrandaydı.

Klibi yayınlandı önce.

Ardından anchorman sağlı sollu hücuma geçti.

Sözleri ve soruları ile kroşeyi yapıştırıyor, aparkartı indiriyordu.

Köyden, tarladan gelmişti şarkıcı ama…

Gardını iyi alıyor, iyi laf yetiştiriyor, şarkısını mükemmel savunuyordu.

Tüm Türkiye o gece tanıdı o şarkıcıyı.

O ana haber bültenindeki canlı yayınla bir anda şöhretin zirvesine ulaştı.

Tüm kanallar ona hücum etti.

Sokaklarda yürüyemez oldu.

Hayatı değişti bir anda.

Müzik yapımcıları kapısına koştu.

Teklifler yağıyordu…

Başı dönmüştü tüyü yeni bitmiş tarlada çapa sallayan şarkıcının.

Su boruları taşırken…

Şimdi İstanbul''un görkemli şov dünyasının içindeydi.

Şarkısı tüm kanallarda dönüyor…

Dillerden düşmüyordu.

O şarkı da…

“Bu akşam ölürüm, beni kimse tutamaz” diyordu.

Ardından devam ediyordu.

“Sen bile tutamazsın, yıldızlar tutamaz”…

Adı Kekilli idi.

Bir ana haber bülteni hayatını değiştirmişti.

Ve ne yazık ki yakaladığı bu şöhretin üzerine…

Başka bir tuğla koyamadı.

Çünkü diğer star abi ve ablaları gibi yol yordam bilmiyordu.

İkinci bir ana haber bültenine çıkamadı.

Kameralara uzak kaldı…

Üç-beş ay süren o şöhret dalgası bir anda geri çekiliverdi.

Köyüne, tarlasına döndü.

Artık onu ne zaman biri haber yapmak istese…

Köyüne gidip, tarlasında röportaj yapıyordu.

Yıllar sonra bir ilahi klibi yaptı.

Ramazan''da kanallarda döndü…

Ve o kadardı…

“Bu akşam ölürüm, beni kimse tutatamaz, sen bile tutamazsın, yıldızlarda tutatamaz” diyen adam…

Şimdi köyünde akşamları..

Bir ağaç altında kayan yıldızları seyrediyor…

15 yıl önce
Yıldızların altında
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli