Gün geçmiyor ki sayın seyirciler, memleketimizin kısa saçlı entelijansiyasından kırmızı rujlu bir isyan yükselmesin, bizleri utancımızla yüzleştirmesin.
Duramıyorlar, endişeleniyorlar çünkü, sorumlulukları var, görevleri var,
uzun ömürler bahşetmesini dilediğimiz evlatları var.
Güzel yurdumuza balta vuranları, ormanın en kuytusuna gizlenmiş komar çiçekleri gibi pespembe itirazlarla ifşa ediyorlar,
diyorlar.
Şimdi de söz sırası,
,
şeker leydisi
Devlete, hükümete, kendini yetkili sayan herkese bir
Herkese değil canım, bildiğiniz
yazmış aslında, adını ver(e)memiş sadece.
Kızcağız baskıdan, stresten, korkudan ağzına alamamış,
adını,
diye çekinmiş galiba.
Mektubuna başlarken, mektubuna devam ederken ve mektubunu saygıyla bitirirken hep ama uyarmış, kuşkonmaz dikeninden derlediği demetini, o kurban olunası diliyle izah etmiş,
demiş.
demiş.
Suç işlemediği halde (galiba
'
kastediyor burada)
yönettiği
, kaçanların göçenlerin listesini istemiyorum elbette, sadece gerekçelerini bildirsinler,
maddi manevi kayıplarını listelesinler, mağduriyetlerini hepimizin anlayacağı bir dille izah etsinler,
de köşesinden kalem kalem yazsın bunları.
Yalnız bir şeyi merak ediyorum,
derken, kimleri kastettiğini de söylemeli, mesele
,
, suç işleyip de kaçanlar listesine dahil midir?
Sonra
,
deyip, bir türlü gidememesini,
,
deyip, iki haftada geri dönmesini de izah etmesi lazım.
Aylar önce yine bu köşeden
başlıklı bir yazı yayınlamıştım.
Daha sonra
,
da, aynı konuyu kaleme almıştı, bakın göreceksiniz.
Hani şu
, gaza getirdiği bir grup aydınla beraber
gidip yerleşme projesi.
derseniz, söyleyeyim,
deyip, milleti yarı yolda bırakmıştı,
,
Bu yazıyı okursun okumazsın, bilemiyorum, ama sana önemli bir çözümlemeden bahsedeyim,
bunu hiç unutma…
diyenlere aldırma, blöf yapıyorlar, kimsenin bir yere gideceği filan yok.
Nereden biliyorum, bak söyleyeyim…
Hatırlar mısın bilmem, o beğenmediğin
,
destek veren iş adamlarına yönelik olarak şöyle bir serzenişte bulunmuştu;
Oysa
,
beri oy veren büyük kitle,
kazanmaması için oy vermişti, insanların şikayetleri buydu fakat hayatın gerçekleri, dünya düzeninin dayattığı mecburiyetler, kapitalizmin belirlediği piyasa koşulları, bizim ülkemiz için de geçerliydi, denklem üç aşağı beş yukarı devam etti.
Piyasayı bugün de ellerinde tutan
, bırak mal varlıklarını üçe beşe katlamayı,
, halkı devlet yönetimine dahil etmesini bile içlerine sindiremediler, bütün mesele bundan ibaretti,
Onun için kimse bir yere gitmez, rahat ol,
diyenler, memnundur hallerinden, seni meşgul ediyorlar, hepsi bu.
Sonra bu tehdidi dillendirenlere bak, büyük kısmının ikinci ülke vatandaşlığı var zaten, sürekli gidip geliyorlar.
…
Sana küçük bir tavsiyem olacak
Sen yetenekli bir kadınsın, gerçi
dizini hiç beğenmemiştim ama
tadı hala damağımda.
Nasıl olsa ok yaydan çıktı,
başkan olacak, sen yeni bir şey yap, bu sefer muhafazakar elitleri de makaraya saran
adlı sitcomunun hazırlıklarına başla.
Tabii
adı için de
izin almayı unutma.
Projeyi yaptın,
anlatıyorsun, hepimiz kendi halimize gülüyoruz, ülkeyi yumuşatıyorsun ve senin dizin siyasi baskılardan dolayı aniden yayından kaldırıldı, dövizlerle, pankartlarla kapındayım, yanındayım.
Sen ki rinoplasti yaygarasına kapılmadın, helal olsun sana, her şeye burnunu sokmaya hakkın var.
Bugüne kadar sanatın siyasetini yaptın, kimse bir şey demedi, şimdi de siyasetin sanatını yapma vakti.
Yapabilecek misin?...