|
Derin uyku ve Derin Devlet

Derin uykuda olmayan toplumun derin devleti de olmaz. Derin devletinin gücü de derin uykusu oranındadır.

28 Şubat hengâmesinden kısa bir süre sonra gelen 1999 Depremi; İkinci Dünya Savaşı felâketinin almanların uyanışına vesile olması gibi bizde de derin uykudan uyanma vesilesi olabilirdi. Bu fırsatı kaçırdık. Ardından, belki de bu deprem uyarısına sebep olan “ölüm evleri/sahte Hizbullah” olgularının ürpertici dehşeti açığa çıktı. Yine uyanmadık. “Bile bile lâdes!” (yâd-est) usûlü; “bakın da ibret alın! Bu Hizbullah ne öcü şeymiş!” diyerek sayıkladık ve öte tarafa dönerek uykumuzu sürdürdük. [İncinse sağın, ver yere sol yânını yuh(u)la (uyu)/ Millet nece târâc olur olsun, ne işim var! / Düşmenlere möhtâc olur olsun! Ne işim var!-Sâbir]

Irak''ın başına gelenlerden de, Kürt-Türk kan davası ihdas etme girişimlerinden de, 2006 Lübnan Savaşı''ndan da ders alamadık. CHP de iktidarın hiç değilse nisbi bir huzur sağlamasına kadar bekledi ve azıcık rahata ermiş iken birdenbire dümeni ele alma ve parsayı toplama azmiyle harakete geçti. Dehşet verici bir antidemokratik süreç, yine “demokrasi savaşımı” olarak gösterilmek istenirken halkta nisbi bir uyanma belirtisi görülünce derhal Ulusalcı-Cumhuriyetçi söyleme geçildi. Varılması gereken hedefin “demokratik Hukuk Devleti ve evrensel değerler” değil, “Cumhuriyet” olduğu yanıltmacasına başvuruldu. Cumhuriyet de “Lâik cumhuriyet” olmalıydı. Yoksa, İran''da olduğu gibi, “dini” bir devrimin tabii sonucu olarak “Cumhuriyet”e geçilmesi kaç para ederdi? Ben güzele güzel demem/Güzel benim olmayınca! Hatta lâik Cumhuriyet, meselâ Almanya''da olduğu gibi lâik cumhuriyet olsa bile; kaç para ederdi? Onlar kiliselere kamu tüzel kişiliği tanımışlardı neüzübillah! Hemi de işin doğrusunu söylemek gerekirse alamanlar lâik bilem değil “seküler” idiler. “Seküler” diye bir kelime “Nutuk”un niresinde vardı? Hatta lâik cumhuriyet Fransa''da olduğu gibi lâik cumhuriyet olsa bilem kaç para ederdi? Esasen kafası çalışan Fransızlar bile bize “vallaha pardon! Lâikliği bizden aldınız amma boynuz kulağı geçti! Sizin “Din üzerinde Devlet vesayeti” sisteminizi biz örnek almalıyız” demekte idiler [-Kim diyor bunu efen(d)im?- Kötü gonuşturacan beni tövbe estağfirullah! Sözüme mi inanmıyon, beni mi sınıyon? Hani Eyüp''te kahve işleten bir -Loti''midir, nedir? - Fransız Herif var, Aziyade adlı yavuklusuna söylemiş olmalı herhal! Ortaokulda Tarih Hocamız da bize ağnattı-Hangi eserinde demiş? - “Yedinin â''mâsı! Tövbe estağfirullaah! Onu da sen bul! Herşeyi bizden mi alıp gaçan? Nirde bu bolluk?]

Ey Azizan, 23 Temmuz 2007 günü 14 Mayıs 1950''den sonra -serap değil- gerçek demokrasi bayramı olamazsa çok yazık olacaktır. Üç günlük dünyevi hırsların güdüsüyle bu süreci engellemeye çalışanlar Tarih''e adlarını fıstıkî harflerle yazdırmış olmakla övünebilirler. Daha fazlası için heveslerini kursaklarında bırakmak da artık Millet''in işidir .

Demokratik Hukuk Devleti''ne nihayet ulaşabilmemiz için darboğaza girdik. Darboğaz''dan çıktığımızda AKP iktidarının ayakta olduğunu görürsek, AKP de artık çocukluk hastalıklarından kurtulmalıdır. Dürüstlükten sapanlar derhal tasfiye edilebilmelidir. BOP yolundan da derhal çıkılmalıdır. Gayrimüslim, gayritürk filan gibi bahanelere sığınmayıp herkese hakkı verilmelidir. Halka tam bir güven verilmeli, bu güven de aslâ kötüye kullanılmamalıdır.

DP(DYP)-ANAP demokrasi imtihanında daha baştan sınıfta kalmışlardır CHP-DSP esasen derin uykunun ve derin devletin sürmesi yönünde yol tuttular. MHP de öyle! SP de bir nev''i “öç alma” duygusu ile hareket etmede. Bunu yaparken de ister istemez AKP''ye karşı “ulusalcı” bir söylem kullanıyor. Bu söylem seçmenlerinin bazılarında tedirginlik doğururken, bazılarının da “aslı varken taklidine gitmeye gerek yok!” düşüncesiyle aşırı milliyetçi partilere eğilim duymasına yol açıyor. Oysa “derin uyku- derin Devlet” görünümünün “ayıklık-demokratik Hukuk Devleti” görünümüne dönebilmesi için, küçük menfaat hesaplarıyla ve öc alma duygularıyla hareket etmemek gerekir! SP''nin söylemini güçlü kılan yön, AKP''nin Irak Savaşı''nın başlangıcındaki tutumunun yanlışlığını vurgulayan antiemperyalist yöndür. Ne varki bu açıdan ABD ve AB''ni tamamen özdeş saymak da SP''nin yanlışıdır. Bu yanlışın Sayın Erakan''dan kaynaklandığını sanmıyorum. Herhalde AKP''de olduğu gibi SP''de de var olan bazı yanlış prens ve yanlış yazarlar, AB ile ABD''yi özdeşleştiriken partiyi de Perinçek çizgisine kaydırıyorlar.

Amaç; “her ne bahasına olursa olsun, şeklen iktidar!” değil, “demokratik Hukuk Devleti!”dir. Unutmayalım ve gaflet göstermeyelim.

17 yıl önce
Derin uyku ve Derin Devlet
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet