|
Tahrir"de "karşı devrim" provası

Arap Baharı, Tunus"tan başlayıp bütün bölgeyi sarsarken "ne oluyor" sorusunu soranlar iki cevabı bulmaya çalışıyordu: Bu büyük değişim dışarıdan mı tezgahlanıp dayatılmış yoksa bölge içi dinamikler mi değişimi harekete geçmişti? Bugün bile, Arap Baharı ile ilgili bu iki soru ve cevabı değişmedi.

Kendi kendime verdiğim ve inandığım cevap şu oldu:

Değişim içeriden geliyor. On yıllarca baskı altına alınan toplumlar harekete geçiyor. Stres bir şekilde patladı, kitleler baskıcı rejimleri deviriyor. Kaynak verip iktidar satın alma dönemi bitiyor. Aslında bu süreç yirmi yıl önce başlamalıydı.

Daha fazla özgürlük, daha fazla refah talebi artık dizginlenemez. Teknolojinin, iletişimin bu kadar yaygınlaştığı bir yüzyılda yeryüzünün bazı bölgelerinde yaşayanlar kalın duvarların arasına hapsedilemez. Bu yüzden Arap Baharı müthiş bir değişim dalgasıdır ve bence Avrupa şehirlerini bile vurabilir.

Ancak değişim içeriden başlasa da dışarıdan yönetilmeye çalışılıyor. Dış müdahale burada kendisini gösteriyor. 20. yüzyıl Ortadoğu"sunu dizayn edenler, müttefikleri olan zorba rejimleri artık değiştiremez oldu. Buna rağmen, bölgeyi kendi çıkarları doğrultusunda dönüştürmeyi de beceremedi. Geriye tek bir şey kalıyordu: Değişimi yönetmek, rüzgarı yönlendirmek hiç değilse etkileyip bu ülkelerin ve toplumların kontrollerinden çıkmasının önüne geçmek.

Bu açıdan Tahrir ruhu, sadece Mısır ya da birkaç ülkeyle sınırlı bir değişim değil. 21. yüzyılın siyasi tarihinde bir kırılma olarak yerini alacaktır.

Arap baharı, zorba rejimlere, özgürlüklerin kısıtlanmasına, devletle halk arasındaki büyük uçuruma, refahın yaygınlaşamamasına, ülkelerin belli bir azınlığın kişisel mülkü gibi kullanılmasına isyandı. Ülkelerin ve toplumların tercihleri, bazıları için, "kontrol edilebilirlik, yönetilebilirlik" sınırlarını aşmaya başladığı anda tehdit olarak görülür oldu.

Mısır bu yüzden bir laboratuvardır. İktidara gelen kadroların yetersizliği, yer yer duyarsızlığı, aceleciliği ve tecrübesizliği bir "karşı devrim" ihtimalini ortaya çıkarsa da, Muhammed Mursi"ye yönelik isyan dalgası sadece bundan ibaret değil.

Yönetemeyenler, süreci tersine çevirmek istiyorlar şimdi. Sudan"dan Suriye"ye kadar, asla kabullenemeyecekleri kadroların iktidara gelmesini hazmedemiyorlar. Etmeyecekler de.

Taksim"den Tahrir çıkarma girişimleri, Tahrir formatını aynen Türkiye"ye de uygulama çabaları, Erdoğan ve Mursi"ye yönelik imaj ve algı yönetiminin bu kadar benzeşmesi, bölgeyi daha fazla açılıma zorlayan Türkiye"yi yeniden kapalı topluma dönüştürme gayretleri iyi okunmalı.

Erdoğan ve Mursi"yi tasfiye etmek isteyenler, tarihi kırılmanın, güç haritasının yeniden şekillenmesinin önüne geçmek istiyorlar. Türkiye"yi ve Mısır"ı yeniden merkezin denetimine almak istiyorlar. İki ülkenin beslediği yeni, bağımsız, özgür ve güçlü siyasal dilin, yeryüzünün Orta Kuşağını oluşturan coğrafyayı etkisi altına almasından korkuyorlar.

Taksim üzerinden denenen senaryo nasıl Gezi/çevre bilinci üzerinden pazarlanmışsa, Mısır"daki "karşı devrim" senaryosu da Mursi"nin başarısızlığı üzerinden servis ediliyor. Orada da "diktatör" imajı işleniyor.

Bence de Mısır"ın yeni yönetimi kitleleri kucaklamada acemilikler, yanlışlıklar yapıyor. Ancak yine de olup bitenler için bu yeterli bir gerekçe değil. Bir süre sonra Mısır"da ve Türkiye"de din/mezhep kimliği üzerinden ayrışmalar yaşanırsa, bazılarımız sanırım o zaman gerçeği anlayacak.

Türkiye ve Mısır, bölgenin merkez ülkeleri, direnç noktaları. Bu iki ülke ne olursa bölge o renge boyanacak. Taksim"de Tahrir üretmeye çalışanlar, sembolleri, formatları son derece sığ ve gerçeklikten uzak kullandılar. Özgürlük diyenleri diktatörlükle suçlayıp, aslında diktatörlük özentisi olanları özgürlük arayışı olarak nitelediler.

Evet, Taksim"den Tahrir çıkmaz dedik. Çıkamaz da. Aynı şekilde Tahrir"den de "karşı devrim" çıkmaz. Çünkü tarihin akışını artık değiştiremezler. Bütün bölge, bu yeni akışa göre şekillenecek.

Büyük yürüyüş devam edecek…

11 yıl önce
Tahrir"de "karşı devrim" provası
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Siyaseti tüketen ‘dil’
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…