|
Diego Simeone Türkiye"de olsaydı

Dün gazetelerin ekonomi sayfalarında yer alan, Deloitte"ın yayınladığı ekonomik verilere göre Şampiyonlar Lig"inde finale kalan Atletico Madrid"in yıllık geliri 120 milyon Euro; yani Galatasaray ve Fenerbahçe"den daha az. İspanyol ekibinin bu başarısında teknik direktör Diego Simeone"nin payı büyük şüphesiz... Peki, bir an için Simeone"nin Türkiye"de olduğunu varsayalım. Hatta Simeone"nin Türk olduğunu da varsayalım. "Sen takımın hocasısın ama yardımcını biz belirleyeceğiz" denilebilir kendisine. Hatta (yetkisiz de olsa) hoca belirlendikten sonra bir de sportif direktörle anlaşabilir başkan. O da bir şey mi? Senden onaysız bir kaleci antrenörü ile anlaşıp ona "Sen teknik direktöre değil direkt bana bağlısın" bile diyebilir. Yetmez, teknik direktör ve sportif direktör karşı çıksa bile ezeli rakipten "sorunlu" bir futbolcu hatırı sayılır bir bonservis bedeliyle transfer edilebilir; başkan söz vermiştir zira ve başkanlar, verdikleri sözleri hep tutarlar bu ülkede! (en azından birbirlerine karşı). Bu ülkede başkanlar "x kaleci oynasın y biraz dinlensin" de diyebilir hatta soyunma odasına girip takımın nasıl oynaması gerektiğini söyleyebilirler (Hakemlerin soyunma odasına girmeleri konumuzun dışındadır efendim o ayrı bahis). Sonra mesela öyle "fair play falan demeyeceksin" denir; maç sonrası demeçlerinde. Hakemlerden şikâyet etmezsen başkan kızar ve fırça yersin maazallah; Simeone olsan bile... Sonuçta parayı kazanan (veya borçlanan) kulüptür ama eskiden kalma bir alışkanlık olarak hala "ahali", başkanın parasının gücünü önemser; dolayısıyla da sen "elemansındır" onlar "seçkin adamlar". Yine de bütün bunlara rağmen Simeone başarılı oldu diyelim sezon sonunda, "Sen mi finale taşıdın ben mi?" denebilir kendisine veya soyunma odalarına girişlerden rahatsız olduğu için gönderilebilir. Bütün bunlar hemen akla geliverenler. Biraz daha uzun düşünülse liste hayli uzayabilir. Ve hepimiz biliyoruz ki bu yazılanlar hayal ürünü değil, "büyük ve kurumsal" kulüplerimizde aynen yaşanan hadiseler... Hal böyle iken yapılacak tek şey "Arda"yı biz yetiştirdik" deyip övünmek. Nasılsa her 10 senede bir Arda, "hasbelkader" çıkıyor çok şükür...

10 yıl önce
Diego Simeone Türkiye"de olsaydı
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli