|
Sosyal yardımlar ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları

Bu Pazartesi günü, Türkiye’nin sosyal yardım sistemi ile ilgili bir yazı yazmıştım. Bu yazıda sosyal yardım sisteminin temeli olan Bütünleşik Sosyal Yardım Sisteminden bahsetmiştim. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları (SYDV) bu sistem üzerinden sosyal yardımları yapıyor ve yardımlar buradan takip ediliyor.

Dolayısıyla Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları (SYDV) ve Bütünleşik Sosyal Yardım Sistemi, sosyal yardımlarda ve sosyal politika uygulamalarında birbirini tamamlayan iki önemli aktör olarak öne çıkıyorlar.

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKIFLARI (SYDV)

SYDV’ler gerçekten önemli bilgi birikimine ve saha tecrübesine sahipler. SYDV’lerin kuruldukları 1986 yılından beri, sosyal yardımlar konusunda diğer kamu kurumlarına ve belediyelere göre birçok avantajı bulunuyor. Dolayısıyla Türkiye’de sosyal yardım alanında değişim ve dönüşümde önemli rolleri oldu.

Ayrıca, SYDV’ler yerelde vatandaş ile devlet arasında adeta tampon görevi yapıyorlar. Devletin şefkat eli olarak da görülüyorlar.

Pandemi sürecinde SYDV’lerin sosyal yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırma konusundaki çabalarından dolayı hem kurumsal olarak vakıflara hem de vakıf çalışanlarına ayrı bir parantez açmak gerekiyor.

En önemlisi de sosyal yardımlarda mükerrerliğin önüne geçilmesi, gerçek ihtiyaç sahibine ulaşılması ve siyasi kaygılardan uzak bir aracı ile bu yardımların verilmesi adına bu vakıflar oldukça önem arz etmektedir.

SYDV’ler yerelde yaptıkları işlemlerde İçişleri Bakanlığı’na, dağıtılan yardımların kaynak sahibi olarak Aile ve Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, denetim olarak da hem kendi bakanlığına hem de Vakıflar Genel Müdürlüğü dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı.

Birçok bakanlık ile dolaylı ve dolaysız bağının olması sahiplilik açısından farklı bir görüntüye neden oluyor.

Diğer yandan, SYDV’lerin hukuki statüsünün farklı olması nedeniyle, personel de bildiğimiz kamu personeli değil. Bu nedenle SYDV personeli bazı sorunlar ile karşı karşıya kalabiliyor. Mesela, SYDV personeli zorunlu olarak başka illerdeki ve ilçelerdeki vakıflara tayin olması durumunda, personelin kıdem tazminatını kaybetmesinin yanında hizmet yılında da kayıplara neden olabiliyor. Bu da personel açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu nedenle güçlü bir sosyal yardım altyapısına sahip olan vakıflarda, personelin ihtiyaçlarının karşılanması, nakil sorunlarının maliyetsiz giderilmesi ve özlük haklarının korunması konusunda yapılacak iyileşmeler sayesinde sosyal yardımlarda etkinlik artacağı gibi başarılı olan SYDV’lere personelin bağlılığı da güçlenecektir.

Bu tür adımlar kaliteli sosyal yardım sisteminin sürdürülebilirliği için de kritik öneme sahiptir.

SOSYAL YARDIMLAR İÇİN YENİ FİNANSMAN KAYNAKLARI

Özellikle koronavirüs döneminde sosyal yardımlara olan ihtiyacın artması nedeniyle sosyal politikalara daha fazla önem atfediliyor. Bu nedenle hem sosyal yardımlar için yeni bir bakış açısı ihtiyacı hem de sosyal yardımların artışına bağlı olarak bu alana daha çok kaynak ayrılması bir gereklilik haline geliyor.

Bu nedenle, yeni dönemde yalnızca kamu kaynaklarıyla sosyal yardım yapmanın yeterli olmayacağı dolayısıyla SYDV’lerin bağış toplama konusunda daha çok görünür olmaları ve sosyal yardımlar için yeni finansman kaynakları oluşturmaları gerekiyor.

Finansman kaynaklarının artması, sosyal politikada devam eden değişim ve dönüşümün devamlılığına, bu dönüşümün sürekli olmasına ve dolayısıyla sosyal devlet anlayışının güçlenmesine önemli katkılar yapacaktır.

#Sosyal
#Yardım
#Vakıf
4 yıl önce
Sosyal yardımlar ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle