Gözlerini açmış, yarı endişe, yarı öfkeyle durumu anlattı bana Amerika'da yaşayan dostum:
“
Amerika'nın en liberal, çok kültürlü hayatın en yaygın olduğu New York'ta yaşandı bu. Müslüman başörtülü kadınlar fiziki saldırılara burada maruz kalıyorsa, aşırı sağın ve ırkçılığın hakim olduğu iç eyaletlerde neler yaşanmaz diye düşündük beraber.
Bu eyaletlerden biri olan, Georgia'nın Atlanta şehrinde, ormanlık bir arazide, otomatik silahlarla talim yapan ve adeta savaşa hazırlanan grup durumun vahametine çok iyi bir örnek. Korkularının ne kadar haklı olduğunu da gösteriyor ayrıca.
Kendilerine,
adını veren ekip, 8-10 yaşlarındaki çocuklar da dahil, ormanlık bölgede silah talimleri yapıp şiddet enjekte ediyorlar birbirlerine. Yaptıkları şeye,
diyorlar. Savaşa hazırlanıyorlar yani. Silahlı eğitim yaptıkları kampın her yanında Trump posterleri var.
Grubun lideri Chris Hill, Trump'a olan hayranlığın, sadece vatandaşların silahlanmasına verdiği destek olmadığını söylüyor. Hill, Trump'ın yabancı ve Müslüman düşmanlığına varan söylemlerinin ne kadar haklı olduğunu anlatıyor ayrıca oraya gelen gazetecilere. Gazetecilerin arasında Anadolu Ajansı muhabiri de var. Kimliğini ve ülkesini gizlemek zorunda kalan AA muhabiri, savaş ortamlarında oluşan riskler yaşadığını anlatıyor sonradan.
Bu grup bulundukları bölgede, Doraville kasabasında, bir cami yapımını engellemek için, baştan aşağı silahlanıp, protesto gösterisi düzenlemiş ve cami yapımını durdurmuştu.
Georgia'daki grup gibi silahlı eğitim yapmasa da, dipten dibe büyüyen ve çok önemli bir güç olmaya başlayan, Alt-Right (Alternatif Sağ) hareketi, bu silahı gruba sempatiyle bakıyor.
Spencer, 2008'de bu harekete 'Alt Right' adını ilk veren kişi. Sonra bu fikirleri savunduğu Breitbart haber sitesinin kurucusu ve sahibi oldu.
Breitbart sitesi, ülkede, Georgia'daki gibi şiddet eğilimli grupların, yabancı düşmanı, aşırı ırkçı, koyu Hıristiyan ve Müslüman karşıtı herkesin ortak online gazetesi gibi. Bu siteyi bu kadar popüler ve ilgi merkezi yapan yayın yönetmeninin adı
Alt-Right hareketi solculuğa, çok kültürlülüğe, globalizme, liberalizme, her türlü yabancı göçmene, Yahudilere ve özellikle Müslümanlara düşmandı. Beyaz ırkın ve Hıristiyan dininin üstünlüğüne inanır. Trump hayranı, silah düşkünü, sertlik ve şiddet eğilimli insanlardan oluşuyordu. Hepsi komplo teorilerine meraklı ve en çok bu konuda paylaşım yapıyorlar.
Birleşmiş Milletler lobisinde konuştuğum, Amerika'da doğan siyahi gazeteci Rosiland Jordan,
dedi, endişeyle. Aynı binada görev yapan meslektaşı Majeed Gly ise
diyor.
Teknolojiye yatkın gençlerin en gözde hareketi de oldu Alt-Right. Sosyal medyada alternatif haber ağları kurarak, muazzam bir iletişim gücüne ulaştılar. Trump da zaten basın toplantısı yapmak yerine, Twitter üzerinden açıklama yapıyor sadece. Ana akım medyanın
olması nedeniyle böyle yaptığını söylüyor.
Bu arada Beyaz Saray'da bazı medya kuruluşlarına örtülü yasak getirmesi, 1920'den beri süren geleneksel Beyaz Saray muhabirleri yemeğine katılmaması, kavgayı zirveye çıkardı.
Alt-Right hareketinin yükselişi ve Trump'ın utanç veren politikaları nedeniyle, yüzlerce protesto yapıldı.
diyen liberaller, solcular ve Ortodoks Yahudi grupları, Müslüman azınlığa yönelik yasak ve baskılara karşı dayanışma içine girdiler. Trump'ın, 'baş yalancı' ilan ettiği New York Times, nedense birden mazlum Müslümanların haklarını savunmaya başladı.
Amerika'da yaşayan Müslüman gruplar, bu ırkçı harekete karşı tam olarak örgütlenemese de, gelecekte ciddi tehlikelerin kendilerini beklediğini görüyorlar. Bu nedenle de toparlanmak, Trump karşıtı hareketle ittifaklar yapmanın yolunu arıyorlar.
Başörtülü bir kadının otobüs terminalinde karşılaştığı fiziki saldırının daha büyüğü, daha tehlikelisi yaşanmaz umarım. Geçen ay Kanada'da , bir camiye girip, 8 Müslümanı öldüren, 20'li yaşlardaki beyaz ırkçı genç gibi, daha ne kadar potansiyel katil var kestirilemiyor.