|
HDP Kemalizmi, Türk Kemalizmi'ne eklemlenirken…
Uzun yıllar boyunca, bugün adı HDP olan hareketin siyaset yapması gerektiğini savundum. Bu savunu sırasında, devletin Kürtlerin ihlâl ettiği haklarını iade etmesi gerektiğini, geçmişteki cinâyetlerin bir daha işlenmemesini, resmi ideolojinin hakim olduğu eski Türkiye'nin Kürtlere yönelik zulmünün son bulmasını telkin ettim, darbe geleneğine sahip eski TSK'nın hatalarını çekinmeden sıraladım.

Bunu yaparken temel çıkış noktam; aynı coğrafyayı paylaşan Türklerin ve Kürtlerin eşit haklara sahip olması gerektiğine inanmamdı. Bir diğer yönden, bir Müslüman olarak eski Türkiye'nin ırkçı ve faşist siyasetine karşı Müslüman Kürt kardeşlerime elimden geldiğince elimi uzatmak istedim, Müslüman olmasalar da aynısını yapardım. Zira hiç kimse zulmü hak etmiyordu ve zulmü de izleyemezdim. Ülkeme olan sevgim, teröre kısmen sebebiyet veren eski Türkiye'nin yaptırımlarını kınamamı gerektiriyordu. Çünkü bu ülkeyi sevmek “Ya sev, ya terk et!” anlayışla değil, ırkçı saldırılar ve faşist yöntemlerle değil, teröre kısmen sebebiyet veren uygulamaların ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşebilecek bir şeydi.

Yeni Türkiye dediğimiz şey, gözaltında kayıpların olmadığı bir ülke demek. Ülkenin doğusuna da batısı kadar yatırım yapılması demek. Kürtçe eğitim serbestliği demek. İki yıl terör saldırı olmaması demek. Çözüm Süreci demek. Barış demek. Kardeşlik demek. Huzur demek. Güçlü bir ülke demek. Sorunlara boğulmamak demek. İleri gitmek demek. Tam bağımsızlık demek. Hürriyet demek. Darbe anayasasından kurtulmak demek. Demokrasi demek.

Yeni Türkiye, Ak Parti öncülüğünde bu adımların hepsini atmaya başladığında her makul aklın ve vicdanın yapacağı gibi bu iyileştirmelerin müsebbibi Ak Parti'ye açıktan destek verdim. Bu ülkeyi sevmenin, bu ülkede huzurun devamını sağlayabilecek tek hareket olduğunu düşündüğüm için bunu yaptım, hâlâ daha yapıyorum.

Türkiye'de tüm iyileştirmeler olurken Çözüm Süreci'nin muhatabı HDP ve PKK ne yaptı sizce?

Yol kesti, yüzlerce kez Çözüm'ü bitirmekle tehdit etti. Doğu'ya yapılan yatırımların önünü kesti, tır yaktı, baraj inşaatı yıktı. Kafasına göre kendi mahkemelerini kurdu. Kimlik sordu. İnsanları sokağa çağırdı. Terörü destekledi. Kan akıtırken bir yandan “barış” diyerek hepimizle dalga geçti. DAEŞ bahanesiyle bu ülkede kan akıttı. Masum sivilleri öldürdü. Savaş çıkarmaya kalktı sonra yine sabrımızı zorlayarak “Sana savaş yaptırmayacağız!” dedi. Savaş çıkartanlarla, eski Türkiye'de kendisinin celladı olanlarla aynı safa geçti. Bu ülkeye yönelik saldırıları için “Saray'ın savaşı” ithamını kullandı. Çocukları öldürdü. Barajı geçemezsek kan akar dedi. Barajı geçti, kan akıttı. Suriye'deki uzantısı PYD ile ortak hareket etti. Her gün Kürtleri siyasi suç nedeniyle idam eden İran'ın; Kürtlere zulmeden Esed'in aklına uydu. Almanya'nın aklıyla ve muhtemelen desteğiyle Kürtlerin ve Alevilerin bulunduğu eylemlerde bomba patlattı. Terörle bağını kopartmadı.

HDP ve PKK ortak hareketi, Kürtlerin hakkını savunma ihtimalinden, tüm ülkedeki vatandaşların temel yaşam haklarını tehdit eden bir sürece girdiğinde, üstelik kendisini var eden eski Türkiye artıklarıyla birlikte yol almaya başladığında, terörist tanımını tam olarak hak ettiğinde artık ben de çok net bir şekilde kendilerinin ne olduğunu izah etmekten çekinmedim. Ama sen misin bunu yapan!

Çok ilginçtir, HDP ve PKK'yı eleştirdiğimde HDP'yi destekleyen kesimlerden gelen küfür ve hakaret dolu ifadelerin aynısını daha evvel HDP'nin siyaset yapması gerektiğini vurguladığımda bu ülkedeki seküler kesimlerden ve onların gönüllü “hizmet”kârlarından alıyordum. Yüzlerce hakaret içerikli yorumun ortak noktası İslami kavramlar, Müslümanlık, başörtüm, cahilliğim üzerineydi. Bunları işiten yalnız ben de değildim. Benim tavrımı takınmış olan tüm muhafazakâr insanlar aynı hakaretlere maruz kaldılar. Sonuç olarak düşünme biçimi açısından Kürt hareketini bir hak hareketinden, Türk Kemalizmi ile paralel bir hale getiren HDP, Kürt Kemalizmi'nin temellerini attı.

Bu ülkede Kürtler ve Türklerin ortak paydası “İslam” çatısı idi. Türkiye'nin eski vesâyet rejimi, Türk Kemalist aklı, zoraki laikleştirme ideolojisiyle bunu ortadan kaldırdı. Bunun yollarını yaparken bu tip bir devletin ve ordunun karşısında oldum ve bir bir cinâyetlerini yazdım. Aynı rolü HDP üstlendiğinde, yani Türklerin ve Kürtlerin ortak noktası “İslam”ı hedef alıp bu uğurda cinâyetler işlemeye başladığında, Kürt Kemalist bir harekete dönüştüğünde sözlerimi kendilerinden de esirgemedim. Zira bu yaptıkları ile birleşik seküler uluslararası güçlere de hizmet edip bu ülkeyi hedef almaya, kökten bölücülüğü hedef edinmeye başlamışlardı. İşte bu yüzden kurban eti dağıtan çocukları katlettiler, bu yüzden Hüda-Par'a yönelik cinâyetler işlediler. Batman Sason'da camide namaz kılmaya giren bir çobanı 9 yerinden bıçakladılar. İşte bu yüzden PKK'nın Avrupa'daki yayını Yeni Özgür Politika gazetesinde “Hüseyin Ali” mahlasıyla yazan PKK'nın Kandil'deki liderlerinden Mustafa Karasu'nun ifade ettiği gibi, Ankara'daki bombalı saldırının istihbaratının bir hafta önceden Kürt yöneticilere geldiği halde hiçbir şey yapmadan 100 insanın öldürülmesini beklediler. Ve hemen devleti suçladılar. Başbakan'ın sözlerini çarpıttılar, kendileri izlediği halde devleti bu katliamı izlemekle itham ettiler. İşte bu yüzden PKK'lı sapkınların çocuk yaştaki kızları dağa kaçırmasını teşvik edip, güya Google'dan aldıklarını söyledikleri hakaret karikatürleri ile İslam'ın Peygamber'ine hakaret ettiler.

Bundan sonraki süreç şunu gösterecek; çoğunluğunu Müslüman Kürtlerin oluşturduğu Kürt halkı acaba, Türk Kemalizmiyle yüzleşen, onu saf dışı bırakan Müslüman Türklerin yaptığı gibi demokrasi ölçüsünde HDP Kemalizmi ile yüzleşecek mi, onu kendilerine rağmen var edenlerle arasına mesafe koyacak mı?

Demitaş'ın sokak çağrılarına cevap vermeyen, Demirtaş'ı Cizre'ye yalnız yürümek zorunda bırakan, kendilerinden bu yüzden Allah razı olası Kürt halkının kararını 1 Kasım seçimlerinde göreceğiz. Benim Kürt halkından, HDP'nin tüm hilelerine rağmen iyi niyet noktasında umudum var. Töresine, toprağına, inancına bağlı Kürtlerle barış sürecine varılacağından şüphem yok, biiznillah güzel günler yakındır.

Çünkü bizim Müslüman Kürtlerle, hepimize hakaret edenlere karşı birbirimize tutunabileceğimiz bir âyetimiz, ortak bir nişanımız var:

“ Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûa varırken secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. “ Fetih Suresi- 29. Âyet
#cemile bayraktar
#cemile bayraktar yazı
#yeni şafak yazar
9 yıl önce
HDP Kemalizmi, Türk Kemalizmi'ne eklemlenirken…
Las Vegas Yapay Zekâ Laboratuvarı
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS