|
Tüketici için ellerini birleştirenlere bir kez daha alkış

Geçtiğimiz Cumartesi günü yayınlanan yazımda son günlerde tüketicinin gündeminde baş sırada bulunan cep telefonu eylemiyle ilgili bazı gelişmelerden söz etmiş ve başlıkta "Tüketiciyi kamplara mı bölüyorlar?" diye sormuştum.

Yıllardır gönül verdiğim tüketici hakları sorununun temelinde konuyla ilgili birimler arasındaki kopuklukların yattığını bildiğim için cep telefonu eylemi sonrasındaki bazı gelişmelerle yeniden gündeme gelen bu hususu bir kez vurgulamam gerekiyor. Çünkü cep telefonu faturalarına "ek vergi" adı altında eklenen haksız vergileri ve GSM şirketlerinin kalitesiz hizmet sunumunu protesto eden tüketiciler, 1-2 Şubat tarihlerinde ilginç bir "kafa karıştırma operasyonu"na kurban gidecek gibi görünüyorlar.

Hatırlayacaksınız; İletişim Özgürlüğü Platformu adı altında birleşen bir grup sivil toplum örgütü, cep telefonlarında gündeme gelen haksız vergiler ve anlamsız fatura rakamları konusunda bir eylem başlatmıştı.

Tüketicinin cep telefonu çilesini protesto ile gündeme getirmek isteyen 100''e yakın sivil kuruluş, sözcülüğünü ve sekreteryasını Müstakil Tüketiciler Birliği''nin üstlendiği platform çatısı altısında birleşmiş ve kamuoyuna etkili bir mesaj vermişti.

Kamuoyu bu eylemin kritiğini yaparken geçtiğimiz gün cep telefonuma gelen iki ayrı mesaj benim de dikkatimi tekrar bu konuya çekti. Size geçtiğimiz yazıda da bahsetmiştim; mesajların ikisinde de şu cümle yazılı: "Faturalarınıza gelen ve hiçbir ülkede benzeri olmayan sabit ücret ve ek vergileri protesto için 1 ve 2 Şubat''ta telefonlar kapatılıyor (Bu mesajı beş kişiye gönder)". Mesajı kimin gönderdiğine baktım, birini belli ki parantez içindeki talimata uyan bir şahıs göndermiş. Diğerini kimin gönderdiği ise belli değil. İletişim Özgürlüğü Platformu''nun sekretaryasını yürüten Müstakil Birliği Genel Merkezi''ni aradım ve bu eylemle ilgilerinin olup olmadığını sordum.

Sanırım 1-2 Şubat tarihli eylemin faili meçhul.

Tam yazımı yayına hazırlıyordum ki Milli Gazete''de yayınlanan ve Tüketici Derneği (TÜDER) ile ilgili bir haber dikkatimi çekti. TÜDER, 100''e yakın sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu İletişim Özgürlüğü Platformu''nun eylemine destek vermemişti ama onlar da aynı gün eylem yapmayı düşünüyorlarmış.

İyi de peki şu benim cep telefonuna gelen faili meçhul, kimliksiz cep telefonu eylemi mesajını kim gönderdi?

Geçtiğimiz yazımda sözünü ettiğim bu gerçeklerin altını birkez daha çizmek istiyordum zaten ama beni bu yönde harekete geçiren asıl sebep Faruk Hacıoğlu isimli okurumun internet yoluyla gönderdiği bir mesajı oldu. Sayın Hacıoğlu''na köşemize gösterdiği duyarlılıktan dolayı teşekkür ediyorum ve o günkü yazımın şu bölümünü birkez daha okumasını rica ediyorum:

"Cep telefonu eylemini örgütlü bir şekilde yürüten Sivil Toplum Hareketi Platformu çatısı altında yer alan 100''e yakın sivil toplum hareketi öncülerinden bazılarının isimlerini hatırlayalım;

Tüketiciyi hakları konusunda sesini çıkarmaya yönlendiren kuruluşlardan biri İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi iken bir diğeri de Mazlum-Der adı altında yine insan hakları istismarlarının önlenmesi yolunda uğraş veren bir sivil inisiyatif kuruluşuydu. Her iki derneğin bakış açısı arasındaki farkları bilmeyen yok gibi. Birbirinden oldukça farklı görüşlere sahip iki derneğin üyeleri "Cepler Susacak" sloganıyla yürütülen bu kampanyada bu sefer "Konuşmama hakkımızı kullanıyoruz" diyerek ellerini birleştirdi. Bu birleşmenin benim için iki önemli anlamı var:

Ayrıca yıllardır özlemini çektiğim "Görüş ne olursa olsun, konu eğer bu ülke insanının çıkarlarıysa birleşiriz" mantığı da tüketicilerin bu cep telefonu eylemi sayesinde hayat bulmuş oldu.

TÜKETİCİ DOSTU

Tüketici örgütlenince hakkını alıyor

Bu köşeden sürekli olarak okurlarımıza verdiğimiz bir mesaj var; "Bireysel olarak haklarımızın takipçisi olabileceğimiz gibi dernek, vakıf benzeri kuruluşlarda örgütlenerek hak arayış çabamızı daha etkin hale getirebiliriz..." Okurlarımızın duyarlılığı gerçekten sevindirici. Fahrettin ÇELİK''in mesajı örnek niteliğinde.

"Selam! Ben Fahrettin ÇELİK, bilgisayarım ve internetim olmadığından arkadaşımınkini kullanıyorum oysa ki ben 6 haftadır Superonline-Hp kampanyasından kabul onayı bekliyorum. Formda başvuruyu müteakip 1 hafta içinde kabul edilenlere cevap verileceği ve en geç 6 hafta içinde teslimat yapılacağı yazılıyordu. Ben 6 haftada 1 haftalık sonuca ulaşamadım. Verilen telefonlardan kampanyayla Superonline''nin ilgilendiğini öğrendim Süperonline''nin telefonlarına kimse çıkmıyor. En sonunda ben de bir tüketici derneği olan Müstakil Tüketiciler Derneği''ne müracaat ettim. Sağolsunlar oradaki arkadaşlar konuyla ilgilendiler. "

٪d سنوات قبل
Tüketici için ellerini birleştirenlere bir kez daha alkış
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS
İsrail ve Batı’nın çifte standardı