|
Dijital Fırtına

ABD Sandy Kasırgası''nın yaralarını kapatmaya çalışırken bir de dijital fırtınaya maruz kaldı: Petraeus olayı

David Patreaus Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı''nın (CIA) başındaki isimdi. Kendisi evlilik dışı ilişkisinin ortaya çıkmasının ardında istifa edrek görevinden ayrıldı. Federal Araştırma Bürosu''nun (FBI) olayı araştırırken ulaştığı elektronik belgeler arasında e-postalar önemli yer tutuyor. Dijital fırtına dememin bir sebebi ise Petraeus olayının internet üzerinde hızla dal budak salması. Kontrol edilemeyen (veya edilemediğini düşündüğümüz) dijital araçlarla gerçekleştirilen enformasyon (ve belki dezenformasyon) süreçleriyle derinlik kazanması.

Olayı buradan itibaren geri sarararak dijital ayak izlerini takip etmek bizi ilginç yerlere götürüyor. Bingazi''deki olaylarda ABD Konsolosu dahil olmak üzere can kayıpları yaşanmıştı. Olayların görünürdeki sebebi YouTube üzerinde Hz. Muhammed''e hakaret amacıyla yüklenen bir videoyu protesto etmekti. Dünyanın diğer yerlerinden farklı olarak ABD Konsolosluğu''nun içine kadar giren göstericiler gerilerinde kanlı bir iz bıraktılar. Sonrasında ABD Konsolosluğu''nun aslında gizli CIA merkezi (ve hatta CIA hapishanesi) olduğu iddiaları gündeme geldi. ABD Dışişleri ve CIA''yi bir araya getiren bu olayın dijital ortamda çekildikten hayli uzun zaman sonra yayılan bir videonun ardından patlak vermesi ilginçlikleri bir araya getirmeye devam ediyor.

David Petraeus ve Hillary Clinton, kısa bir süre sonra Bingazi''deki Amerikan Konsolosluğu''na düzenlenen baskınla ilgili ifade vermeye çağrılacaktı. Clinton, Obama''nın seçim sürecinde sonraki dönem Dışişleri Bakanı olmayacağını açıklayarak kendini sessizce geri çekti. Sabık CIA Başkanı''nın geri çekilişi ise bu kadar sessiz olmadı.

Tekrar Petraeus olayına dönelim.

ABD''de bu kadar önemli bir mevkide bulunan kişinin elektronik yazışmaların izinin sürüldüğü bir süreç sonunda zor duruma düşmesi ironik bir durum. Zira CIA haber alma yöntemlerini güçlendirmek için bir dizi stratejik teknoloji şirketine yatırım yapıyor. Bu yatırımlar In-Q-Tel isminde bir yatırım şirketi üzerinden gerçekleşiyor. In-Q-Tel semantik web girişimlerinden veri depolama çözümlerine kadar birçok girişime yatırımcı olarak destek veriyor. Washington Post''ta yer alan bir ifadeye göre ABD''deki her teknoloji girişimcisi In-Q-Tel''in radarında. Ya bir telefonla kendileriyle iletişim kuruluyor ya da Google''lanarak takip ediliyor. Google demişken 2005 yılına kadar CIA''in dolaylı olarak Google hissedarı olduğunu eklememiz gerekir. Keyhole isimli uydu haritalama yazılımına yatırım yapan CIA, Google''ın bu şirketi Google Earth çözümünde kullanmak için satın almasının ardından bir Google hissedarı oldu. Kasım 2005''te bu hisseler 2.2 milyon dolara satılarak başka yatırımlara doğru yelken açıldı.

In-Q-Tel, CIA''in gözbebeği bir kurum. Üst düzey yöneticilerin katılımcı olarak katıldığı In-Q-Tel CEO Toplantısı''na CIA başkanlarının katılması bu durumun bir göstergesi. Mart 2012''de David Petraeus''un In-Q-Tel CEO Toplantısı''ndaki konuşmasını gözden geçirdiğimizde dijital fırtınaya dair ipuçları görüyoruz. Petraeus, dijital ayak izlerinin sağlayacağı bilgilerin internet üzerinden toplanabileceğine dair görüşlerini bunun hem bir fırsat hem de karşı istihbarat açısından bakılarak bir tehdit olduğunu ifade ediyordu. CIA görevlilerinin, göreve başlamamdan önceki bilgilerinin sosyal medya verileriyle toplanmasını da bir tehdit olarak algılıyordu. CIA çalışanlarına sahte dijital ayak izleri oluşturarak nasıl yeni kimlikler oluşturulacağı konusuna da yer veriyordu. David Petraeus karşı istihbarat için radarlarını bu denli açmışken FBI''ın bir araştırmasının radarına girmesini kaderin cilvesi olarak görmek mümkün. CIA Başkanı''nı yerinden edecek denli güçlü esen dijital fırtına başka kimleri, nasıl yerinden oynatabilir? Bunu yaşayıp göreceğiz.

CIA''in teknoloji yatırımlarını da göz önünde bulundurarak şöyle bir şey diyebiliriz: Dijital fırtına eken felaket biçer.

11 yıl önce
Dijital Fırtına
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS
İsrail ve Batı’nın çifte standardı