|
Zayıflar her zaman adalet ve eşitlik ister

"Zayıflar her zaman adalet ve eşitlik isterler. Güçlülerse bunların hiçbirini önemsemez." Aristo''nun 2300 yıl önce söylediği rivayet edilen bu denklem, "Asr-ı Saadet''te" kesintiye uğradıktan sonra, bugün de geçerliliğini korumakta…

Dünyanın her yerinde geçerli olan bu denklem maalesef ülkemizde de geçerli.

Toplumun geniş kesimleri yıllardır adaletsiz gelir dağılımından şikâyetçi olurken, üst katmanda bulunan dar ve zengin bir zümre daha da palazlanmanın derdinde.

Gelir dağılımında adaletsizliğin yüksek olduğu ülkeler grubu içinde yer alan Türkiye''de, bu yapının kısa vadede değişmesi de, mevcutla pek mümkün gözükmemekte.

Toplam geliri nüfus sayısına bölerek ortaya çıkan kişi başı gelir rakamları, gerek dünyada gerekse Türkiye''de zenginle yoksul arasındaki büyük uçurumları gizlemeye devam ediyor.

Sosyal piramidin en altındaki geniş kitlelerle, piramidin ucundaki az sayıdaki zümreler arasındaki gelir dağılımındaki fark, yıllar geçtikçe artıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu''nun (TÜİK) "2008 Gelir ve Yaşam Koşulları" araştırmasına göre, Türkiye''de en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı, 2008 yılında da bir önceki yılda olduğu gibi, 8,1 kat olarak açıklandı.

Yıllık ortalama 19 bin 559 TL kazanan en üst gelir grubunda bulunan yüzde 20''lik grup, toplam gelirin yüzde 46,7''sını alırken, yıllık ortalama 2 bin 426 TL kazanan en düşük gelir grubunda bulunan yüzde 20''lik grubun gelirden aldığı pay yüzde 5,8 düzeyinde.

Ayrıca, TÜİK''in aynı araştırmasında; Türkiye nüfusunun yüzde 16,7''sinin yoksulluk riski altında olduğu açıklandı.

Bu rakamlar toplumu beşe bölerek bulunan, yani yüzde 20''lik dilimler itibariyle elde edilen rakamlardır. İstatistik açıdan çok zor olmakla birlikte, eğer bu hesaplama daha küçük dilimler itibariyle yapılırsa aradaki fark çok ama çok daha yüksek çıkacaktır.

Hülasa, nüfusu beş dilime bölerek yapılan bu hesaplama gerçek gelir dağılım uçurumunu tam olarak yansıtmamaktadır…

En zengin yüzde 5''lik kesimle en fakir yüzde 5''lik kesim arasında yapılacak bir araştırmada, gelirden alınan pay 50 kat çıkarsa şaşırtıcı olmayacaktır…

Dünyadan bir cüz olan Türkiye''de de maalesef yoksulluğun kaderi değişmiyor, değişemiyor...

Peki, çözüm nedir.

Çözüm, zihniyet değişimde yatmaktadır.

Yazının girişinde Aristo''dan alıntı yaptığımız sözden, toplumların en alt gelir grubunda bulunan zayıfların, güçlülere göre daha adalet ve eşitlik sevdalısı olduğu anlaşılmamalıdır. Sadece, ezilen taraf zayıflar olduğu için, onlar bu dünyada adalet ve eşitliği isterler. Roller değişince de, güçlü olarak, statükoyu korumak için sessiz kalırlar…

Eğer temel paradigmada, zihniyette değişiklik olmazsa, zayıfların güçlenmesi bile toplumdaki adaletsizliği gideremez…

14 yıl önce
Zayıflar her zaman adalet ve eşitlik ister
Son perde
Kusurumuzdan kork yapay zeka!
Yangın ve körük
Söz milletin de ‘millet’ kim?
Aile nasıl kurtulur? Düşen nüfus nasıl artırılır?