Böyle anlıyor ve inanıyoruz. Haçlılara methiye düzenler, bâtılın yanında yer almış oluyor. Faaliyetleri de zaten bunu ispatlıyor.
15 Temmuz gecesi, korkağın kıyametini gördük. Vatansızlar ile imanlılar arasındaki savaşa şahitlik ettik. Kumpas ehli hainler, kaçarken kendilerine yakalandılar. 'Korkuya yakalanmak' da diyebiliriz.
Devamı geldi, gelecek. Şimdi de pusunun ve şaibenin temsilcileri saldırıyor. Van, Bitlis, Elazığ ve Gaziantep.
Terör saldırılarıyla birlikte gündem ve öncelik de değişti. Tek derdimiz paralel yapı iken, başka konularımız da oldu. Dikkatimiz dağıldı. Evet, üst akıl.
***
Hep söylüyoruz: En yeni sıkıntımızın bile birkaç asırlık tarihi var.
Suriye, nasıl da ülkemizin iç meselesi haline geldi. Bundan kaçınmamız mümkün mü? Hayır. Örneğin bir hançere benzeyen terör koridoru. Kayıtsız kalabilir miyiz?
Moğol istilâsı, Haçlı seferleri, Ermeni isyanları, Cihan harpleri ve son olarak terör dalgası. Allah'a şükür, hâlâ buradayız. Aslımızı ve esaslarımızı koruyoruz. Bir gecede gördük bunu. Ecdadı iyice anladık.
Dirayeti kırılamamıştır. Feraset ve metanet sahibidir. Umutsuz veya zayıf zamanlarda dahi ileri harekât yapma kabiliyetimiz vardır. 1918 tarihli Kafkas İslâm Ordusu'nu hatırlayalım. Kıbrıs Barış Harekâtı da buraya eklensin.
Aylardır canımız yanıyor. Üzülüyoruz. Fakat biliyoruz ki, Türkiye çınarının kökü, bütün ayrık otlarından daha derindedir, kuvvetlidir. Gölgesi bile hepsini kurutmaya yeter