|
Bir masanın dört ayağı: Türkiye, Mısır, Suud, İran
İslam dünyasının havzaları vardır. Bu havzalar, Müslüman dünyasının üzerine kurulduğu bir masanın ağırlık ve denge merkezidir. Tarihi, jeopolitik, ekonomik ve dini olarak bu havzaların çok büyük önemi vardır.

Tıpkı bir masa gibi, her zaman dengeli dört ayağa ihtiyacımız var. Birinin yokluğu, hatta uzun ya da kısa olması, masanın dengesini bozuyor maalesef.

Osmanlı döneminde, ne zaman bu denge gözetildiyse, Batı'ya karşı büyük fetihler, başarılar elde edildi. Osmanlı sırtını İslam dünyasına dayayıp, yüzünü Batıya çevirdiği günden itibaren, büyümesi hep Hıristiyan dünyasına yönelik olmuştur. Ta ki Şah İsmail dönemine kadar.

Dengenin ilk bozulması: Şah İsmail ve Kavalalı

Şah İsmail, Şiiliği bir ideoloji, keskin bir mezhep haline getirdi, aynı zamanda siyasi hayallerinin bir parçası yaptı. Osmanlı'nın batıya ilerlemesi, Şah İsmail tehdidi, 1514 Çaldıran Savaşı ile ilk kez duraklamıştır. Osmanlı ilk kez o zaman yüzünü Batı'dan, Doğuya çevirmiştir. Masanın bir ayağı, ilk bu tarihte dengeyi bozmuştur.

Masanın dengesinin bozulduğu diğer tarih, 1800'lü yılların başıdır. Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın, Osmanlı ile yollarını ayırmaya karar vermesi, ikinci büyük sarsıntıyı yaşatmıştır İslam dünyasına. İngilizlerin etkisiyle de bir süre sonra ana gövdeden kopmuş ve dengenin tamamen bozulmasına neden olmuştur.

Masanın üçüncü ayağı olan Suudi Arabistan, 1811 de Vahhabi isyanı ile ilk dengeyi bozma girişiminde bulunur. İsyanı, Osmanlı adına Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa bastırır. Ancak sorun dipten dibe hep devam eder. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Suudi Arabistan, İngilizlerin teşvikiyle bağımsızlık ilan edip, ana gövdeden kopar.

İslam dünyası ayaklar kırılınca geriledi

İslam dünyasının dengesi bu kopmalar, rekabet ve kavgalar yüzünden bir daha yörüngesine girememiştir. İslam medeniyetinin gerilemesi ve Batı karşısında ezilmesi de bu sayede hızlanmıştır.

Batı, kurduğu ittifaklar ve oyunlarla, havzaların yeniden bir araya gelerek, devrilen masanın ayağa kalkmasına müsaade etmemiştir. Bu ülkelerin yöneticileri de, bu oyunu bozacak birlik girişiminde bulunmamıştır.

Arap Baharı ile yeniden birlik olma ve devrilen masayı ayağa kaldırma ihtimali, Batı'nın ve bölgede çıkarı olan ülkelerin en büyük korkusuydu. Mısır ve Türkiye'nin müttefik olduğu bir denklemin bile, tüm dengeleri baştan aşağıya değiştirebileceğini gördüler. Mısır'daki askeri darbeye bu nedenle her türlü desteği verdiler.

Masanın dört ayağını tam anlamıyla kırmak, bir daha ayağa kalkmasını engellemek için herkes seferber oldu sanki. Mısır, askeri darbeyle felç edildi. İran Suriye, Irak, Yemen, Lübnan'da savaşlara sokuldu, İslam dünyasını ikiye ayırması sağlandı. Suudi Arabistan, Mısır'da askeri darbeyi destekledi, Yemen'de, Suriye'de savaşa girdi, siyasi idamlarla bir dinamitin ucunu ateşledi. Türkiye'de Gezi, Paralel, PKK ile sistem çökertilmeye çalışıldı. Ankara, İran'la Suriye nedeniyle; Mısır ve Suud ile darbe yüzünden ters düştü.

Ayaklar kırıldı, İslam dünyası dağıtıldı

Masa tam anlamıyla darmadağın edildi, ayaklar kırıldı. Büyük bir istikrasızlık ve kaos ortamı hakim oldu. Batı, hem toparlanmaya çalışan İslam dünyasını dağıttı, hem de çıkan kaos ve savaşlar nedeniyle silah satışı başta, büyük ekonomik kazançlar elde etti.

Tüm bu olanları tek başına Batı'nın oyunlarına, tuzaklarına bağlamak çok yanlış olur. Bu havzalardaki bazı muhteris ve kifayetsiz yöneticiler, 'benim olsun, küçük olsun' diyerek İslam dünyasındaki parçalanmayı hızlandırdı
, Batının ekmeğine yağ sürdü. Birlik kurmayı, ümmet olmayı, İslam Birliğini düşünen olmadı. Türkiye bu konuda tek başın kaldı.

Dört ayak olmadan ayağa kalkamayız

Her şeye rağmen, bir gerçeği kabul edelim: Bu dört ayak bir araya gelmeden masayı yeniden kuramayız ve ayağa kalkamayız. Acı da olsa bazen yutkunmak ve bazı şeyler konuşmamak zorundayız artık. Fiili savaşlar başlamadan ve yabancı ülkelerin fiili işgalleri olmadan, birlik için adımlar atmak hayati bir hal aldı.

Şunu da görelim, bu masanın sağlam kalan tek ayağı, büyük birliği savunan en önemli ülkesi, Türkiye bunu yapmak zorunda.
#İslam dünyası
#Şah İsmail
#Türkiye
#Mısır
#Suud
#İran
8 yıl önce
Bir masanın dört ayağı: Türkiye, Mısır, Suud, İran
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık