|
Her insan ayrı bir hikâyedir

Bundan önceki iki yazıda Krista Bremer''in küçük kızı Aliya''nın hikâyesini iki bölüm halinde sizlerle paylaştım. Bundan muradım, insanlık hikâyelerinin katı genellemeler ya da peşin hükümlerle anlaşılamayacak kadar karmaşık ve zengin olduğuna dair çarpıcı bir örnek ortaya koyabilmekti.

Biliyoruz ki dünyadaki hiçbir insan teki birbirinin aynı değil; ilk bakışta küçük gibi görünen ama derinliğine nüfuz edildiğinde devasa farklar var insanlar ve hayatlar arasında. Sadece simalar, huylar, davranışlar, üsluplar değil farklı olan; hissedişler, kavrayışlar, inanışlar da farklı birbirinden. Birimiz için doğru olan bir şey, bir diğerimiz için yanlış olabiliyor. Ya da sizin hiç üstünde durmadığınız bir konu benim için hayati önemi haiz olabiliyor. İnsanları istatistiklere bakarak anlamak bu yüzden imkânsız… Ve yine bu sebeple, insanı cetvelle gönyeyle ölçmeye kalkmanın, bütün bedenlere uyacak tek bir elbise biçmenin imkânı yok.

Aliya, 9 yaşında kendine özgü değerler geliştirebilen, tercihler yapabilen bir çocuk… Çevresinde yaşayanların üstüne gelmesinden, yapıp ettiklerini yadırgamasından da pek etkilenmiyor. Yaşadığı toplumun genel kabullerine göre oldukça sıra dışı bir yön tutturmuş gidiyor. Çok küçük denebilecek yaşına rağmen bir bütünlüğü ve dinginliği var kişiliğinin. Bizim ileri yaşlarda bile yakalayamadığımız bir gönül rahatlığıyla sahip çıkıyor içinden gelenlere. Yürüdüğü istikametin tersine gitmeye zorlansa incinecek belli ki. Çünkü özel bir çocuk Aliya. Kendine özgü bir yaşayışı, inanışı, kavrayışı var.

Hikâyesini önemsemez ve onu eğip bükmeye kalkışırsanız kırılabilir. Kararlarını ve tercihlerini hoyratça değiştirmeye çalışırsanız iç bütünlüğüne halel gelebilir. Fazlasıyla özel dünyasını başka dünyaların genel geçer tabiatına zorlarsanız parçalanabilir. Onu kendi hikâyesine bırakmanız, başkalığını, farklılığını, özelliğini kabul etmeniz gerekir.

Aliya''nın hikâyesi bu yönüyle sıra dışı bir hikâye… Ama Aliya''nın hikâyesinin diğer küçük kızların hikâyeleriyle benzeşen yanları da var muhakkak ki. Diğer küçük kızların uzayıp giden hikâyelerinin başka hikâyelerden farklılaştığı, kendine özgüleştiği yanları, yönleri olduğu gibi… Hiç kimsenin hayatı tam olarak bir başka hayata benzemiyor. Hiçbir insan bir başka insanla aynı değil... Bu sebeple ki; insanlık hikâyelerinin tek tek kendine özgülüğünü dikkate almaz, standart bir insan tarifi yaparak ona bir elbise dayatırsanız, hayatın dikişi tutmayacaktır. İnsan tek bir kalıptan çıkmamıştır ki, tek bir kalıba dökülebilsin.

Kamu düzeni adına söylenen sözlerin insanı kuşa benzeten bir kabalığı, hikâyelerin girinti ve çıkıntılarını görmezden gelen bir kolaycılığı var ki, incitiyor bu hepimizi. Tek tipe indirgenemeyecek kadar çeşitliyiz biz iç dünyalarımızda. Neyin doğru neyin yanlış olduğu bilgisi de her birimize göre değişen hassasiyetlerden doğuyor ve farklılaşıyor. Toplumsal hayatımızın işlerimizi hale yola koyacak bir ortak kaideler manzumesi olacaktır elbet. Ama çokluğun düzeninin, tekilliğimizin insicamını ortadan kaldırmadan kurulabilmesi gerekiyor.

Aliya varlığını bütünleyen inançlarıyla yürüyebilmeli seçtiği yolda. Dokuz yaşında da, on dokuz, yirmi dokuz, elli dokuz yaşında da… Ve hissedişi, inanışı, kavrayışı Aliya''ya hiç benzemeyen başka biri de kendi yolunda…

13 yıl önce
Her insan ayrı bir hikâyedir
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli