|
"Büyükelçi Morgenthau"nun Öyküsü"nün Perde Arkası (II)

Biraz Büyükelçi Morgenthau''dan bahsedelim: Henry Morgenthau (1856-1946) New York''ta başarılı bir emlâk komisyoncusu... 1912''deki Başkanlık kampanyası esnasında W. Wilson''u destekliyor... Demokrat Parti''nin Mali Komite Başkanı olarak görev yapıyor. Seçimleri Wilson kazanınca, ödüllendirilip Osmanlı İmparatorluğuna Büyükelçi olarak atanıyor. O yıllarda Musevîlere açık yegâne diplomatik görev olması nedeniyle ilkin bu teklifi kabul etmek istemiyorsa da Haham Stephen Wise''ın ısrarları üzerine kararını gözden geçiriyor ve 27 Kasım 1913''de İstanbul''a geliyor. 26 ay süreyle görev yapıp 1916''da ülkesine geri dönüyor.

Bu 26 aylık görevden geriye önemli bir iftira mecmuası kalır: Büyükelçi''nin Anıları.

Önce Başkan Wilson''ın ikna edilmesi gerektiğinden, Morgenthau gerekçelerini içeren bir mektup yazar Başkan''a ve şöyle der: "Hükümetin savaş politikası adına bir zafer kazanmamız ve bunun için de her türlü yasal yol ve imkâna başvurmamız gerekmektedir."

Morgenthau sözünü ettiği bu "yasal yol ve imkânlara" başvurup kendi hikâyesini yazar ve sonra bu eser 120.000 tirajlı The World''s Work''ta tefrika edilir. Toplam tirajı 2.630.256 olan bir düzineyi aşkın gazetede bazı bölümleri yayımlanır. Daha sonra etkili bir reklam kampanyasıyla kitap olarak piyasaya sürülür. Bir yılda satışı 22.234''e ulaşır.

Morgenthau''nun kitabının yayımlanmasından önce Ermeni soykırımı iddiasınını araştıran Alman Johannes Lepsius, İngiliz Lord Bryce ve Arnold Toynbee gibi ünlü araştırmacılara (!) bilgi-belge temininde servis yaptığı da dikkate alınacak olursa, işler iyice karışır.

Bakınız, kitabın eleştirmeni Heath W. Lowry bu konuda ne diyor:

- Savaş döneminde Türkler aleyhinde yapılan propagandanın en etkili örneklerinden birinin esasını teşkil eden bu belgelerin İngiliz haberalma örgütüne tarafsız Amerika Birleşik Devletleri''nin bir Büyükelçisi tarafından sağlandığı ve bunların Amerikan kamuoyunu Türkler ve Almanlar aleyhine kışkırtarak ülkeyi savaşa sokma amacını güden İngiliz çabalarının bir parçası olarak yayımlandığı anlaşılınca, Morgenthau''nun kullandığı ''yetki'' konusunda insan meraka düşüyor. (Vurgular bana ait. D.C)

İşin ilginç tarafı, Musevi Büyükelçi kitabını tek başına yazmıyor; iki Ermeni görevli de kendisine yardımcı oluyorlar. Birincisi, Elçilik Kâtibi Hagop S. Andonian; ikincisi, Amerikan Büyükelçiliğinin Hukuk Danışmanı Arshag K. Schmavonian.

Peki hikâyeyi kaleme alan üçüncü görevli kim? Gazeteci Burton J. Hendrick. Morgenthau''nun anlattıklarını Ermeni yardımcıların katkılarıyla birlikte allayıp pullamak ve onları akıcı bir drama haline dönüştürmek görevini Hendrick ustalıkla yapıyor ve bu işten iyi para da kazanıyor.

Bu arada hikâye kaleme alınırken kitabın provalarını okuyup kenarlarına not düşen, eklemelerde bulunan bir kişi daha var: Amerikan Dışişleri Bakanı Robert Lansing.

Morgenthau, önce Başkan Wilson''ın yazılı iznini alıyor; basım sürecinde kitabı -forma forma- Dışişleri Bakanı''na gönderiyor; yazılanlar en son Bakan tarafından da onaylandıktan sonra neşrediliyor. Böylece Hükümet''in resmî izniyle basılan bir hatırât ortaya çıkıyor; yalanlarla dolu bir iftira mecmuası... okul kitaplarında bile kendisine atıf yapılan düzmece bir kaynak...

Yıllarca Türkiye aleyhinde sürdürülen bir kampanyanın etkili araçlarından biri olan bu kitabın ne idüğünü ortaya koyan kişi Heath W. Lowry... Büyükelçi Morgenthau''nun Öyküsü''nün Perde Arkası adlı detaylı değerlendirmesi 1991''de İsis Yayınları tarafından neşredildi ve kamuoyunda değilse bile Amerikan diplomatik çevrelerinde etkili oldu.

Bizim ilim geleneğimizde tahkik terimi "isbat''ul-mesele bi''d-delil" (bir meselenin kanıt yoluyla ispatı); tedkik terimi ise "isbat''ud-delil bi''d-delil" (bir kanıtın kanıtla ispatı) olarak tanımlanır. Lowry''nin araştırması, bu tanımlar dolayımında sadece tahkik ve tedkik değil, tenkid olarak da adlandırılmayı da hak ediyor. Çünkü büyük emekler sarfedilmek sûretiyle ortaya çıkan bu eser, tam anlamıyla tahkik ve tedkike bağlı bir tenkid.

Bu nedenle muhakkak okunmalı... Hem neye inanacağını şaşırmış genel okur tarafından... hem bir türlü ne yazacağını kestiremeyen gazeteciler tarafından... hem de kabadayılık yapmaktan hoşlanan siyasîler tarafından... Fakat hepsinden önemlisi, hâtırat yazmanın önemini hâlâ anlayamamış oldukları müşahede edilen diplomatlar tarafından...

İnanın, şimdi tam sırası.

Not: Morgenthau''nun, Türkiye''deki Aşkinaz Yahudilerinin Hahambaşısı Dr. Markus''a yardımlarından belki bir başka yazımızda söz ederiz.

23 yıl önce
"Büyükelçi Morgenthau"nun Öyküsü"nün Perde Arkası (II)
Türkiye sivil anayasa yapacak kabiliyete saihptir
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler