|
Koalisyon mu, koalisyonlar dönemi mi?
AK Parti ile CHP arasındaki koalisyon görüşmeleri olumsuz sonuçlandı. Görüşmeler olumsuz sonuçlandı, yoksa sonuç olumlu. Koalisyon isteyenlerin tamamı fırsatları olsa AK Parti'yi ve seçmenlerini bir kaşık suda boğar. Buna rağmen AK Parti'li bir koalisyon için niçin bu kadar çaba sarf ettiler ve olmayınca da çok üzüldüler. Aslında istedikleri AK Parti'li bir koalisyon değildi. Türkiye'de koalisyonlar döneminin yeniden başlamasını çok istiyorlardı. Eğer bir AK Parti-CHP koalisyonu kurdurabilselerdi, en az 10 yıl ülke koalisyonlarla yönetilecekti. Böylece siyaset üzerinde yeniden vesayet kurulacak ve hükümetler pijama partilerinde belirlenecekti. Türkiye hem içeride hem dışarıda rahatlıkla kontrol edilecekti.

Madem ülkeyi bu kadar çok düşünüyorlar, CHP'ye yaptıkları koalisyon baskısını niye MHP'ye yapmıyorlar. Bir AK Parti-MHP koalisyonu CHP-AK Parti koalisyonundan çok daha makuldür. Hem icraat açısından hem uyum açısından. MHP Lideri Devlet Bahçeli, sürekli AK Parti-CHP koalisyonu için açıklamalar yaptı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir kez MHP-AK Parti koalisyonu için söz ettiğini duyduk mu, duymadık. Çünkü maksat üzüm yemek değil, maksat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yemek…

CHP SAMİMİ MİYDİ?

Görüşmelerin olumsuz bitmesinin ardından CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, açıklama yaparken sesi titriyordu. 7 Haziran gecesi muzaffer komutan edasıyla yaptığı konuşmayı hatırlamasak, Sayın Kılıçdaroğlu'nun koalisyon için çok samimi olduğuna inanacağız. Halbuki Kılıçdaroğlu, seçimden oy kaybederek çıkmasına rağmen, büyük bir başarı kazanmış gibi daha ilk gün zaferini ilan etmiş, yüzde 60'ı bir araya getirmiş, hükümeti kurmuş, üstelik restorasyon hükümeti. Yüzde 41 oy almış AK Parti'yi yok sayarak derin hülyalara dalmıştı. Bugünlerde 'devlet adamı, uzlaşmacı, partisinin çıkarını ülkenin çıkarının gerisinde tutan adam' ambalajı ile takdim edilen Kılıçdaroğlu, bu samimiyetini seçim akşamı gösterseydi belki koalisyon çoktan kurulmuştu. İlk gün çıkıp “Bütün partilerle eşit mesafedeyiz” diyebilseydi her şey çok farklı olabilirdi. Peki ne oldu da Kılıçdaroğlu, 180 derece savruldu. İşin sırrı sesinin titremesinde yatıyor. Nasıl genel başkan olduğuna bakarsak, niçin AK Parti ile koalisyonda bu kadar çok istekli olduğunu da anlarız.

KOALİSYONLAR CHP'NİN VARLIK SEBEBİ

Türkiye'deki hükümet süreçlerine baktığımızda koalisyon dönemleri CHP için çok önemlilik arz ediyor. CHP, çok partili hayata geçildikten sonra tek başına hiç iktidara gelemedi. Pardon 1 kez gelmiş! 1977 yılında Bülent Ecevit'in genel başkanlığındaki CHP, Güneş Motel'de kurduğu pazarlık masasında 11 Adalet Partili milletvekilini transfer ederek, tek başına iktidar olmuş. Bunun haricinde 65 yıllık çok partili hayatımızda CHP hep koalisyonlarla hükümette yer alabilmiş. 1961-65, 1971-80, 1991-2002 yıllarında kurulan koalisyon hükümetlerinde CHP veya türevi partiler yer aldı. Yani CHP'nin hükümette yer alabilmesi için Türkiye'de yeniden koalisyonlar devri başlarsa, bu durumun en karlı partisi CHP olacak.

AK PARTİ KENDİNİ YORMASIN

7 Haziran seçiminin ardından en tutarlı çizgiyi şüphesiz Başbakan Ahmet Davutoğlu yürüttü. Başbakan Davutoğlu, bütün partilere eşit mesafede olduklarını, bütün partilerle görüşeceklerini ve ülkenin hükümetsiz kalmaması için ellerinden gelen tüm gayretleri göstereceklerini ifade etti ve söylediği gibi de yaptı. Meclis Başkanlığı seçimi başta olmak üzere tüm süreçte AK Parti ve Davutoğlu, entrika çevirmeden rakiplerini yermeden en doğru olanı yaptı. Şimdi CHP, “koalisyonu AK Parti istemedi” edasıyla bir karşı propaganda ile hareket ediyor. AK Parti de buna mukabil karşı tez geliştiriyor. Bence AK Parti'nin böyle bir gayretin içine girmesine gerek yok. Seçmen CHP ile koalisyon kurulmamasının sevincini yaşıyor. Bundan dolayı AK Parti'ye oy vermeyeceğini söyleyen tek kişi yok. Koalisyonun kurulmamasına üzülenlere baktığımızda zaten niye kurulmaması gerektiği de daha net anlaşılıyor. Onların üzülmesi ülkenin yararınadır. Asıl onları sevindirseydi AK Parti seçmeninden büyük tepki alacaktı.

BİR KERECİK FARKLI DÜŞÜNSENİZ NE OLUR!

CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve Doğan Medya başta olmak üzere malum koro, Başbakan Davutoğlu'nun aslında koalisyon istediğini ancak Erdoğan istemediği için koalisyon kurulamadığının propagandasını yapıyor. Ha bir de “Erdoğan koalisyon isteseydi, Davutoğlu kurmamazlık yapabilir miydi?” diye soruyorlar. Sayın Erdoğan ve Sayın Davutoğlu'na sesleniyorum: Yıllarca kafa kafaya verdiniz. 13 yıldır bu ülkeyi aynı düşündüğünüz için birlikte yönettiniz. Filistinli babaya birlikte üzüldünüz, Mısırlı Esma'ya birlikte ağladınız, Myanmarlı Müslümanlar için birlikte çaba sarf ettiniz, kısaca hep aynı düşündünüz, hep birlikte hareket ettiniz. Koalisyon konusunda da aynı düşünmek zorunda mısınız? Bir kerecik farklı düşünüp bu garibanları da sevindirseydiniz ne olurdu.

Yönetim şeklimizi kim değiştirdi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize'de, “İster kabul edilsin ister edilmesin, Türkiye'nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken bu fiili durumun hukuki çerçevesinin yeni bir Anayasa ile netleştirilmesi, kesinleştirilmesidir” ifadelerini kullanınca bizim darbe severler hemen saldırıya geçti. Darbe konusundaki uzmanlıklarını konuşturmaya başladılar. Efendim, “Yönetim şeklinin fiilen değişmesi demek darbedir.” Erdoğan niçin böyle dedi? 2007 yılında milletvekillerine Cumhurbaşkanı seçtirmemek için sokağa dökülenlere, muhtıra vermeye kalkanlara Meclis, Anayasa değişikliği ile karşı koydu ve dedi ki bundan sonra Cumhurbaşkanı'nı halk seçecek. Bu kadar sonsuz yetkilere sahip Cumhurbaşkanı'nı halk seçerse ne olur. Bu durum ilk kez ifade edilmedi ki. Anayasa değiştiği günden beri söylenen bir durum. Anayasa gereği 10 Ağustos 2014 yılında halk cumhurbaşkanı seçti ve söz konusu fiili durum başladı. Eğer yönetime bir el koyma söz konusu ise halk 2007 yılında Anayasa değişikliğine yüzde 70 evet diyerek yönetime el koymuştur. Madem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediği anayasal bir durum değil, o zaman niye Kemal Kılıçdaroğlu, koalisyon görüşmelerinde Cumhurbaşkanı'nı yeniden Meclis'in seçmesi için Anayasa değişikliği teklifinde bulunuyor?
#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#CHP
#AK Parti
#CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu
9 yıl önce
Koalisyon mu, koalisyonlar dönemi mi?
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık