|
Strateji sanatı üzerine - 2

Bugün de "strateji sanatı"nı incelemeyi sürdürüyoruz. Başvuru kaynağımız yine Fredrick J. Lovret''ın "Japon Gücünün ve Stratejisinin Sırları" adlı kitabı (1993: Dharma Yayınları; çev. Cem Şen). Lovret, aşağıdaki paragraflarda bize "Japon kılıç sanatı"ndan söz edecek. Bu sanatın özü "strateji"dir; dolayısıyla farklı bir "okuma yöntemi" önerebiliriz: "Kılıç sanatı"nın yerine "uluslararası strateji"yi koyalım, "kılıç"ı "strateji", "usta ve öğrenciler"i "ülkeler" kabul edelim, hatta işi biraz zorlayıp "tek başına yapılan çalışmalar"ı "iç düzenlemeler" olarak görelim. Unutmayın, anlattığımız bir Japon masalı değil ve okumamız ilginç bir hal alıyor. Bakalım Lovret neler diyor:

"Kılıç sanatı, günümüz tabanca ve bomba dünyasında modası geçmiş bir şey olarak görülebilir. Hatta ilk bakışta biraz gülünç bile bulunabilir. Garip elbiseler giyinip kılıçlarla oynayan bir grup yetişkin insanın yaptıkları şeyin, size sanki gerçeklerle en ufak bir ilişkisi yokmuş gibi görünebilir. Bununla birlikte, kılıçların sesini duyar duymaz, tüm mizah duygunuz bir anda yok olur. Bedeninizin yalnızca bir santim önünden geçen ve yalnızca belli belirsiz bir iz olarak görülebilecek denli hızlı hareket eden jilet keskinliğindeki kılıcın tıslaması herşeyi değiştirir. Kalbiniz hızla atmaya başlar ve bedeninizdeki her bir hücrenin adeta bir noktaya toplanmış olarak yaşamaya başladığını hissedersiniz."

Şimdi "kılıç"ın, yani "strateji"nin doğasına geçiyoruz. Lovret''a kulak verelim: "Hatta ''bokken''e, yani ''tahta kılıç''a bile bir oyuncakmış gibi davranılmaz. Bu kılıçlar öğrencilerin güvenliği için kullanılmaz, çünkü pekçok durumda ''bokken'', ''shinken''den yani ''gerçek kılıç''tan bile daha tehlikelidir (Shinken bir kemiği yalnızca keser, ancak bir bokken paramparça eder). Tek başına yapılan çalışmalar bile hafife alınmaz. Japon kılıcının kını çok yumuşak bir tahtadan yapılır ve kılıcın keskin kenarını örten bölüm hemen hemen bir kağıt kadar incedir. Eğer kılıcı dikkatsizce çekerseniz, ağacı keserek kının içinden kayar ve bu arada birkaç parmağınızı da koparır. Kılıcı kınına sokmak da güvenli bir şey değildir. Eğer açısı birazcık hatalı olursa, kınını keserek bedeninize saplanır. Bu tehlikelerin dozunu daha da artırmak için, kılıcı büyük bir hızla bakmadan kınından çekmeniz ve tekrar kınına yerleştirmeniz gerekir."

Yaklaşık üç haftadır "Türkiye niçin büyük ülkedir?" sorusuna farklı yönlerden cevap veriyoruz; aylar öncesine dayanan, somut olaylarla başladık ve son derece içe dönük, hatta konuyla ilgisizmiş gibi görünen "Japon kılıç sanatı"na vardık. Oysa, yaşamın bazı temel ilkelerine ilişkin olan bu sanat dahi sorumuza somut cevaplar veriyor: "Strateji Yolu zihinsel ilkelerden meydana gelir; ama yalnızca düşüncelerden değil, düşünce yollarından oluşur. Bunlar fiziksel olarak düşünülmüş, ardından fiziksel olarak denenmişlerdir. Strateji çalışmanızda, gerçekten doğru şeyi yapıp yapmadığınızı size hemen bildirecek olan fiziksel bir duygu vardır. Buradaki anahtar sözcük ''hemen''dir. Diğer çalışmalar size bazı gelecek yararları, yeterli eğitimin ardından elde edilecek yararları vaadederken, Strateji Yolu bu yararları şimdi sunar." Türkiye artık "hemen" hareket etmeyi bilen bir "büyük ülke"dir.

Son bir alıntı: "Stratejist düşüncelerle, insanları denetleyecek düşüncelerle ilgilenir ve insanlar değişmez; düşünceler de. Bazen yeni düşünceler ortaya çıkar, fakat bunlar yalnızca eski düşünceleri tanımlayan yeni sözcüklerdir." Türkiye, son iki yüzyıldır sahip olduğu (ve görünüşteki çelişkileri aşan) "şaşmaz yönü" bu "düşünceler" sayesinde korumaktadır.

25 yıl önce
Strateji sanatı üzerine - 2
Kara dinlilerle milletin savaşı
Küfre küfür, kâfire kâfir diyememek
Batı çalar, CHP oynar…
Rusya yaptırımları, ABD’nin Türkiye uyarısı ve çifte standardı
Nüfus