|
"Turnaların gitme zamanı..."

Yeni bir aya girince takvimin yapraklarına tek tek bakar mısınız? Giden gün ömürdendir diyerek önünüzdeki bir ayı tek tek çevirir misiniz? Günün tarihinin altındaki yazıya gaipten gelen ses gibi dikkat kesilir misiniz? Bayram, arife, bağ bozumu, hasat zamanı ya da göçmen kuşlara dair verilen bilgilere… Bakıp da derinlere dalar mısınız?

Köylü nüfusun şehirli nüfusa göre daha yoğun olduğu zamanlara göre düzenlenmiş o sayfalardan benim gibi metafizik anlamlar çıkarır mısınız mesela? Hasat zamanı yazısını okuyunca gözünüze yaş boğazına düğüm oturur da öylece kala kalır mısınız?

Takvim yaprağındaki hasat zamanı ibaresini benim yorgun gönlüm ömrün son demi olarak anlıyor bir vakittir. Doğru zamanda doğru tohumu doğru toprağa saçamamış çiftçi yoksulluğu ile kavrulup kalıyor.

Hasat zamanı. Ne hasatım olacak. Örgütlü eğitimin hayatı erteleyen basamaklarında eğleştim durdum işte.

Kırk yaşından evvel yılları geride bıraka bıraka yaşıyorsunuz. Ya da öyle sanıyorsunuz.

Kırk yaşı devirince günler geride kalmıyor. Yıllar yıllanıp da solmuyor. Tuhaf bir şekilde geçmişe daha çok yaklaşıyor geride kalmayan günlerin ağırlığını bugünde daha çok hisseder oluyorsunuz.

Elli yaşı devirince ...Geride kalmayan yıllar hasat zamanı olarak değil hüzün zamanı olarak birikmeye başlayınca …

Sözü dağıttım. Dağıtmakla kalmadım söze bir tutam keder de karıştırdım farkındayım.

Takvim yaprağındaki bir ibare ile dağıldım: 19 Ağustos ibaresindeki "Turnaların gitme zamanı" ifadesi ile .

Turna ifadesini görür görmez çocukluğumun radyo programlarından zihnime yerleşmiş onlarca türkü geldi. Ama ille de Allı turnam. İnternete girip dinlersiniz. Ama gençler için türkünün sözlerinden biraz bahsetmekte fayda var.

Allı turnam bizim ele varırsan/Şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle/Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim, turnalar hey/Eğer bizi sual eden olursa/Boynu bükük, benzi soluk yar söyle/ Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim, / Allı turnam ne gezersin havada/Kanadım kırıldı kaldım burada.

Allı turna türküleri eşiği tarumar olmuş İslam coğrafyasının hüznünü ekiyor içime.

Mısır"da olup bitenler için...Gök ekinleri biçen zalimler için analizler, tasvirler beyhude. Nefes alır gibi beddua etmek istiyorum.

II

Turna kuşu her kültürde çok sevilen çok değer verilen hakkında pek çok efsane anlatılan bir kuş.

Japon kültürüne göre kağıttan 1000 adet turna kuşu katlayanın mutlu olacağına inanılır. Düğün- lerde, doğum günlerinde mekanı, kağıttan katlanan turna kuşlarıyla donatma geleneği var.

1000 adet kuşu insanlar tek başına katlamıyorlar. Ne kadar çok kişi eşlik ederse o kadar makbul olacağına inanıyorlar, huzur ve mutluluklarını imece usulü bulmaya çalışıyorlar bir nevi.

Ama bu geleneğin küçük bir kız çocuğunda tecelli eden çok çarpıcı bir hikayesi var: Sadoko Sasaki

Japonya"ya atom bombası atıldığında yetim ve öksüz kalan Sadako 12 yaşına geldiğinde vücudundaki ağır radyasyondan dolayı hastanede tedavi görmeye başlar. Neşesinden bir şey kaybetmeyen küçük kız, yaşlı bir kadına can yoldaşı olur. Yaşlı kadın ölürken Sadako"ya bin tane kağıt turna katlamasını öğütler.1000 kuş ile hastalığını yeneceğini kendisinin buna fırsat bulamadığını anlatır.

Sadoko kağıttan turnalarını katlamaya başlar. Sinsi hastalık hızla ilerlemektedir. Hikayesi yerel basında ve ulusal basında yer alınca dünyanın dört bir yanından insanlar kağıttan katladıkları turnaları göndermeye başlar Sadoka"ya. Hastalığına rağmen neşe içinde çalışan Sadako hayattaki son saatlerini 637.kuşunu katlarken geçirir. O ölürken hemşireler yüzlerce kağıt turna getirir odasına. Ölümünden sonra da postacılar kağıt turnaları taşımaya devam eder.

Sayıları milyonları bulan kağıt turnalar Japonya"da bir müzede sergileniyor. Turna kuşu o zamanda beri barışın ve nükleer silahsızlanmanın sembolü.

Sadako"nun anısına bombanın atıldığı 6 Ağustos tarihinde Japonya"dan ve dünyanın dört bir tarafından çocuklar Sadako"nun Hiroşima"daki anıtına turna kuşu göndermeye devam ediyorlar.

ABD"de Seatle Barış Parkı"nda Sadako Sasaki"nin bir heykeli var.

Heykelin hikayesini bilen kaç kişi var?!

Amerika"nın müteşebbis kafası Sadako Sasaki"den bir Amerikan girl yapmayı nasıl olmuş da atlamış!

Satışının olacağını bilselerdi atlamazlardı.

Amerikalılar mutlu insanlar. Kendilerini hüzünlendirecek her şeyden kaçmak ve uzak durmak konusunda gezegen üstü bir gayretleri ve maharetleri var.

Kendi tarihlerinin başarıdan, başkalarının tarihini isyan ve darbeden kaydını tutuyorlar. Ne demek istiyorum? Şikago Bilim Müzesinde Hitler, II.Dünya Savaşını çıkaran özne olarak günün gazeteleri vasıtasıyla dev boyutlarda sergileniyor. Hiroşima haberini arıyorum. Yok elbette. Bilim müzesini gezen Amerikalı çocuklar pek çok şey öğreniyor. Ama en önemli şeyi Devletlerinin atom bombası ile milyonlarca çocuğunun hayatını imha ettiğini hiç öğrenemiyorlar.

Tarihi barışık ABD mi demiştiniz? Kes yapıştır tarih ile kavgalı olmak pek mümkün değil tabii.

11 yıl önce
"Turnaların gitme zamanı..."
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî