|
Düveli Muazzama tutkusu (Bölüm 1)
Yabancı hayranlığı

Yabancı hayranlığı, Türk Irkının genlerinde mevcuttur dersek, yalan söylememiş oluruz. Dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmuş olan Osmanlılar''da, elde tutulan tebaa İranlılar ve Araplar''dı. Bu ayırım o kadar belli idi ki, şair, “Yürü var gel, ya Arap''tan, ya Acem''den” demekten kendini alamamıştı.

Bugün de Türkiye''de bir Batı hayranlığı vardır. Bu hayranlık, beğenme ölçülerini çok aşmış, bir tutku haline gelmiştir. Bu tutkuya bakarak insanın, “Türk olduğu için” hayıflanacağı geliyor. Şairin dediği gibi, “yürü var gel, ya Avrupa''dan, ya Amerika''dan” demekten kendimizi alamıyoruz.

Türkiye, Tanzimat döneminden beri yüzünü Batı''ya çevirmiş, Batılılaşma''yı istemiştir. Bu arzu fevkalade önemli ve Türkiye''nin modern medeniyet seviyesine çıkması için tek yoldur. Ancak, bu yola yanlış başlanılmış ve yanlış olarak devam edilmektedir.

Tanzimat kafası

Tanzimat hareketini başlatanlar, Batı medeniyetinin tekniğini, Batı''nın ulaştığı insani değerlerin hepsini Türkiye''ye getirmek istemişlerdir. Tanzimat Fermanı''nda, Batılı değerlerin bir dökümü yapılmıştır. Bu değerlere ulaşabilmek için neler yapılması gerektiği açıklanmıştır.

Ancak, bu harekete öncülük edenlerin içlerine bir şüphe düşmüştür: Ya bu fermanla vaad ettiklerimize, sultan uymazsa... Bu durumda, vaad edilen hakları teminat altına almak için bir mekanizma düşünülmüştür: Bu mekanizma, gerektiğinde Düveli Muazzama''nın müdahalesini istemektir.

Düveli Muazzama deyiminden, o dönemin büyük devletleri, Fransa, İngiltere, Prusya, Avusturya ve Rusya kastedilmiştir. Bu devletler, Tanzimat Fermanı''na uymadığı gerekçesiyle, Osmanlı Devleti''nin içişlerine karışmayı bir âdet, bir anane haline getirmişlerdir. Düveli Muazzama bu müdahaleleri yaparken, Osmanlı entelektüellerinin birçoğu onlarla işbirliği yapmış, onları teşvik etmiştir.

Siyasi tarihimize Jön Türkler olarak geçen bir kısım okumuşlar, basın yoluyla, yaptıkları toplantılarla, yabancıların içişlerimize karışmasını istediklerini gizlememişlerdir. Bu tutum o kadar revaç bulmuştur ki, “adeta, Avrupa''da olan her şey iyi, olmayan her şey kötüdür” gibi bir kanaat hâsıl olmuştur.

“Avrupa''da da var” mantığı

Bunun çok basit bir örneğini vermek, olayın izahı için yeterlidir. Biz bir fikrin doğruluğunu savunuyorsak, “Bu Avrupa''da da var” dememiz yeterlidir. Başka bir delile ve gerekçeye ihtiyaç yoktur. Bir şeyin kötü olduğunu iddia ediyorsak, “hiçbir Avrupa ülkesinde yok” dememiz yeterlidir.

1940''larda çıkan gazetelerde hikâye yazan bir yazar, “hikâyeyi kendim yazıyorum ama ciddiye alınsın diye imzamı, ''Almanca''dan tercüme eden'' diye atıyorum” diyerek itirafta bulunuyordu.

Batı''ya olan bu hayranlık sebebiyledir ki, bizdeki uygulamalardan herhangi birisini tenkit etseler, mesela polisin işkence yaptığını söyleseler, cevabımız hazırdır: “Sizde de yok mu? Sizin polisleriniz de işkence yapmıyor mu?” “Madem ki işkence Avrupa''da da vardır? O halde kötü değildir”, der gibi...

Siyasi tarihimizden örnekler

Siyasi tarihimizde, Batı''daki bazı istisnai uygulamaları misal göstererek, demokratik kurallarla bağdaşmayacak pek çok kanunlar çıkarmışızdır. Bunlardan sadece birkaç tanesini zikretmek, olayı anlatmak için yetecektir:

1960 yılında Türkiye''de askeri bir darbe olmuştur. Askeri darbeleri savunmak çok zordur. Ancak bizim fikir adamlarımız, bunun gerekçelerini bulmakta zorlanmazlar. Zira İtalya''da da Mussoloni, bir nevi darbeyle devrilmiştir. 1960 darbesinin meşruiyetini savunanlar, İtalya''daki darbe için gösterilen gerekçeleri, hem de mehaz göstererek aynen almışlardır.

1970''li yıllarda, sokak hareketleri vardır. Güvenlik güçleri ve mahkemeler kanunları uygulamakta güçlük çekmektedirler. Ne yapalım diye düşünmeye gerek yoktur. Avrupa''nın uygulamalarını araştıralım. Mutlaka bir şeyler buluruz diye araştırmaya başlamışızdır.

12 yıl önce
Düveli Muazzama tutkusu (Bölüm 1)
Mustafa Koç’un son nasihatı
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!