|
Krista Bremer"in küçük kızı - 1

Krista Bremer 2008 Pushcart ve 2009 Rona Jaffe Kurumu ödüllerini almış Amerikalı bir yazar. Edebiyat The Sun isimli edebiyat dergisinin de yayımcısı… Libyalı bir Müslümanla evli… Kültürler arası bir aradalığa ilişkin ilginç yazılar yazıyor. İki bölüm halinde yayınlayacağım bu metninde, ülkemizde şu sıra çok tartışılan “küçük yaşta örtünmek” sorunsalına ilişkin bana çok açıklayıcı gelen şeyler gördüğüm için sizlerle paylaşmak istiyorum. Metnin orijinali, Amerikalı ünlü talk showcu Oprah Winfrey''in web sitesinde (oprah.com) var, Ekrem Senai''nin çevirisinden özetleyerek aktarıyorum. İngilizcesi olanlar tamamına bu adresten ulaşabilirler.

Dokuz yıl önce Kuzey Carolina''daki evimizin oturma odasında yeni doğan kızımla 70''lerin hoşgörü ve cinsiyet eşitliğinden bahseden bir çocuk klasiği olan “Free to Be… You and Me” şarkısını söyleyip dans etmiştim. Libya doğumlu eşim İsmail ise kızımızı kucağına almış, verandada gıcırtılı bir sallanan sandalyede saatlerce oturup ona eski bir Arapça halk şarkısı mırıldanmıştı. Sonra onu küçük kadife kulağına ezan okuması ve ömrünün uzun olması için dua eden bir Müslüman alime götürmüştü.

İsmini Aliya koyduk, anlamı Arapça “yüce” demekmiş. Eşimle, en baştan kızımızı çok farklı yetişme tarzlarımızdan hangisini seçeceği konusunda serbest bırakma konusunda anlaştık. Bu anlaşmada kendime gizli bir güven duyuyordum; onun konforlu Amerikan tarzı hayat stilini, mütevazı Müslüman yetişme tarzına tercih edeceği konusunda emindim. İsmail''in ailesi Trablus''ta rüzgarlı ve derbeder bir sokakta küçük bir taş evde yaşıyorlardı. Duvarları ahşap üzerine oyulmuş birkaç Kur''an levhası dışında çıplak, yer döşemesi ise yatmak için iki kat yapılan ince yastıkların dışında bomboştu.

Buna karşılık benim ailem Santa Fe''de üç arabalık garajı, yüzlerce kanalı olan düz ekran TV''leri, organik yiyeceklerle doldurulmuş buzdolapları ve envai çeşit oyuncağın bulunduğu büyük bir evde yaşıyordu. Aliya''yı hep Whole Food''a alışveriş seferleri düzenleyen, Noel ağacını hediyelerle süsleyen, ama bunun yanında Arapçanın melodik sesini ve ballı baklavayı seven, Libya''ya her gittiğimizde halasının ayağına kınadan dövmeler yaptığı bir kız olarak hayal etmiştim. Onu hiçbir zaman Müslüman kızlara özgü bir başörtüsü içinde hayal etmemiştim.

Geçen yaz bölgemizdeki caminin arkasındaki park alanında bölgemizdeki Müslümanlarla birlikte Ramazan Bayramı''nı kutluyorduk. Bu vesileyle kurulan küçük pazarda namaz seccadesi, kınalı dövme ve Müslüman kıyafeti satan satıcılar vardı. Bu pazarda dolaşırken Aliya başörtüsü satan bir tezgahın önüne geldiğimizde durup bana döndü ve “Lütfen anne, bir tane alabilir miyim?” diye yalvarmaya başladı. Aceleyle dikkatlice katlanmış başörtüsü yığınlarını karıştırmaya başladı.

Aliya''nın yaşıtı Müslüman kızlara nasıl hayranlıkla baktığını farketmiştim. Oysa ben acıyordum onlara. Bu en sıcak yaz günlerinde bile yerlere kadar uzun eteklerle ve uzun kollu giysilerle örtülüydüler. Benim en güzel çocukluk hatıralarım cildimin güneşle temas ettiği, ön bahçemizdeki fıskiyenin üzerinden zıpladığım, ayaklarımda çimenleri hissettiğim, Idaho''da buzlu nehirde yürüdüğüm, şortumu iyice yukarıya çekip ilk alabalığımı yakaladığım, Hawaii sahilinde sörf yaptığım zamanlardı. Halbuki Aliya bu kızlara imreniyor ve benden onlarınki gibi bir başörtüsü istiyordu. Kendi biriktirdiği on doları elinde tuttuğu orman yeşili ipeğe vermeye can atıyordu. Ona kararlılığımı gösterecek bir tonda “hayır” demek istedim ama kendimi tuttum. İsmail''le yaptığımız anlaşmayı hatırladım. Çaresiz istediği örtüyü aldım, nasıl olsa yakında unutur diye düşünüyordum.

O akşam üstü manava gidecektim, Aliya da benimle gelmek istedi. Birkaç dakika sonra da merdivenlerin başında göründü. Spor ayakkabıları, parlak çorapları, dizleri yıpranmış kotuyla belden aşağısı benim kızımdı. Ama belden yukarısı… O bir yabancıydı sanki. Kızımın parlak, yuvarlak yüzü koyu bir kumaş çadırın içinde asılıydı, sanki yıldızsız bir gökyüzündeki dolunay gibiydi. “Bunu mu giyeceksin?” diye sordum. Aşikar olanı ifade ettiğimde kullanmayı adet edindiği tonda “Eveeet” dedi yavaşça. (Devam edecek)

13 yıl önce
Krista Bremer"in küçük kızı - 1
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli