|
Nişantaşı eşrafına
Siz ki, bu ülkenin en güzel semtinin, milli gelirden en çok pay alan eşrafı olarak yaşar, her gün ülkenin en fakirleri için Cafe House'da, Latte içerken tivit atarsınız, dertleriyle dertlenirsiniz. Bu şekilde cennete gireceğinizi bile umarsınız.

Siz ki iktidarda kontrol edebileceğiniz bir koalisyon olsun istersiniz, güçlü lideri sevmezsiniz. Lakin tek partili, güçlü liderli iktidarın zenginleştirdiği ülkenin, nimetini en çok siz yersiniz, bir kere bile teşekkür etmezsiniz.

Nişantaşı eşrafı,

Siz ki HDP barajı aşsın dersiniz, HDP'nin politikasını, fikrini, hedeflerini bilmezsiniz. Yeter ki HDP barajı aşsın, AK Parti iktidar olmasın istersiniz. HDP barajı aştı, AK Parti iktidardan düştü, şimdi ne yapacağınızı bilmez halde, her gün koalisyon formülleri tartışırsınız.

Siz ki Selahattin Demirtaş'tan bir Çipras doğurmak istersiniz, saz çaldırır, türkü söyletirsiniz. Yunanistan'ın iflas ettiğini, ülkenin perişan olduğunu görünce, Türkiye Çipras'ın borcunu ödesin diye yalvarırsınız. Aklınız, karışık 'Milkshake' gibi oldu, farkında değilsiniz.

Siz ki Demirtaş'ı sevdiğiniz için değil, Erdoğan'dan nefret ettiğiniz için ona oy verirsiniz. Nefret ve çıkar üzerine kurulmuş bir ittifaktan medet umar, sevmenin ve yol arkadaşı olmanın ne demek olduğunu bilmezsiniz.

Siz ki HDP öyle istiyor diye PYD'yi savunur, ona güzellemeler dizersiniz. PYD'nin, PKK demek olduğunu, nasyonal sosyalist bir örgüt olduğunu, kendi kimliğinden başka kimliğe yaşama hakkı tanımadığını bilmezsiniz. “Faşizme karşı omuza omuza” diye, bir de slogan atar, çelişkinizi göremezsiniz.

Siz ki öfke ve nefretin esiri oldunuz, ülkenizin düşmanı, silahlı ve silahsız terör örgütlerini savunur hale geldiniz.

Siz ki doğduğunuz, büyüdüğünüz, ekmek yediğiniz, çocukluk hatıralarınızı yaşadığınız, yaşlılarını gömdüğünüz bu ülkeyi, Twitter'da “Terörist Türkiye” diye ilan edenlerle bir olursunuz. Bu dayanışmayı, güneşli bir günde, Harvard Cafe bahçesinde filtre kahve içmek gibi anlarsınız.

Siz ki, kendinizi ne olarak tanımladığınızı bilmezsiniz. AK Parti neye karşıysa siz o olursunuz, AK Parti neyi isterse, siz ona karşı olursunuz. Kimliğinizi, köklerinizi, fikrinizi unutalı uzun zaman olduğunu bilmezsiniz.

Siz ki Gezi'de, içinizde bir eylemci ruhun olduğunu keşfeder, sokaklarda kol kola yürürsünüz. Tomayı görünce kaçar, Nişantaşı Brassire sığınırsınız. Orada soğuk bir Carlsbarg içerken, Kürt çocuklarını, Alevi çocuklarını 'Diren Gezi' diye kavgaya çağırırsınız.

Nişantaşı eşrafı,

Ermeni sorunu tartışılır 'hepimiz Ermeni'yiz' dersiniz, Kobani tartışılır 'hepiniz YPG'liyiz' dersiniz, kadın hakları tartışılır 'hepimiz feministiz' dersiniz, eşcinseller yürür, hepimiz “....” dersiniz. Kim olduğunuzu, ne olduğunuzu bir türlü bilemez, gökkuşağı bayrağı sallarsınız.

ABD'de eşcinsel evliliği kabul edildi diye bayram edenlere katılır, onların haklarını savunur, dışlanmasın istersiniz. LGBT yürüyüşünde, başkalarının inançlarına, haklarına, kutsal değerlerine hakaret edilir, bunları görmezsiniz. Bir eşcinsele laf etmenin haksızlık; onların, çocukların geçtiği caddede çırılçıplak soyunmasına protesto hakkı dersin. Böylece tüm adalet kavramını yerle bir edersin.

Nişantaşı eşrafı,

Muhafazakar olanın hatalarını gözler, “dindar insan bunu nasıl yapar” diye kıyameti koparırsın, kendi hatalarını “dindar değilim” diye savunursun. Bir günahı kendin işlediğinde sıradan, dindar insan işlediğinde olağan üstü tepkiyle karşılarsın. Günün sonunda, 'ben de Müslümanım' der işin içinden çıkmak istersin.

Hanuka bayramında Yahudilere, Chistmas'ta Hristiyanlara saygıda kusur etmez,
şamdan yakar, çam süsler
, onların inançlarını yaşama hakkını savunursunuz. Ramazan gelince gündüz
vakti yemek yemeyi
, Teşvikiye Cami'nde teravih kılınırken, Den Cafe'de
içki içmeyi Müslümanların inancına
saygısızlık olarak görmezsiniz.

Başkalarının yokluğu üzerine bir hayat kurmak istersiniz. Kendi varlığınızı yüceltir, ötekini gizliden dışlarsınız. Sonra demokrasinin kahramanı, fikirlerin özgür insanı, hümanizmin yılmaz savunucusu siz olursunuz. Tüm bunları Nusret'te T'bond yerken yapar, çıkarken valeye 10 TL vermenin, sosyal sorumluluk olduğunu düşünürsünüz.

Siz ki Osmanlı'yı küçümser, İngiltere'nin güneş batmayan imparatorluğuna hayran olursunuz. Siz ki Osmanlı hanedanını kötüler, İngiliz kraliyet ailesine öykünür, yeni doğan hanedan üyesini hayranlıkla canlı yayında izlersiniz. Öyle çocuklarınız olsun diye bir de dua edersiniz.

Siz ki her geçen gün, doğduğunuz toprağa, çıktığınız millete, inandığınız dine yabancılaşır, uzaklaşırşınız. Çınarın gövdesinden kopmuş bir yaprak gibi, rüzgar ne yönden eserse oraya savrulursunuz.
#Nişantaşı eşrafı
#hdp
#Diren Gezi
9 yıl önce
Nişantaşı eşrafına
%25 kira artış sınırlandırması kaldırılmalı mı?
Geride kalan bir yıl değil, uzun bir sömürgecilik dönemidir
Bir Başka Mesele: Truva atını içimize yerleştirdiler
Ahlâk kitapları ve “İslâm Ahlâkının Esasları”
Şimdi gözler Avrupa Birliği’nde…