|
Adli kayıtlara göre
14 yıl önce öz yeğenini taciz ettiği için 1,5 yıl hapis yatmış
. Geçtiğimiz hafta TV programında 3,5 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz edip öldürdüğünü itiraf etti. Küçük çocuğa önce
tecavüz etmiş sonra boğmuş. Öldüremeyince de belindeki kemerle katilliğini tamamlamış
. Küçük
çocuğun bedenini çuvala koyup, çöp konteynırına atmış.
Ertesi gün çöplerin alınmadığını görünce çuvalı tekrar alıp, 3 kilometre ötedeki bağ evleri civarına gömmüş. “Beni polise vermeyin döverler, hapse atarlar dört duvar arasında kalamam” diye pişkin pişkin söylenen bu sapık “Canavarca hislerle adam öldürmek” suçuyla tutuklandı. Dava sonucunda büyük ihtimalle ağırlaştırılmış müebbet cezası alacak.


Soruyorum size:

Bizim çocuklarımızın namusuna, hayatına kast eden bu sapığın nefes alması toplumumuzun vicdanı için mübah mıdır?


Biraz geriye gidelim. Katillerinin “Canavarca hislerle adam öldürmek” suçuyla tutuklanıp, ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan Münevver Karabulut'u ve Özgecan Aslan'ı hatırlayalım.

Başı bedeninden ayrılarak öldürülüp, parça parça çöp konteynırında bulunan Münevver'in katili kendini astığında ya da elleri bileklerinden kesilip, bedeni yakılan Özgecan'ın katili bir başka mahkum tarafından öldürüldüğünde üzüldünüz mü?

Yoksa sizin de benim gibi kılınız kıpırdamayıp, ölümü çoktan hak ettiğini mi düşündünüz?



Hem bugüne hem geçmişe bakalım. Onlarca senedir memleketi kana bulayan

PKK elebaşının hala İmralı'da nefes alması ve gelecekte Mandela rolüne bürünüp dışarı salınması için yabancı ülkelerde terör propagandası yapılması bize ne hissettiriyor?

Terör örgütlerine etkin yardım ve yataklık yapan,

bilfiil terör saldırılarında yer alanların yaşamaya devam etmesi, gelecekte benim vatanıma ne faydası dokunacak?


FETÖ kapsamında hapishanede bulunan vatan haini katillerin, etkin pişmanlık yasasından yararlanmak için bülbül gibi ötmeleri kininizi ne kadar soğutuyor?

15 Temmuz darbe girişiminde

masumların üzerinden tanklarla geçen, kurşun sıkan, şehirleri bombalayan, terör örgütlerine devletin gizli bilgilerini satan, sınırlarında teröristlerle işbirliği yapan

bu vatan hainlerinin ömür boyu hapis cezası alması ya da cezalarının hafifletilmesi yaralarımıza merhem olacak mı?



İdamın geri gelmesi hakkında Türkiye'de yapılan bir ankette

“Vatan hainlerinin, teröristlerin ve tecavüzcülerin idam edilmesini istiyor musunuz?”

sorusuna

%90 “Evet”

diye cevap verilmiş.



İdam'a “evet” diyen halkın önünde ise 2 engel var.



İlk engel AB'nin 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası hemen hatırlattığı
“İdam gelirse Türkiye AB'ye giremez”

kaidesi.



Bugün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AB Temel Haklar Bildirgesi'ne bağlı kalan ve idam cezası uygulamayan AB üyesi

İsveç'te her 4 kadından biri; Almanya, Fransa, (şu an hala üye) İngiltere, İtalya, Hollanda… v.s. ülkelerde her yıl binlerce kadının tecavüze uğruyor.
Tecavüzcü sapıkların hayatta kalması ile AB üyeliği arasındaki ticari ilişki= Dünyada tecavüz görülen ilk 10 ülkenin yarısı AB ülkesi.


Son yıllarda Avrupa'da yaşanan terör olayları sonrası, terörist saldırılardan korkmaktan mütevellit; mültecilere karşı filtre sistemi uygulayan AB ülkeleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin hangi maddesinde sevap sayılıyor, o da henüz bilinmiyor.

AB ülkelerinin aç, susuz ve mekansız bıraktığı mültecileri, yollarda ölüme terk etmesinin diğer adı “kapıda idam” değil mi?


Türkiye'ye karşı vatan hainliği yapmış katilleri topraklarında barındırma, para ve sosyal olanak sağlama, silah tedarik etme, terör faaliyetlerine destek verme, piyon olarak kullanma gibi fiillerde bulunan AB üyesi ülkelerinin 15 Temmuz darbe girişiminde suskunluğu, demokrasi ve insan haklarına olan tutumlarını da bizlere bir kez daha hatırlatmıştı.

Türkiye'deki vatan hainlerinin, teröristlerin ve sapıkların yaşamaya devam etmesinin, AB ile arapsaçına dönen üyelik ilişkilerimize de hiçbir katkı katmayacağına şahsen eminim.

Bugüne kadar AB'siz nasıl devam ettiysek, bundan sonra da borç ve insan haklarına tecavüz batağına bulanmış AB'ye üye olmadan gül gibi yaşar gideriz.



İdamın önündeki 2. engel ise genel seçimlerde sesimizi duyurması ve haklarımızı savunması için seçtiğimiz milletvekilleri.

Bir türlü idamın belirli suçlar hakkında adalet sistemimize geri getirilmesi ile ilgili adım atılmadı. Mecliste bulunan milletvekillerinin rutin ziyaretlerini boy boy sosyal medyadan paylaşmasından da, sivri dilli ucu belirsiz muhalif söylemlerinden de millete daral geldi.

Madem milletin sesi oldunuz; vatanın, milletin ve evlatlarının namusuna göz diken yaratıklara karşı idam kararını tez elden meclisten geçirin de, seçmenin %90'nın sesi olun…

#İdam cezası
#FETÖ
#AB
8 yıl önce
İdam
Yalakanın Evren’i
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…