|
Teşekkürler Süleyman Seba

Bu son 16 yılda pek çok hata da var; ama aynı dönemdeki başarıların altında ben tek bir imza görüyorum: Süleyman Seba''nın ve onunla çalışan sayısız yöneticinin imzası . . .

Sayın Süleyman Seba''nın veda konuşmasını yaptığı gün izindeydim. O gün böyle bir yazı yazamadığım için çok üzülmüştüm. İzinden dönüp yazılara başlar başlamaz gündemin ana maddesi olan "Cumhurbaşkanlığı Seçimi"ne el atmak zorunda kaldım. Ama bir futbol fanatiği, bir Beşiktaş tutkunu olarak, nicedir istediğim "Süleyman Seba yazısı"nı daha fazla erteleyemeyeceğimin ayırdına vardım. Bakalım tek bir yazıyla yetinebilecek miyim?

Soğukkanlı bir değerlendirmeyle başlayalım: Türkiye''nin en etkili, en etkileyici taraftarı Beşiktaş''tadır. İnönü başka hiçbir yere benzemez, oraya çıkan konuk oyuncunun dizi mutlaka titrer. Bu nesnel saptamama burun kıvıranlara gidip Anadolu kulüplerindeki futbolcuların şöyle bir fikrini almalarını öneririm! Gelgelelim bu taraftarın önemli bir özelliği daha vardır: Türkiye''nin en vefalı taraftarıdır Beşiktaş taraftarı! İşte o vefalı taraftarın doldurduğu tribünlerde son iki yıldır, zaman zaman, hiç de bu özelliğine yakışmayacak görüntüler sergilendi, kongre hesapları Beşiktaş''a duyulan bağlılığın önüne geçti. Öyleyse biraz bellek tazelemenin zamanıdır:

Sn. Seba''nın 1984 yılında başkanlığa geldiği günden beri, yani son 16 yılda Beşiktaş 5 lig şampiyonluğu, 4 Türkiye kupası, 5 Cumhurbaşkanlığı kupası kazandı. Bundan önceki yaklaşık 30 yıllık lig bilançosu nedir peki? 4 lig şampiyonluğu, 1 Türkiye Kupası, 2 Cumhurbaşkanlığı Kupası. Özellikle 1985-95 arasındaki on yıllık dönem Beşiktaş''ın Türkiye 1. Futbol Ligi''ndeki altın çağıdır: 5 şampiyonluk, 4 ikincilik, 3 Türkiye Kupası.

Bu rakamlar niçin mi önemli? Bunu ancak "gerçek taraftar" anlayabilir. Bu sezonu da dahil edersek, son beş yıldır şampiyonluğa uzanamadığımız için sabırsızlıktan deliye dönüp tribünlerde yakışıksız görüntüler sergileyen "bir öbek taraftar"ın geçmişi şöyle bir anımsaması gerekir.

Bendeniz kendimi bildim bileli Beşiktaşlıyım. 1967''de, henüz bir yaşına ulaştığım günlerde kazandığımız şampiyonluğu bir kenara koyarsak, yeni bir şampiyonluk yaşamak için tam 15 yıl beklemem gerekti. Bütün çocukluğum boyunca, okulda, mahallede FB''li ve GS''li arkadaşlarımın tacizlerine katlanmak zorunda kaldım (Neyse 1973''ten sonra GS''li dostlar da bizimle aynı yazgıyı paylaşmaya başladılar da yükümüz biraz azaldı!) "İnançlı bir taraftar" olmayı asla bırakmadım; ensonu 1982''de Ziya''nın iki golüyle şampiyonluğa ulaştığımız o günü unutamıyorum. "Biz Şampiyon olduk!" sözü, yüksek sesle söylerken bile tuhaf bir duygu uyandırıyordu içimde. 1984''ten sonra bu duygu, biraz da alışıldık bir "şölen" havasına dönüştü.

Bugün takımımla gurur duyuyorum. Yenilince, elenince kızıp küsmüyor değilim, ama en uzun küslüğüm yarım saat sürüyor. Teknik açıdan, taktik açıdan Beşiktaş''ı sık sık eleştiriyorum, ama takımım sahada görününce içimde bir şeyler kıpırdamaya başlıyor. İnönü''ye ilk kez 1973''te, 7 yaşındayken gitmiştim; o güne kadar Beşiktaş''a tutkundum, ama o gün Beşiktaş''a deli gibi vuruldum. Şimdi o tribünleri dolduran, evde, işyerinde, kahvehanede, sokak arasında rakiplerine laf yetiştirmeye çalışan "gerçek taraftar"ın son 16 yıl üzerine bir kez daha düşünmesi gerekiyor. Elbet bu son 16 yılda pek çok hata da var; ama aynı dönemdeki başarıların altında ben tek bir imza görüyorum: Süleyman Seba''nın ve onunla çalışan sayısız yöneticinin imzası . . .

Çocukluğumda heyecanla biriktirip bugün de özenle sakladığım Beşiktaş Spor Gazetesi''nin çıkardığı "1977-78 Albümü"nü tutuyorum şimdi elimde. Orada kulüp yöneticilerinden birini tanıtmak amacıyla, acemice ele alınmış şu birkaç tümce bile Süleyman Seba''nın kim olduğunu özetliyor: "O bazıları gibi yeni değil, eski Beşiktaşlıdır. Siyah-Beyazlı renklerin sevgisi kalbine bir arma gibi işlenmiştir."

Teşekkürler Süleyman Seba, sonsuz teşekkürler . . .

24 yıl önce
Teşekkürler Süleyman Seba
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…
Hamas’ın ateşkesi kabulü ve İsrail’in Refah Operasyonu