|
Gazprom"dan RTÜK"e "Mavi Akım"...

Gitti. Rem Vyakhirov gitti. Gazprom''un 1992''den beri yönetiminde bulunan ve Rusya''da "devlet içinde devlet" sayılan Vyakhirov, görevinden arkasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin''in bulunduğu bir operasyonla uzaklaştırıldı.

Rus politikasının "liberal" kanadının ve Yabloko adlı blokun lideri Grigori Yavlinsky''ye sorarsanız, Vyakhirov''un görevinden uzaklaştırılması "devrim sayılacak nitelikte önemli bir olay"…

Rem Vyakhirov''dan önce, Gazprom''un "büyük patronu" addedilen, eski Başbakan Viktor Çernomirdin de, Moskova''daki "karar mekanizması"ndan uzaklaştırılmış ve Ukrayna başkenti Kiev''e büyükelçi olarak atanmıştı. Bir tür "sürgün kararnamesi"…

Gazprom, dünyadaki doğal gaz rezervlerinin dörtte birine sahip olduğu için, olağanüstü güçte bir şirket. Şirketin yüzde 38''i devlet hisseleri. Bu sayede 11 kişilik yönetim kurulunda 5 kişiyi zaten kontrol edebilen Putin, bir de eski bakanlardan ve "Gazprom yolsuzlukları"na karşı Amerikalıların katılacağı bir "bağımsız denetim kurulu" kurulmasını isteyen Boris Fyodorov''un da desteğiyle ve sonuçta oybirliğiyle alınan kararla, Vyakhirov''u uzaklaştırdı.

Gazprom''la ilgili yolsuzluklar ayyuka çıkmıştı. Özellikle Gazprom''un ürettiği doğalgazı, bazı ülkelere satan İtera şirketinde aktarılan fonlar ve Gazprom-İtera bağlantısıyla, yöneticilerin "hortumladığı" paralar; hem onlara muazzam bir "mali güç", ve hem de "siyasi güç" sağlıyordu. Rusya''da "sistemin çürüyüşü", "yozlaşma" ve "yolsuzluk" dendiğinde; odak, Gazprom, onun yöneticileri (başta Rem Vyakhirov) ve siyasi hamileri (başta Çernomirdin) idi. Tabii, yolsuzlukların boy verdiği bir yapıda "mafya"nın başrol almaması da mümkün değildi. Dolayısıyla, anlı şanlı Rus mafyası, Gazprom ile yakından irtibatlıydı. Mafya dendiği vakit, istihbarat servislerinin işe müdahil olmaması da söz konusu olamaz (Bkz: Türkiye''deki Susurluk örneği)…

Vyakhirov''un Gazprom''un başından uzaklaştırılmasıyla doruk noktasına ulaşan "Putin operasyonu", bu anlamda Gazprom adlı kollarını her yana sarkıtan "ahtapot"u tam "tepegöz"ünden vurmuş kabul ediliyor.

Asıl önemli gelişme, bundan böyle, Gazprom''un ve dolayısıyla İtera''nın "uluslararası denetim"e açılması ihtimalinin belirmesidir. Başta Amerika, Batılı ülkeler; Rusya ile sağlıklı ilişkiler kurulmasını; Rus devletinin "şeffaflaşması"nda, "yolsuzluklar"ın üstüne gidilmesinde ve örneğin bütün bunların kaynağı Gazprom''un "uluslararası denetim"e açılmasında görüyorlar.

Gazprom ve İtera''nın "uluslararası denetim"e açılması demek, bugüne dek üzerinde "şaibe" bulunan ama aydınlatılamayan birtakım bağlantıların çeşitli boyutlarıyla gözler önüne serilmesi demek. Yani, Vyakhirov''un görevinden uzaklaştırılmasıyla başlaması muhtemel "süreç", öyle ANAP grubundaki afra tafraya ve TBMM oturumlarında gece yarısına dek "RTÜK Yasası" adı verilen "kirli hesaplar"ın uygulamaya konmasındaki "grup jandarmalığı"na benzemez.

"Uluslararası alandaki şeffaflaşma" ve esas olarak bunun Gazprom üzerinden gerçekleşmesi, "Mavi Akım" ve "Beyaz Enerji"nin "Türk failleri"ni "şık olmadığı" iddia edilen jandarma soruşturmasına gerek bıraktırmadan gayet "şık biçimde" kıskıvrak yakalayıverir.

İşin "ironik" yanı, Rusya dahi, hem de Putin yönetimi altında "şeffaflaşma" rotasına girerken; Türkiye''nin "şeffaflaşma" adı altında ve "RTÜK Yasası" zorlamasıyla "karanlık hesaplar"ın görüldüğü bir ülke haline dönüştürülmek istenmesidir.

RTÜK Yasası''nın içinde "tekelci medya"ya değil ama "özgür düşünce" ve "ifade özgürlüğü"ne çok ağır cezalar getiren hükümler bulunuyor. Yetmiyor, Türkiye''nin ismi, "banka soygunculuğu" ve "devlet ihaleleri kapatmak" ile irtibatlı hale gelen "patronaj"ın altındaki Türk medyasında, "nefes alma boruları" gibi işlev gören İnternet sitelerinin boğazlanması amaçlanıyor. Bütün bunlar "şeffaflık" adı altında yapılıyor. Sanki bugüne dek hangi televizyonun sahibinin aslında kim olduğu bilinmiyor da, bugün RTÜK Yasası ile şeffaflaşılacak.

Aslında tasarının ite kaka geçirtilen 13. maddesi herşeyi tüm çıplaklığıyla anlatıyor: Medya patronlarının, birden fazla televizyon kanalı sahibi olmalarına ve devlet ihalelerine katılmalarına hak tanınacak.

Bazıları bunu zaten bunca yıldır yapmaktaydılar; yani suç işlemekteydiler. "Şeffaflaşma"dan kasıt, bunların işledikleri "suç"un niteliğinin ortadan kaldırılması ve "suçlu" olmaktan çıkarılmalarıdır. Yani, yeni RTÜK Yasası ile suçun legalleşmesi ve yasal güvence altına alınmasına çaba harcanıyor. Bu çabayı harcayanlarda başrollerde kimlerin olduğuna bakıyoruz ve "Mavi Akım" soruşturmasının adresi ile onun bir numaralı ortağı haline gelen DSP''li Başbakan Yardımcısı''nı görüyoruz.

Eski Gazprom yöneticilerinin, Türkiye''deki uzantıları (belki de ortakları), bir medya patronunun çıkarları uğruna, helak oluyorlar. Bazı milletvekillerinin kendilerini "kurşun asker" haline getirmesini ise anlamak zor.

RTÜK Yasası''nın TBMM''deki direnmeye bakılırsa, geçip geçemeyeceği henüz belli değil. Ancak, belli olan şu: Rusya''da "Gazprom temizliği" ve rejimin şeffaflaşma virajı almasından sonra, oradakilerin buradaki uzantılarının ve Türkiye''nin "yolsuzluk şampiyonu" politikacılarının ayakta kalabilmeleri mümkün değil.

23 yıl önce
Gazprom"dan RTÜK"e "Mavi Akım"...
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli