|
"Tahliyeler" dışında iki konu

Birkaç kez hatırlatmıştım. Bazı okur mektuplarının tadına gerçekten doyulmuyor. Bazen o kadar güzel mektuplar alıyorum ki, ülkede “okur-yazar” ilişkisinde (de) bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum. Yani özetle, o mektupları kaleme alanlar yazıp biz okuyacağımız yerde, bir yanlışlık sonucu biz yazıyoruz onlar okuyor…

Geçen gün “tahliyeler” konusuna ilişkin atılması gereken “somut adımlar”ı sıraladıktan sonra, 14 yıl hapis cezasına çarptırılan IRA mensubu Bobby Sands''ın bir ara seçim sonucu milletvekili seçildiğini hatırlatmıştım. Hapishane koşullarını protesto etmek için açlık grevine başlamış olan IRA''nın bu önemli üyesinin milletvekili seçildikten sonra “dokunulmazlığın” keyfini çıkarmaya fırsat bulamadığını, seçimden iki hafta sonra çok genç yaşında öldüğünden de söz etmiştim.

Söz konusu yazının bu bölümü uzaklarda (İskoçya) yaşayan bir okurumun da dikkatini çektiğinden klavyenin başına geçip “Devamını ben yazayım” başlığı altında Bobby Sands konusuna şöyle devam etmiş:

“Boby öldükten sonra Avrupa''da İngiliz hükümeti gösterilerle protesto edildi. Fransa''nın Nantes, Le Mans, Vierzon, Saint-Denis ve Saint-Etienne şehirlerinde değişik caddelere Boby Sands ismi verildi.

En büyük balonu da İranlılar patlattı. Tahran''da İngiliz Elçiligi önündeki Winston Churchill Caddesinin ismini Boby Sands Street diye değiştirdiler. (Baskan Ben-i Sadr zamanında). Bunun manası İngiliz Elçiliğindeki antetli kağıtlardaki adresin Churchill yerine ölümüne sebep oldukları, terorist ilan ettikleri Bobi''nin ismini yazmaları demekti. İngilizler bunu yapmak yerine elçiliğin arka kapısını açıp adresi de arka kapının bulunduğu Firdevs caddesinin adresi ile değiştirdiler.

İngiliz hükümeti Iran''dan resmen Boby Sands isminin değiştirilmesini istedi ama İranlılar red ettiler.

Boby Sands 5 Mayis 1981 de 27 yaşında öldü. O zaman bizde 12 Eylül cuntası vardi her zaman olduğu gibi hiçbir tepki göstermediler haksızlığa karsi. Yani İranlılardaki (…..) Evren''de yoktu ve TC nin gücü Mamak ve Diyarbakırdakı müdafaasız mahkûmlara yetiyordu.”

Ben-i Sadr döneminin bir cadde adını değiştirerek, Bobby Sands adını İngiltere''nin Tahran Büyükelçiliği”nin “antetli kağıtlarına”na geçirmeye çalışması harika bir fikirmiş doğrusu. Ama bu pasif düzenlemenin karşısında elçiliğin “adres”i arkadaki caddeye (Firdevs) taşıması da az buz bir uyanıklık değilmiş hani…

* * *

Bir dergide (“Animal Cognition”) yer alan bir araştırma sonucundan çıkma bir haber bu. Meğerse kumrular insan yüzlerini ayırt edebiliyormuş… İki araştırmacı bir ay boyunca ziyarete kapalı bir bahçede kumruları gözlemiş. Araştırmacılardan birisi güvercinlere iyi davranıp onları beslerken, ikincisi hayvanlara özellikle kötü davranıyormuş. Bir ayın sonunda her ikisi da sadece yüzlerini açıkta bırakan kıyafetler giyerek kumruları son bir defa ziyarete gitmiş. Hayret, kumrular “iyi” ve “kötü” ziyaretçiyi yüzlerinden ayırt edebiliyor!..

Araştırma sonucunu aktaran bu gazete haberine gelen “okuyucu yorumu” sayısı da dikkatimi çekti. Belli ki okurlar, dünyada olup biten dünya kadar olayın içinde kumruların insan yüzlerini ayırt etmesiyle özel olarak ilgilenmişler. Demek ki cami avluları başta olmak üzere orada burada her gün karşılaştığımız kumrular, biraz gayret sarf edersek yüzümüzü belleklerine geçirebilecekler. Ancak okur yorumlarının epeyce bir bölümü iki araştırmacının bir ay içinde ulaştığı bu sonucu inandırıcı, ya da “bilimsel” bulmuyor. İçlerinden birisi şöyle diyor mesela: “Geçen gün bir kumrunun sokağı geçerken kırmızı ışıkta beklediğini gördüm. Şimdi bu olaydan kumruların trafik işaretlerini bildikleri sonucunu mu çıkaracağız?”

Bu “olumsuz” okur yorumları haksız değil aslında. İki kişinin bir ay bir boyunca küçük bir kumru kolonisini gözleyerek elde ettiği sonucun “kumrular insanların yüzlerine bakarak iyi-kötü ayrımı yapabiliyorlar” şeklinde genellenmesi için henüz çok erken… Ama doğrusu bu sonuç - “bilimsel” bir nitelik taşımaktan uzak olsa da- dolaylı olarak “yüz-yüzler” meselesinin önemini hatırlatması açısından hem öğretici hem de çok neş''eli bir haber değil mi? Levinas''ın kuramına bir katkı diyelim!

13 yıl önce
"Tahliyeler" dışında iki konu
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon