|
PKK"ya silah sağlayan Türkler kim?

Dudak uçuklatan, tam iki yıl önce yazılan, bugün tartıştıklarımızı ortaya koyan ancak kimsenin dikkatini çekmeyen bilgileri hatırlamaya devam edelim:

Stoffel, ABD Dışişleri Bakanlığı''na yazdığı mektupta, Irak Savunma Bakanlığı ile anlaşma yapması konusunda izin istiyor. “Hurda” olarak tanımlanan Irak ordusuna ait mühimmatın ABD kontrolü altında olduğunu, mühimmatın 500 milyon dolar değeri olduğunu belirtiyor. (Mersin''e getirilen “hurda”dan yani) Dönemin Irak Savunma Bakanı Hazim Şahlan''a yazdığı mektupta ise, mühimmatın değerinin 1 milyar dolar olduğunu söylüyor! Şahlan, İyad Allavi, Ahmet Çelebi ve Kürt gruplarla da ayrı ayrı anlaşmalar yapıyor. (Şahlan daha sonra ülkeden kaçtı.)

Mektupta anlaşma kopyalarını bakanlığa göndereceğini, Dışişleri''nin önerdiği şirketlerle işbirliği yapacağını, ABD vatandaşları kullanılmayacağı ve bir ABD vatandaşının değil Irak Savunma Bakanlığı''nın kâr etmiş görüleceği için hukuk ihlalinin olmayacağını, işbirliği yapılan yabancı şirket ve arabulucuların gizli kalacağını belirtiyor.

Bu bilgileri aktardığım 15 Haziran 2005''teki yazımda; “ABD''nin PKK''yı bu şekilde silahlandırdığı”na dikkat çektim ve şu iddiaları aktardım.

1- Füzeler, füze motorları, uçaklar büyük kargo uçakları ile götürüldü.

2- 100 konteyner dolusu mühimmat Ürdün ve İsrail''e gitti.

3- Büyük miktarda mühimmat silah kaçakçıları tarafından Irak''ın kuzeyine ve Türkiye''ye getirildi. Türkiye''ye sokulan C-4''ler bu partinin içinde miydi ve ne amaçla Türkiye''ye sokuldu? Kimler ne için hazırlık yapıyor? Stoffel''in bilgisi dahilinde yapılan bu transferi “Türkiye-ABD ilişkileri ve PKK” çerçevesinde değerlendirmek gerekmiyor mu? (o tarihten bu yana Türkiye''ye sokulan patlayıcı ve silahları tartışıyoruz.)

Şimdi, 2004 yılında; Gazi (İyad) Allavi, Dale Stoffel, Muhammed el Çelebi ve Türkiye''den bir isim (X) arasında yapılan anlaşmanın metnini hatırlatayım:

“Yukarıda adları yazılan kişilerin hepsi bay Stoffel''in askeri teçhizatı organize etmesi için anlaşmışlardır.

1- X (Türk vatandaşı) Stoffel aracılığıyla “Newco” isimli bir şirket kuracak ve bu şirket sözleşmeleri yapacaktır. 2- “Newco” firması, Stoffel aracılığıyla iş yapan tek şirket olacaktır. 3- “Newco” her işin bitişinde yüzde 10 pay alacaktır. 4- Sözleşmeler “Newco” partnerleri arasında imzalanacaktır. 4- Kârların yüzde 50''si idari harcamalar olarak Newco''ya verilir. 5- Kalanın yüzde 60''ı yani toplam kârın yüzde 30''u Stoffel''in payıdır. 6- Bu anlaşma hiçbir koşulda ifşa edilemez ve yayımlanamaz.”

Stoffel''le e-mail yazışmaları olan bir başka Türkiyeli işadamının (y) kirli ticaretteki rolünü düşünelim. Lübnanlı arabulucular gibi, bu ekibin Türkiye içindeki uzantıları nerelere dayanıyor?

ABD istihbaratı ve silah tüccarları, Irak ordusunun silah ve mühimmat depolarını boşaltıp, öldürülen Dale Stoffel''in organizasyonuyla satmış. (Şu an bu silahların bir bölümü PKK''nın elinde.)

Bu cümleler, 17 Haziran 2005''te yazıldı.

Türkiye Cumhuriyeti''nin Stoffel olayının Türkiye''ye yansımalarıyla ilgili soruşturma açmalı. Türkiye-Irak sınırından geçirilen bazı malların dikkatle incelenmesi, bazı limanların gözaltına alınması gerekiyor. Stoffel''le Türkiye vatandaşı Y arasında 11 ve 12 Kasım 2004 tarihlerindeki e-mail yazışmalarında Bağdat''ın doğusundaki ülkelere gönderilecek 70 bin ton bakır ve pirinç için pazarlık yapılıyor. Y burada iki alıcı adına pazarlık yapıyor. Bu malzeme depolardan çalınıp 3 bin 500 araçla taşındı. Para Stoffel''in başında bulunduğu şebeke tarafından paylaşıldı. Irak ordusunun 40 milyar dolarlık envanterinin nereye satıldığının detaylarına ve Lübnan''daki para aklama mekanizmasına şimdilik girmiyoruz.

Ve o tarihte sorduğum sorular şöyleydi:

1- Füzeler kimlere verildi? Askeri mühimmat hangi gruplara aktarıldı? Bu Türkiye''nin güvenliğini ne ölçüde ilgilendiriyor?

2- Kirli ticaretten elde edilen gelirle kimler, hangi örgütleri, oluşumları ve bölgeleri finanse ediyor?

3- Şebekenin her aşamasında karşımıza çıkan Lübnanlı arabulucular ve büyük pastanın paylaşılması ile Lübnan''daki suikastler arasında ne tür bağlantılar var? Mesela Hariri suikasti bu para trafiğinin neresinde?

4- Yüz milyonlarca dolar hangi bankalar üzerinden nerelere transfer ediliyor? Adı geçen Türklerden birinin bankacılık geçmişinden hareketle, Türkiye''de bu transferde kullanılan banka var mı?

5- Irak''ın kaynaklarından karşılanan 8.8 milyar dolar tutarındaki ihaleler ile silah kaçakçılığı arasında ne tür bir ilişki var?

Aynı yıl Eylül ayında, dünya Irak''ın 1 milyar 27 milyon dolarının nasıl çalındığını tartıştı. Ancak biz, bunun 1 milyar değil, on milyarlarca dolar olduğunda ısrar ettik. O tarihte yine Türkiye''den iki şirket ve iki isme (C.A. ve A.E.) dikkat çektim.

Bu öyle bir ağ ki, giderek daha da güçleniyor ve terör, PKK, güvenlik, iç savaş, katliamlar gibi, hepimizi dehşete düşüren gerçeklerin üstünü örtüyor.

Biz burada, iki yıl önce bu karanlık ilişkiler ağına dikkat çekerken, ABD''nin PKK''ya silah aktardığını yazmıştık. Türkiye bu olayı ne zaman tartışmaya başladı? Birkaç aydır…

Not: Yazmaya bir hafta ara vereceğim. Tekrar görüşmek üzere. Sağlık ve esenlik dileklerimle…

17 yıl önce
PKK"ya silah sağlayan Türkler kim?
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS
İsrail ve Batı’nın çifte standardı