Kahraman deyince aklımıza ya askeri önderler gelir ya da dini önderler. Ülkeleri fethedenler, kalpleri fethedenler ve vatanı savunanlar… Bütün kahraman imgelerimiz bunlarla birleşir. Tarihte anılan isimlere bakın, bunları göreceksiniz. Bu korona günlerinde yeni bir kahraman ortaya çıktı. Onlar da savaşıyor, onlar da gönülleri fethediyor, onlar da zafer için her tehlikeyi göze alıyorlar. Onlar da vatanı savunuyorlar. İnsanları kurtarmak için hayatlarını ortaya koyuyorlar. Gece gündüz demeden, tehlike ve ölüme aldırmadan bunu yapıyorlar.
Bu yeni kahramanlar, doktorlarımız. Salgının her yere ve herkese saldırdığı bir zaman tünelinden geçerken onlar kılıç kuşanan yiğitler olarak ortaya çıkıyorlar. Bu insana saldıran ejderha karşısında akılla, bilgiyle ve cesaretle hareket ediyorlar. Her gün yüzlerce insanı yiyen korona ejderhası karşısında, kahramanlarımız bütün cesaret ve gayretleriyle ileriye atılıyorlar. Ejderhayı durdurmak için canları pahasına mücadele ediyorlar. Vatana saldıran ve camileri boşaltan bu ejderha karşısında bilim kılıcıyla ve cesaret ruhuyla dikiliyorlar.
Kahramanlarımızın yüzlerine baktığımızda gayretin ve mücadelenin izlerini görüyoruz. Maskelerin ve gözlüklerin bıraktığı izler, saatlerce durmadan çalıştıklarını gösteriyor. Ölümün kol gezdiği odalarda, yataklarda, laboratuvarlarda, koridorlarda, insanlar içinde saatlerce maskeleriyle ve gözlükleriyle yaşıyorlar. Gün boyu devam ediyor bu. Tek renk elbiselerin, sıkıcı tulumların içinde günlerce ve aylarca savaş veriyorlar.
Virüse karşı savaşırken ona en yakın duruyorlar. Aynı odada ve aynı metrekare içinde aynı havayı soluyorlar. Ejderha mikroplar ile yüz yüze mücadele ediyorlar. Ejderhanın saldırılarını görüyorlar. İnsan nefesini yiyen ejderhalar bunlar! İnsanın aldığı nefesi yiyerek insanı öldüren ejderhalar! Kahramanlarımız bunlarla savaşıyor. Onlarla göz göze çarpışıyorlar. Onlara cesaretle saldırıyorlar.
Doktorlarımız, ejderhayla savaşırken hayatlarını da sürdürüyorlar. En zor şey de bu. Hem ölümle yan yana yaşamak hem de hayatını sürdürmek… Kimisi iş sonrası evlerine gidiyor. Ama evlerinde de kendilerini karantinaya alıyorlar. Özlediği çocuklarını kucaklayamıyorlar. Onları öpemiyorlar. Bakın ne diyor bu kahramanlarımızdan biri: “En hassas noktam çocuğum. Annem de aynı evde bizimle kalıyor. Evde iki risk faktörüm var. Kendimi evde izole ediyorum ve tek başıma bir odada kalıyorum.” Kimisi de karı-koca olarak bu mücadelede yer alıyor. Bir evde iki kahraman olarak vuruşuyorlar. Artık ev de onlar için hastane ortamı: “Eşim de bir sağlıkçı ve yoğun bakımda doktor olarak görev yapıyor. Bu yüzden ikimiz de eve gidiyoruz.” Eve gitmeyen, evden ayrı kalanlar da çok. “Eve gitmiyorum. Öğretmen evinde kalıyorum”. Korona ejderha günlerinde, herkes evde kalmaya çalışırken onlar evlerine bile dönemiyorlar. Hastane ile kaldıkları yer arasında geçiyor hayatları. Bütün toplum aile ve ev derken onlar bunlardan mahrum. Büyük fedakârlık, büyük cesaret, büyük yürek.
Koronavirüs, bir ejderhadır. Dünya yeniden ejderhaların saldırıları altında. Artık günde bir insan kurban almakla yetinmiyorlar. Her gün binlerce kurban alıyorlar. Bütün hayatı alt üst ediyorlar. İnsanların hazinelerini de dağıtıyorlar, su kaynaklarını da, tahtlarını da. Adeta hazinelerin, su kaynaklarının (ab-ı hayat) ve tahtların artık işe yaramadıklarını söylüyorlar. Hazineler (ekonomik düzen), su kaynakları (tabiat) ve tahtlar (siyasal düzen) değişsin diye toplumları ve insanları talan ediyorlar. Evet evet! Bu ejderhalar bütün düzenleri, toplumları ve ekonomileri talan ediyor. Gezegenimiz ABD’nin ürettiği yalanlar gibi uzaydan gelen yaratıkların değil, doğrudan hayvanlardan doğarak gelen ejderhaların işgali altında!
Doktor kahramanlarımız, ellerinde kılıçlarıyla bu ejderhalara karşı verdikleri mücadeleyle yeni hazineler, yeni su kaynakları ve yeni tahtların önünü açacaklar. Onlar her sıkıntıdan sonra ferahlık vardır kaidesi gereği, sıkıntıyı sırtlarında taşıyarak insanın yeni şafaklara uyanması için ejderhaları öldürüyorlar. Ejderha öldüren kahramanlarımız. İnsan kaderinin yeni masallarında yer alan kahramanlarımız. Ejderha öldüren Sarı Saltuk ve Battal Gazi’den zamanımıza düşen kahramanlarımız. Hepimiz korona ejderhasına karşı ab-ı hayatımızı korumak için içimizdeki ejderhaları öldürmeliyiz. Büyük sufilerin kötü nefis (benlik) dediği ejderhaları… Bencil, biriktiren, yağmalayan, ebedi yaşayacağını sanan sefil benlikleri… Ejderha ejderhayı çekiyor, virüs ejderhasını çeken içimizdeki ejderha. Onu var eden yağmacı, biriktirici, zalim benliklerimiz. Dünyamızın yenide ab-ı hayatına kavuşması, hazinelerin yeniden halka açılması ve tahtların yeniden adalet dağıtması için bu gerekli.
